Yirmi birinci bölüm 'Affedemiyorum'

944 120 99
                                    

Felix'ime kızanlar var aranızda çocuk naapsın gidip atlasın mı boyunlarına.
Herkesin kendince haklı sebepleri var kitap angst de değil ikiliye de dönmeyecek yani boşuna üzülmeyin çocuklarımıda suçlamayın.

Hadi iyi okumalar

Felix

Karakolun kapısında dururken içeriye adım atıp atmamak arasında kararsız kalırken Ajumma'nın söyledikleri tekrar kulağımda yankılandı.

"İkisini de Kaybetmek istiyorsan zaman senin."

Gözlerimi yumup geri açtım. Bacaklarımı harekete geçirip içeriye girdim.
"Kime baktınız?"

Güvenlik konuştuğunda gergince gülümsedim.
"Ben ifademi güncellemek için geldim."

"Bekleyin sizi başkomiserin yanına götüreceğim."
Başımı sallayıp koltuğa oturduğumda bacağımı stresle sallamaya başladım. Kaç dakika geçti bilmiyorum ama üniformalı bir görevli yanıma geldi.

"Bang Felix?"
"Benim."
"Beni takip edin."

Başımı sallayıp adamın peşinden gittiğimde bir komiserin odasına girmiştik.
"Bay Bang. Bir kaç gün önce babanız buradaydı."
"Biliyorum Bay Min. Babamın benim yerime şikayetçi olduğunuda biliyorum ve ifademi geri çekmek istiyorum. Hwang Hyunjin ve Yang Jeongin suçlu değiller."

"Bu da nereden çıktı."
"Kazayı geçiren benim. Benim ifadem önemli değil mi?"
"Elbette ama-"
"Aması yok. Lütfen çıkartır mısınız ikisini de."

Adam başını sallayıp bir kağıt uzattığında üstten göz gezdirip kağıdı imzaladım.
"İfadenizi bir daha değiştiremezsiniz."

Başımla onayladığımda kağıdı yanındaki görevliye verdi.
"Ne zaman çıkarlar?"
"Yarım saate."

Başımı sallayıp odadan çıktım ve boş bir koltuğa oturdum. Kaç dakika geçti bilmiyorum ama sert iki feromon ile başımı sola çevirdim.

İkisi konuşarak çıkarken ayağa kalktığımda dikkatleri bana dönmüştü. İkisinin gözleri parıldarken aynı anda hızla bana sarıldılar.

Sarılışılarına karşılık vermediğimde ikiside boynumu öpüp benden ayrıldı. Jeongin utana sıkıla bakarken, Hyunjin Deltası gereği götünde bile değildi.

"Felix bizi affettin mi?"
Jeongin heyecan ile konuştuğunda başımı iki yana salladım.

"Şuan bunu konuşmak istemiyorum, buradan çıkalım olur mu?"
İkiside hızla başını sallarken beni ortalarına almışlardı.

Üçümüz birlikte karakoldan çıkarken telefonumun çalması ile cebimden çıkarttım.

"Babacığım?"

Hyunjin ve Jeongin bana dönerken gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Bebeğim nerdesin?"
"Karakola geldim. Benim yerime verdiğiniz ifadeyi değiştirmeye."

"Felix, yapmadığını söyle."
"Ne yapsaydım baba? İkisi bıraksaydımda hapise mi girselerdi?"

"Girsinler banane?"
"Baba lütfen ama."
"Felix bir şey diyip kalbini kırmak istemiyorum oğlum."
"Ama baba-"

Telefon yüzüme kapandığında şok ile telefona baktım. Ben arabayı çarptığımda bile tepki göstermeyen adam bana ismimle hitap ettiği yetmiyor gibi telefonu yüzüme kapatmıştı.

"İyi misin?"
Jeongin korkakça konuştuğunda başımla onayladım.
"Gitmem gerekiyor."

"Felix lütfen önce konuşalım."
Hyunjin rica kipi kullanmasına nazaran kelimelerin üstüne basmıştı.
İkisinin yüzüne bakıp başımı salladım.

Galaxy 2 |~hyunlixin~|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin