BÖLÜM-10

15 4 0
                                    

Carol kapının önünde kendini yere atmış ellerine bakarken Çığlık atıyordu.
"Kan!?"
Yanına koştuk ve panikle olayı anlamaya çalıştık.Carol Ellerine bakarken bağırarak Kan diye sayıklıyordu.

Kan diyordu evet,ama ellerinde hiçbir şey yoktu.

Doğduğun yerden ne kadar uzakta olursan ol kim olduğun değişmezmiş.Bunu anlamıştık.

Biz  üç buçuk yıldır bir maceranın içindeyiz.Yani en azından öyle sanıyorduk.Normal insanlar gibi yaşamak mı? Alışırız diye düşünmüştük,Alışmıştık.Ta ki hiçbir şeyin tam anlamıyla bitmediğini anlayana denk.Carol'un başına gelen şey ilkti ama son olmayacaktı.Hepimiz yavaş yavaş bir kabusun içine çekiliyorduk.Farkında olmadan felaketimize  doğru adımlıyorduk.Ya bu engellenecekti ya da kadere boyun eğilecekti.Peki ya hangisi olacaktı?

————————————————————————
Tam 3 saat geçmişti,3 saat.
Carol'un krizinden sonra apar topar Kafeden çıkmıştık.Bu şekilde yurda dönemezdik.
Garson kız ambulansı arayacağını söylemişti ama onu engellemiştik.Çünkü daha biz bile anlayamamışken Carol'un bu halini insanlara açıklayamazdık.
Biz Carol'u  kendine getirmeye çalışır bir vaziyetteyken Carlos Carol'un beyaz crobunun sırt kısmında bir  Kanama'nın başladığını farketmişti ve o hızla ordan çıkıp Aoron'un evine geçmiştik.Bu başlayan kanamanın Kanatlarıyla ilgili bir şey olduğunu anlamıştık.

Arabasız gelmiştik ama Bruno ve Aoron arabalarıyla kafeye gelmişti.Aoron,ben,Carol ve Carlos,Aoron'un arabasına binmiştik.Carolinna'nın yanına oturmak istemiştim ama Carlos onunla daha iyi ilgileneceği için arkaya oturmuştu.Ben ise öne Yani Aoron'un yanındaki şöför yanı koltuğa geçmiştim.Biz önde giderken Bruno, Elica,Dustin ve Eris arkamızdan bizi takip ediyordu ve bu şekilde kısa bir süre içinde Aoron'un evine varmıştık.

Hepimiz şok olmuştuk çünkü ortada hiçbir şey yokken Carol birden bire krize girmişti.Bruno,Carlos'a daha önce böyle bir şey yaşayıp yaşamadığını sormuştu ama Carlos bunun ilk olduğunu söylemişti.

Carlos,Carolinna gibi şifa konusunda pek iyi değildi bu yüzden bir şifacıya ihtiyacımız olmuştu.O an Bruno yardımımıza yetişmişti.Onunla beraber aynı okula nakil olan bir Nymph tanıdığını söylemişti ve hemen o Nymph ile iletişime geçti.Ardından o kızı almak için çıkmıştı ve tahmini yarım saat kadar süre sonra kızla beraber eve dönmüştü. Tüm bu olanlar yaşanırken Dustin burada neler döndüğünü anlayamıyordu ama Carol için çok endişelenmişti.Ağlamaktan gözleri kızarmıştı.Kafedeyken hastaneye götürmek için çok ısrar etmişti ama Carlosla kavga etmişlerdi.Carlos onun ağabeyi olduğunu ve Dustinden daha çok ne yapılması gerektiğini bildiğini söylemişti.İkinci bir olay da Aoronlara geldikten sonra Şifacı bulmaya çalıştığımızda "ne şifacısı kafayı mı yediniz siz!? Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz biz!? Gidin doktor bulun!"diye bağırıp çağırmıştı.O zaman da Elica onu uygun bir dille sakinleştirmişti.

Şifacı yani adı Raya olan nymph, Carol ile baş başa kaldıktan sonra bir süre kapının arkasında beklemek zorunda kalmıştık.Hepimiz kötü haldeydik.Dustin alt kata inen merdivenin yanındaki saksının dibine çökmüştü ve elleriyle saçlarını tutuyor,daha doğrusu çekiştiriyordu.Carlos'un gözleri kan çanağına dönmüştü.Camın yanında ayakta durmaya çalışıyordu.Eriste Carlos'un yanında,onu rahatlatmaya çalışıyordu.Elica ve Bruno alt kata inen merdivenlerin başına oturmuştu.El ağlıyordu,Bruno ona sarılmış teselli veriyordu.
Ben kapının yanında ayakta,duvara yaslanmış bir şekilde duruyordum.Aoron ise hemen dibinde karşımda ellerini cebine koymuş bir şekilde beni izliyordu.Aoron'un bile yüzünde endişe görünüyordu.

ECLİPSE.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin