04 | One and only

2.5K 194 292
                                    

2794 KELİMELİK BAYRAM HEDİYESİ.

yazım, mantık hatalarım veya sikimsonik cümlelerim varsa belirtmekten çekinmeyin. amcık bölüm asla içime sinmedi ama emeğim de boşa gitsin istemedim, bu yüzden

İYİ OKUMALAE.

---

Çağlar'ın burun çekişlerine bir de hıçkırıkları karıştığında, Kerem'in dudaklarından küçük bir küfür daha süzülmüştü.

"Seninle aynı odaya düştüğüm günü sikeyim." Alışıldık öfkesiyle bürünürken kafasının altındaki yastığı çekip yüzüne bastırdı, boğuk bir çığlık dudaklarından dökülerek boğazını titretmişti.

Saat gecenin üçüydü. Ermenistan'a karşı galibiyetlerinin üstünden beş saat geçmişti ve Kerem'in tüm neşesi, Çağlar'la aynı odaya adım attığı an çekilip gitmişti, konu da tamamen Çağlar'ın erkek arkadaşı Enes'le ettiği kavgayla ilgiliydi. Çağlar, geldiklerinden beri yatağına çekilip yorganını üstüne örtmüş, saatlerdir ağlıyordu.

Kerem, Çağlar'ın sızlanışları kafatasının duvarlarına çarpıp yankılanmaya devam ederken yastığı yüzünden çekti, olduğu yerde doğrulurken küfürleri çoktan dilinde toparlanmıştı. "Kes sesini!"

"Sen kes sesini!" Çağlar anında karşılık verdi, battaniyesinin altından çıkıp telefonunun ışığını Kerem'in gözlerine doğrultmuştu.

Kerem, kolunu gözüne örtüp yanıt olarak el hareketi çekti. Çağlar'la uğraşılmayacağını saniyesinde kabullenmişti, sırtını Çağlar'a verip geri uzanırken derin nefeslerle öfkesini kontrolü altında tutmaya çalıştı.

Gözlerini yumup bu gece onuncu kez uyuma çabasına girecekti ki zihnini sarmalayan keskin bir içgüdü buna engel oldu. Gözlerini araladığı an duvarda üstüne zıplamak üzere olan bir gölge görmüş, "Ananı sikeyim," diye çaresiz bir küfürün dilinden kayıp gitmesine izin vermişti.

"Sakın cüret etme-" Uyarmaya vakit yoktu, Çağlar, koca cüssesiyle Kerem'in üstünde yer edinip küçük olanı nefessiz bırakmıştı bile.

"Orospu çocuğu!" Kerem, Çağlar tarafından yatakta boyun kilidine alınırken bağırdı.

"Enes'le aramı düzeltmeme yardım edeceksin."

"Lan çekil!" diye kısık çıkan sesiyle konuştu Kerem. Boynuna sarılı kol yüzünden nefesi gittikçe daralıyordu, parmaklarını Çağlar'ın koluna sardı; kavrayıp çekmeye, gevşetmeye çalıştı.

"Bana yardım edersen bırakırım."

"Tamam." Kerem anında yanıtladı fakat Çağlar salak değildi, yalan söylediğinin farkındaydı. "Sana inanmıyorum, söz ver," diye en büyük kozunu sırıtarak kullandı.

"Siktir ama." Kerem inledi. Zayıf noktasından vurulmuştu, sözler ve yeminler konusunda hassastı. "Amın feryadı, tamam, söz, bırak beni."

"Ne için söz?"

"Ananın a..." Kerem sözünü yutup gözlerini sıkıca yumdu, zar zor bünyesinde yer edinmiş tek tük sabır taşları da teker teker parçalanıyordu. "Enes'le barışmanıza yardım edeceğim, söz."

Çağlar, duymak istediği sözlerin Kerem'in dudaklarından dökülmesiyle gülmüştü. Küçük olanı serbest bırakıp üstünden yuvarlandı ve yanına uzandı.

"Bu cinayete teşebbüse giriyor," diye mırıldandı Kerem nefeslerini düzenlemeye çalışırken.

"Ölmedin sonuçta."

"Annen Çağlar, annen." Kerem kendine tanıdığı kısa bir süreden sonra doğrulup ayaklarını yatağından sarkıttı, ayaklanmaya çalışırken tekrardan boy gösteren bel ağrısı yüzünden nefesi anlık olarak kesilmişti.

Win69 • Altay × KeremHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin