06 | Lips on lips

3K 172 395
                                    

bayanlae selam

ayıptır söylemesi ben bu sefer gtümü ciddi anlamda verdim...

4340😍

son kontrolü yapmaya üşendim bu yüzden birkaç yazım yanlışı, isim karışıklığı veya sikimsonik cümleler olabilie. uyarmaktan çekinmeyinn

ve lütfen boş bir beyinle okuyun, karışık yazdım ve ilk kısım da yrrm gibi oldu orayı da görmezden gelirseniz...

iyi okumalaerrr

---

Ve ikisinin de bildiği bir şey vardı ki, bunun geri dönüşü yoktu.

Dudaklarının birbirlerine sürtündüğü an geri dönüşü olmayacaktı.

Ortama ağır bir atmosfer çöküp saklı duyguları baskılarken, dillerinin altına gizledikleri yasaklı arzular dışarı doğru yavaşça sızıyor; dişlerini aşıp dudaklarına doğru yöneliyorlardı.

Kerem gözleri yumulu, kanla canlılık kazanmış dudakları bilincinden bağımsız hafifçe öne büzülü bir şekilde olduğu yerde titreyip kasılan bedeniyle dururken, Altay iradesinin son kırıntılarının da avuçlarından kayıp gittiğini hissetti. Kalbini sarıp sarmalamış arzu, mantığına örülüp öne doğru çekingen bir tavırla uzanarak aralarındaki mesafeyi en aza indirmesine neden olmuştu.

Kerem, burnuna çarpan sıcak nefesle uyuştuğunu hissetti, burnunun ucu karıncalanıp kasıldı. Kurumuş boğazını nemlendirmek istese de yutkunmayı bile beceremeyecek kadar bedeninden bağımsız hissediyordu.

Altay'ın göğsünden ittirmesi, durması gerektiğini söyleyip bu atmosferden sıyrılması gerektiğinin farkındaydı fakat bunu gerçekleştirebileceği ne iradesi ne kontrolü vardı, ikisi de avuçlarından kayıp gitmişti, savunmasızdı.

Gözleri kapalı, olan bitenden habersiz bir şekilde öylece beklerken, beline sarılan güçlü bir kolla kasıldı, yumulu gözleri titremişti.

Altay, vücutlarını bütünleyip Kerem'in çenesine sarılı parmaklarını sıktı, derisini dokunuşlarıyla ezip küçük bir inleme kazandıktan sonra dudaklarını nemlendirip öne doğru uzanmıştı.

Altay'ın öne eğilmesi ve Kerem'in parmak uçlarında havalanmasıyla dudakları birbirlerine sürtündüğünde duygular baş edilemez bir hâle evrildi, bu yalnız kalplerindeki saklı arzuları canlandırmamış; aynı zamanda olmayan hislerin de aralarında varolmasına neden olmuştu.

İkisinin de dudaklarını oynatmayı reddettiği, kasılıp uyuşmaları, birbirlerinin ateşiyle kavrulurken bu yeni, sarhoş edici hisse alışmaya çalışmalarıyla geçen kısa bir süreden sonra, Altay'ın beklemediği bir şekilde dudaklarını ilk oynatan Kerem'di. İradesi çok daha güçsüz ve zayıf kalıyordu, kalbinin ilettiği her şey mantığını es geçip hareketlerine karıştığı için ilk reaksiyonu vermekte gecikmemişti.

Dudakları çekingen bir tavırla oynarken, zayıf kişiliğine üstünlük kuran güçlü bir arzuyla, Kerem'in eli bilincinden bağımsız ürkek bir tavırla havalandı, parmakları hafif bir dokunuşla Altay'ın yanağında yer edinip bulundukları yeri çekingen bir tavırla okşamıştı.

Dokunuşla ürperen Altay, anında bu yeni temasın bağımlısı olmuştu. Bir elini havalandırıp Kerem'in bileğini kavrayarak parmaklarını yanağında sabitlerken, Kerem'in kanının tükürüğüne karıştığını hissedebiliyordu. Kan, dilinde metalik bir tat bırakıp boğazından aşağı aktı.

Dudaklar, birbirlerini keşfetmek istercesine sakin, çekingen bir tavırla ritim tuttuğu sırada öpüşünü sertleştirmemek, Kerem'i bunca yıl ona muhtaç bırakmasının nefretini çıkarmak istermişçesine dokunuşları altında parçalamamak adına iradesinin kalan son birkaç parçasına sıkı sıkıya sarılmıştı. Kerem'e bunca yılın ardından bu duyguların kontrolü altında dokunabiliyorken bu fırsatı onu korkutarak harcayamazdı, ona alışmasını, kaçmamasını sağlaması gerektiğinin bilincindeydi.

Win69 • Altay × KeremHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin