Bölüm dokuz

1.6K 103 23
                                    

İçime sinmedi ama atıyorum, yorumlarınızı bekliyorumm

💘

Mert Hakan Yandaş...

Alin'im, karşımda bana sorgulayan bakışlarla bakarken, ben umutlu bakışlarla ona bakıyordum.

Yüzüğünü parmağından çıkarmamıştı.

Bu büyük bir şeydi.

Hâlâ umut vardı.

Elini elimden çekti, buz kestim. Gitmesinden korkarak ona doğru bir adım attığımda geriye doğru adımladı aramıza mesafe koydu.

Aramıza koyduğu mesafeyle yutkunmam boğazımda kaldı.

Üç seneden beri aramıza girmeyen mesafe şimdi girmişti.

"Alin'im, ne olur uzaklaşma benden." çaresizce konuşmamla kaşları çatıldı alnını sıvazlayıp "Gitmem lazım," diye mırıldanarak merdivenleri geri inmeye başladığında peşinden indim hızla.

"Ne olur dinle beni. Konuşalım eğer bir daha görmek istemezsen kabulüm ama ne olur konuşalım bir kez. Bunu bana çok görme." sesime yansıyan endişe ve çaresizlikle duraksadı.

Başıyla gel işareti yaparak önden sakın adımlarla inip boş bir koridora girdiğinde rahat bir nefes aldım.

Durup duvara yaslandı, sesindeki mesafeyle konuştu "Seni dinliyorum."

"Hafıza kaybın ne kadar sürelik?" diye sordum gözlerim sızlarken.

Gözlerime bir bakış atıp cevapladı, "Son üç yılımı hatırlamıyorum."

Benimle geçirdiği üç yılını hatırlamıyordu.

Gözlerimi yumup nefeslendim, "Biz," deyip hasret kaldığım ela gözlerine baktım ve hızla konuşmaya başladım.

Alin'i tanıyordum, eğer istediklerini duymazsa giderdi.

"Biz seninle üç senedir beraberiz, seninle tatlı sert bir tanışmamız oldu ardından bir süre sonra birbirimizi sevmeye başladık ve sevgili olduk ardından da nişanlandık." nefeslendim, "Doğum gününde, senin için hazırlık yaparken kaza yaptın ve kayboldun. Her yerde seni aradım, aradık fakat bir ize raslanmadık. Ama bugün," hasretle süzdüm yüzünü "bugün buldun beni. Ben seni bulmadan sen beni buldun güzelliğim."

Yutkundu, hitabımla gözlerini kaçırdı.

Bu hali bana ilk zamanlarını hatırlattığı için gülümsedim.

Yüzüklü eline baktım, tutmak için elimi kaldırdığımda elini hafifçe arkasına doğru aldığında omuzlarım düştü.

"Nişanlıyız biz. Eğer," yutkundum "eğer o kaza olmasaydı şu an evli olacaktık."

Derin bir nefes alıp yüzümü süzdü, "Hatırlamıyorum." diye mırıldandı.

Sıkıntılı bir nefes verdim, "Ne olur hatırlatmama izin ver. Bize bir şans ver güzelliğim bunu hak ediyoruz inan bana."

"Bana biraz izin ver lütfen." dediğinde içime bir umut kırıntısı yerleşti.

Tamam dercesine kafamı salladım, "Lütfen vazgeçme bizden." dediğimde derin bir nefes verdi.

"Şimdi dinlenmek istiyorum." Anlayışla karşıladım. "Seni evine bırakmamı ister misin?" dediğimde itiraz etti.

"Sevim abla bırakacak." dediğinde kaşlarım anlamsızlıkla çatıldı, "Beni bulan dalgıç ve bu hastanede kalmamda yardımcı olan kişi." diye açıkladı.

"Onun adıyla mı giriş yaptın yoksa hastaneye?"

"Evet, kimliğim olmadığı için onun adıyla giriş yapmışım bir şekilde ayarlamış ben de bilmiyorum." Açıklamasıyla kafamı salladım.

"Yarın seni görebilir miyim?" diye sorduğumda dudaklarını büzdü.

Çok üstüne gitmek istemiyordum fakat elimde değildi.

"Numaranı ver, yarın iyi olursam haber veririm." dediğinde heyecanla kafamı salladım.

Danışmadan bir kağıt bir kalem alıp numaramı yazıp Alin'ime verdim. Kağıdı alıp bir şey demeden çıkışa yürüdüğünde peşinden ilerledim.

Bir kadınla konuşup arabaya bindiğinde ben de hemen arabama binip arkalarından gitmeye başladım.

Evine girdiğini görene kadar içim rahat etmezdi.

Kadın, evine bırakıp gittiğinde Alin içeriye girene kadar bekledim fakat gitmek içimden gelmedi. Boş bir alana geçip arabamı park edip evinin penceresine bakmaya başladım.

Çok şükür yaşıyordu, çok şükür iyiydi ve güvendeydi.

Ve umarım ona kavuşurdum, diğer türlüsüne dayanamazdım.

*******

Alin Yılmaz...

Gözlerimi yine aynı rüyayla açtığımda derin bir nefes verdim.

Bu sefer adamın yüzü silik değildi.

Dün gördüğüm adamdı, Mert Hakan'dı.

Baş ucumda duran sürahiden kendime su doldurup içtiğimde derin bir nefes verdim.

Kafamın içi boş bir tarla gibiydi. Banyoya girip bir duş aldığımda biraz olsun iyi gelmişti.

Üzerimi giyip dolabı kapatacığım zaman gözüme çarpan defterle durdum.

Defteri alıp baktığımda bunun bir günlük olduğunu fark ettim.

Kaşlarım çatıldı, defteri alıp yatağa oturdum ve ilk sayfayı açtım.

2020 yılından başlıyordu.

"Merhaba günlük,

Bugün garip bir şey oldu. Mert Hakan diye bir futbolcuyla tanıştım. Tanışmamız biraz garip oldu ama güzeldi ya.

Kulüpte fotoğrafları incelerken arkamda bir beden hissettiğimde istemsizce kolumu geriye doğru attım. Duyduğum sesle kaşlarım çatıldı.

"Ananı..."

Evet, bana ilk kelimesi 'ananı...' oldu.
Meğer tiki olan yere elimi atmışım. Özür dilediğimde o da kendini açıklayıp özür dilemişti.

İlk sinirlensem de komik bir andı doğrusu.

Mert Hakan Yandaş, artık Fenerbahçe'deydi ve bol bol anılarımızın olacağına inanıyordum."

Tatlı sertti demişti Mert Hakan, doğruymuş.

Gözüme numarasının yazılı olduğu kağıt çarptı elime alıp döndürdüm.

Acaba aramalı mıydım?

💘

Bilemiyorum altan acaba aramalı mısın?

22.04.2023

Sensedim| Mert Hakan Yandaş✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin