Kim Bu Çocuk

19 3 0
                                    

Arabamla sahil kıyısına vardığımızda arabayı söndürüp dışarı çıktım etrafa bir göz gezdirdiğimde 7 kişi olduğumuzu gördüm,bu grupta sadece üç kişiyi tanıyordum onlarıda zaten biliyorsunuz.Yaktıkları ateşin yanındaki kesilmiş oduna oturduğumda önümdeki ateşle ellerimi ısıtıyordum.
"Nasıl ortam ama?"yanımdan gelen sesle yerimden sıçradığımda yanıma oturanın Emir olduğunu görüp rahatladım.
"Korkuttum mu?"
"Hayır."hayır korkmadım o yüzden yerimden sıçradım sorun yok.
"Ne diyordun dalmışımda biraz."
"Sorun yok nasıl ortam diyordum."dedi gülümseyerek.
"Ee...güzel."
"Beğendiğine sevindim."başımı sallayarak tekrar ateşe diktim gözlerimi.Daha sonra Zeliş gelip yanımıza oturdu.
"Selam."
"Selam."
"Napıyorsunuz,bende tam sana biraz dolaşalım mı diyecektimde galiba siz beraber takılırsınız ben gideyim."Zeliş sözünü bitirip tam ayağa kalkacakken onu kolundan yakalayıp 'Beni Emir'le yalnız bırakmaa!!'der gibi yalvaran gözlerle baktığında durumumun ne kadar acınası olduğunu anlayıp Emir'e döndü.
"Emir şimdi aklıma geldi Selin seni çağırıyordu."diye yalan uydurdu ama Emir buna inanmışa benziyordu.
"Öyle mi tamam ben bir bakayım."diyerek yanımızdan uzaklaştığı gibi oturduğum yerden kalkıp Zeliş'e sarıldım.
"İyiki varsın ya,sen olmasan ben şuan ne halde olurdum."
"Emir'le yatakta."dedi dalga geçerek.Ona gözlerimi devirip denize doğru ilerledim o da peşimden geliyordu.
"Bir şey duydum."dedi heyecanla,ona soran gözlerle baktığımda konuşmaya devam etti.
"Bizim okula yeni bir çocuk gelecekmiş."
"Öyle mi sen nereden duydun."
"Kızım benim babam okul müdürü farkındasın değil mi?"bu sefer gözünü deviren oydu.
"Unutmuşum."
"Sen neyi unutmuyorsunki zaten."
Bir süre deniz kenarında yürüdük ve tekrar ilk geldiğimiz yere döndük,bizim okuldakiler ateş başında benim asla gülmeyeceğime emin olduğum şakalar anlatıp gülüyorlardı.
"Zeliş."dedim kolunu tutarak.
"Efendim."
"Eve gidelim mi?"
"Nereden esti bu şimdi."
"Kendimi iyi hissetmiyorum bide bu saçma sapan şakaları duyup midemi bulandırmakta istemiyorum."
"Tamam sen burada bekle ben onları ikna edip geliyorum."başımı minnetle salladıktan sonra gözlerimi denize çevirdim.Ne güzel dalgalanıyordu.Belkide hayat bir denizdi bize dalgalarını acımasızca savuran biz de o denizin üzerinde yaşamaya çabalayan çaresiz içerisine su alan bir tekne.Her çabaladığımız gün su alıyordu bu tekne bizim gözümüz hep kıyıdaydı hep diyorduk ki:'Ah şu kıyıya bir ulaşsam.'ama yaptığımız asıl yanlış denizi karşımıza alıp karaya ulaşmaya çalışmaktı.Teknemiz su alıyordu evet ama biz bunu umursamadan karaya ulaşmaya çalışıyorduk belkide o su alan deliği kapatmaktı çözüm belkide denizle dost olmaktı doğrusu.Peki hangisiydi doğru olan?
"Yagmur."omzumda hissettiğim el ile tüm bu düşüncelerden sıyrılıp gerçek hayata döndüm.
"E-efendim."
"Sen iyi misin?Dalmışsın yine."
"İyiyim merak etme,"dedim titreyen sesimle.
"Sen ne yaptın gidiyor muyuz?"
"Benim halledemeyeceğim şey var mı kızım?"
"Yok."dedim gülerek.
Arabama doğru ilerlerken Zeliş esnemeye başladı.
"Uykun geldi heralde"dedim arabanın kapısını açarken.
"Ben arkaya geçiyorum eve kadar uzanacağım beni uyandırırsın."
"Bugün bizde kalsana."dedim bir umutla
"Olur."diye mırıldanırken bir kez daha esnedi ve arka koltuğa uzandı.
     Yolda ilerlerken az ileride 18 yaşlarında bir oğlanın otostop çektiğini gördüm.Benden beklenmeyecek bir cesaretle neden yaptığımın bilinçsizliğinde arabayı onun önünde durdum ve ondan taraftaki kapıyı açtım.Çocuk çatık kaşlarla bana bakarken ben tam önüme bakıyordum
"Eğer binmeyeceksen yoluma devam edeceğim."dedim titreyen sesimle,bu sözümün üzerine yan koltuğa oturup kapıyı kapattı.
"Eğer burada oturmamın sana sakıncası varsa arkaya geçebilirim."
"Geçebileceksen geç."dedim arkada uzanan Zeliş'i başımla işaret ederek.
"Yol üzerinde ineceğim zaten."dedi etkileyici sesiyle,sesim her zaman titrediğinden konuşmayıp yine başımı salladım.
Bir yandan yola bakarken bir yandanda göz ucuyla ona bakıyordum tamam yaptığım doğru değildi ama napabilirdim ki?Sonuçta benim arabamdaydı ve ne yaptığını bilmek benim hakkımdı.Değil mi?Lütfen evet deyin.
Hayır.
    Yanımdaki çocuk cebindeki bluetoothlu kulaklığını çıkarıp kulağına taktı ve telefonundan bir şarkı açıp kafasını cama dayayıp gözünü kapattı.İçimden bir dürtü onu izlememi bas bas bağırırken ben o dürtüye engel olup yoluma devam ettim.Bir kaç dakika sonra radyoda şarkı ararken karşıma Fazıl Say'ın İnsan İnsan şarkısına denk gelip elimi radyodan çektim ve kendimi tekrar yola verdim,o sırada yanımdaki çocuk kafasını kaldırıp radyoda çalan müziğe baktı ve çok geçmeden kulaklıklarını çıkarıp tekrar başını cama dayadı.Belliki açtığım müzik hoşuna gitmişti,bu beni sebepsiz yere mutlu ederken arkadaki Zeliş'in rahatsızca kıpırdandığını gördüm umarım uyanmazdı,uyanırsa kesinlikle diline düşecektim.
Bizim mahalleye girdiğimde yanımdaki çocuk oturduğu yerden doğruldu ve bana döndü.
"Bu mahallede hiç kiralık veya satılık ev var mı?"bu sorusu üzerine bizim evin karşısındaki 1 aydır kiralık olan ev geldi,tek bildiğim kiralık ev oydu.
"Bizim evin karşısında 1 aydır kiralık bir ev var ama orayı önermem."dedim gereksiz bir hüzünle.
"Neden?"dedi kaşları havaya kalkarken.
"Evin sahibi biraz sıkıntılı birisi."suratım ekşirken bana şaşkınca bakıyordu.
"Benim için sorun değil sonuçta ev sahibiyle aynı evde kalmayacağım."diyerek güldü.
Çok güzel gülüyor.
"Haklısın."
"Anlamadım?"
"Onu ben dışımdan mı söyledim?"
"Bence dışından söylesende olurmuş."dedi sırıtarak.
Çok güzel sırıtıyor.
Kendimle kavga ediyordum bu düşüncelerde nereden çıkmıştı şimdi.
"Yanakların..."dedi elini çekingence uzatarak işaret ederken.
"Ne olmuş yanaklarıma?"dedim endişeyle elimi yanağıma götürürken.
"Kızarmışlar."dedi gülümseyerek.Elimle yanaklarımı kapatıyordum, görsün istemiyordum.
"Yanaklarım ya öfkelenince ya utanınca yada heyecanlandığımda kızarıyor."dedim verdiğim bilginin ne kadar gereksiz olduğunu düşünürken.
"Peki...şimdi neden kızardı?"
"Sıcakladım."diyerek arabanın camını açıp kolumu dışarı uzattım.
"Bu kış gününde?"dedi bu halimi garipseyerek.
"Sende bu kış gününde kısa kolluyla duruyorsun."bu sözüm üzerine morali bozuldu ve konuşmamaya karar verdi.
"Özür dilerim,yani yanlış bir şey dediysem."dedim üzgün bir ses tonuyla.
"Hayır, yanlış bir şey demedin özüre gerek yok."dedi gülümsemeye çalışarak.
"Kendini zorlama."
"Kendimi neye zorlamayayım?"
"Gülmeye.Bana gülmek zorunda değilsin.Zaten etrafımdaki insanlar yeterince gülümsüyor ve ben bundan sıkıldım."
"Biliyor musun ben ilk kez zorunda oldugum için değil gerçekten gülmek istediğim için gülüyorum ve bunu bir kız başardı,"dedi ve üzerine ekledi"ve o kızın yanakları kızarıyor."dedi bana dönüp gülerken.
O gülünce içim eriyor gibi oluyor sence normal mi?
"Kimmiş o şanslı kız?"dedim salağa yatarak.
"Kendini şanslı mı görüyorsun?"söylediğim şeyden pişman olarak diyecek kelime bulamadım.
"Bak yine oluyor."dedi eliyle yanağımı işaret edip bir yandan halime gülerek.Bense utançtan terlediğimi hissediyordum.
"KİM BU ÇOCUK!!?!"arkadan Zeliş'in bağırmasıyla ikimizde bir anda sustuk.
"Yağmur!Sen delirdin mi kızım?"yanımdakinin ismimi kısık sesle fısıldadığını duydum ama ses etmedim.
"Rüzgarım söndü,dindi ateşim
Ah bebeğim ben hala deliyim"diye mırıldandım Yüzyüzeyken Konuşuruz'un Dinle Beni Bi' şarkısından bir kesitle.Yanımdaki çocuk bana hayran olmuş gibi bakıyordu.Ben?Ve bana hayran olmak? Saçmalıyorum.
"Ya sabır...Yağmur'cum ayıptır sorması bu çocuk kim?"dedi sakin kalmaya çalışarak,bense gülmemek için kendimi zor tutuyordum,belliki yanımdaki çocukda gülmemek için elini ağzına kapatmıştı.
"Yolda otostop çektiğini gördüm ve arabaya aldım."
"Sendeki bu cesarete HAYRANIM!!"
"Teşekkür ederim canım."kendimi tutamayıp gülmeye başladığımda yanımdakide gülmeye başladı.
"NE GÜLÜYORSUNUZ LAN!"biz dahada gülerken Zeliha çok sinir olmuşa benziyordu.
"YAĞMUR ARABAYI DURDUR!!İNECEĞİM BEN SEN GİT BU ÇOCUKLA"diyerek bana trip atmaya başlayınca gülmeme hakim olup ona döndüm ve yanağımı sıktım.
"Yaa ben senide çok seviyorum aşkım."
"Ha yani onuda seviyorsun?!"diye sinirle bana dönünce o da bana döndü ve eminim yine yanaklarım kızarmıştı.
"Ne alakası var hem onunla daha ilk kez karşılaştık ve daha adını bile bilmiyorum."diye eveleyip geveledim.
"Ben Rüzgar."dedi elini uzatarak.
"Memnun oldum Rüzgar ama şuan elini tutamam farkındasın değil mi?"
"Pardon."diyerek elini geri çekti ve önüne döndü.
Bizim evin önünde durdum ve solumdaki kiralık evi yanımda oturan Rüzgar'a işaret ettim.
"Şu ev."işaret ettiğim tarafa döndüğünde ikimizde arabadan inmiştik.
"Güzelmiş."başımı sallarken bi yandan arabaya yaslanıyordum.
"Ama coğrafi konumundan dolayı değil."çatık kaşlarla ona baktığımda konuşmaya devam etti.
"Peki ya neden?"
"Çünkü senin evinin önünde ve ben ne zaman camın önüne gelsem seni görme fırsatına sahibim.Kimse bu kadar şanslı olmamıştır."yine yanaklarım kızarmış boncuk boncuk terlemeye başlamıştım.
"O kadar da abartma bence hem ben kimim ki?"
"Bence kendini küçümseme."dedikten sonra göz kırpıp bana arkasını döndü ve yeni evine doğru ilerledi bense onun arkasından bakakalmıştım.Aklımda o güzel sesinden duyduğum tek bir cümle:
Kendini küçümseme

 





BİR DAMLA YAĞMURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin