Bölüm beş

1.7K 103 45
                                    

Yorumlarınızı bekliyoruum

💘

Mert Hakan Yandaş...

Saatimi kontrol ettiğimde kaşlarım çatıldı.

Alin hâlâ gelmemişti.

Sıkıntılı bir nefes verdim, şimdiye kadar gelmiş olmalıydı.

Aklımdan kötü kötü düşünceler geçerken silkelendim.

Hayır, bir şey olmamıştı büyük ihtimalle yollu uzattığı için geç kalmıştı.

Hem Alin hep geç kalırdı.

Dakik bir insan değildi illa geç kalır beni merakta bırakırdı.

Telefonumu çıkarıp aradığımda duyduğum sesle kaşlarım çatıldı.

"Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyiniz..."

Şarjımı bitmişti acaba?

Ama hayır, Alin buna dikkat ederdi.

Bir gün şarjı bittiği için ona ulaşamamıştım ve meraktan kudurmuştum. Alin ise bir daha böyle bir şeyin olmaması konusunda söz vermiş ve sözünü tutmuştu.

Ta ki bugüne kadar.

Olumlu düşünmeye çalıştım ama başaramadım.

Kesinlikle şarjı bitmemişti.

Başka bir şey vardı, hissediyordum.

Aklıma rüyam geldiğinde gözlerimi yumup sinirle kafama vurdum.

"Hayır Mert Hakan, Alin iyi ona bir şey olmadı."

"Merto, ne oluyor?" İrfan'ın sesiyle gözlerimi araladım.

Elimi başımdan indirip ona baktım.

"Alin'e ulaşamıyorum."

Kaşları çatıldı ilk sonra omzuma vurdu.

"Oğlum bir sakin, ben de Alin seni terk etti sandım."

"Ne terk etmesi İrfan düzgün konuş."

O, hep benim başucumda olacaktı söz vermişti.

Beni terk etmezdi.

Edemezdi ki.

Değil mi?

Yüzümü sıvazladım sertçe kendime gelmek adına.

Alin, birazdan gelecekti ve ben ona çok kızacaktım doğrusu kızmaya çalışacaktım beni böyle meraklandırdığı için. O ise ben kedi gibi sırnaşıp gönlümü alacaktı.

Hep böyle olmuştu, yine böyle olacaktı.

*******
2 saat sonra...

Saat sekizi gösterirken Alin hâlâ yoktu.

Yok böyle olmaz benim çıkıp onu aramam lazımdı.

Ceketimi ve anahtarlarımı alıp kimseye bir şey demeden kapıya doğru ilerlediğimde İsmail beni durdurdu.

"Abi nereye gidiyorsun?"

"Alin'i aramaya." deyip kapıdan çıktığımda peşimden geldiler.

İrfan, "Tamam bizde arayalım." dediğinde kafamı salladım.

Hızla arabama binip Alin'imin geleceği yola doğru sürdüm, birkaç kişi evde Alini beklerken, İrfanlar yürüyerek diğer yakın yola yani uçurum kenarındaki yola gitmişlerdi.

Fakat, Alin oradan gelmezdi.

Dikkatlice yolla bakara Alin'i aramaya başladım.

Otobana kadar geldiğimde Alin'i bulamamıştım.

Yoktu.

İçimi saran endişe ile direksiyona vurdum.

Neredesin Alin'im?

Beni böyle merakta bıraktığı için iyi bir azarı hak ediyordu.

Kıyabilirsem tabii.

Çalan telefonumla elimi telefona attım İrfan arıyordu.

Açıp kulağıma götürdüğümde İrfan'ın nefes nefese kalmış sesini duydum.

"Uçurum yoluna gel Mert."

*******

Uçurum yoluna nasıl geldiğimi bilmiyordum.

Hayır, hayır bir şey yoktu.

Alin burada değildir.

Arabadan inip Altayların yanına geldiğimde panikle kolumu tuttular.

"Ne oldu oğlum?"

"Sana bir şey göstericez ama sakin ol. Daha emin değiliz."

Dediğinde kaşlarım çatıldı. Neyden emin değildiler?

İrfan kenara çekip uçurumun aşağısını gösterdi.

"Bu, Alin'in arabası mı Mert?"

Altay'ın tuttuğu fenerle uçurumdan aşağı düşmüş ve yarısı denizin yüzeyinde kalan arabaya baktım şok içinde.

Plakası gözüküyordu.

Plakıyı içimden kaç defa okudum bilmiyordum.

Bu araba.

Bu araba, Alin'imin arabasıydı.

"Yok, yok olamaz. Bir yanlışlık var. Bu Alin'in arabası olamaz."

İrfan kolumu tuttu, ittim onu.

Uçurumdan aşağı inmek için hareket ettiğimde iki kişi sardı beni.

"Abi sakin ol." dedi Altay.

Kollarını itmeye çalıştım. "Hayır benim aşağı inmem lazım, buradan yanlış görüyorum. Alin'in aracı değil o. Olmaz Altay, olmaz İrfan."

Araca baktım.

"Alin'in olamaz."

İrfan ve Altay beni uzaklaştırdı uçurumdan.

"Ekipleri aradık birazdan gelirler. O zamana kadar sakin durmalıyız Mert."

İrfanı sinirle ittim, "Sikmişim sakinliği! Benim her şeyim yok lan ortada. Alin'im yok lan!" Uçurumu gösterdim "Plakası Alin'e ait bir araba gösteriyorsunuz hem de uçurumdan düşmüş. Sonra sakin ol diyorsunuz ne sakinliği anasını satayım!"

"Aşağı inip bakamazsın abi, ekipler gelir şimdi onlar inip bakacaklar."

Akan göz yaşlarımla Altay'a baktım, "Ne olur o olmasın Altay, ne olur..."

*******
Ekipler gelmiş kontroller ve aramalar başlatılmıştı.

Ben ise gözlerimden akan yaşlar, dilimden dökülen dualarla güzel bir haber bekliyorum.

Beklemek hiç bu kadar can yakmamıştı.

Alin'i her türlü beklemeye razıydım fakat böyle değil.

Bu çok can yakıcıydı.

Nefesim kesiliyordu beklerken.

İrfan, dostane bir şekilde omzuma kolunu sardı.

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama yanımıza ekipten bir kaç kişi geldiğinde yüreğim hızla çarpmaya başladı.

Elinde tuttuğu ehliyet kimliğini bana uzattığında aldım.

Bu Alin'imin kimliğiydi.

Ben kimlikteki fotoğrafa dalmışken cevap veremiyordum.

Nefes alıyor muydum onu bile bilmiyordum.

Ekipten birinin kurduğu cümle ile dünya durdu, kalbim acı içinde kasıldı.

"Bir ceset bulduk, teşhis için bizimle gelmelisiniz."

💘

Nasıl buldunuz diye sorsam kızar mısınız acaba ajsksndk

20.04.2023

Sensedim| Mert Hakan Yandaş✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin