01

183 34 22
                                    


bilincimin yerine gelmesiyle ve hemen ardından aldığım temiz, ilaç barındıran o kokuyla gözlerimi araladım. etrafıma baktığımda önce başımın dibinde duran serum torbasını gördüm, üstümdeki hastane kıyafetleri ve camdan dışarıyı izleyen annemi görmemle doğrulmaya çalıştım. ama başımda öyle fevkalade bir ağrı vardı ki anlatamazdım, bu da kısıkça inlememe sebep oldu.

sesimi duyan annem ise yavaş yavaş başucuma adımladı. "başımıza sıkıntı getirmekten başka hiçbir şey yapmıyorsun hyunjin."

göz kontağını kesil birleştirdiğim ellerimle oynamaya başladım. annem bana karşı asla sevgi göstermezdi, niye bilmiyorum ama bu ilk sefer söylüyormuş gibi kırardı beni.

küçüklükten beri öyle el üstünde tutulan bir çocuk olmadım ve yeteri kadar ilgi almadım. bir şeyleri sürekli kendimin yapmaya çalıştığı zamanları hatırladım kısa bir süre.

ilkokulda çıkışlarda herkesin velisi gelirken ben evime kendim giderdim.

"ama okulda bayılma bahaneni bana yediremedin hwang. cidden okuldan sıyırmak için bunu yaptığına inanamıyorum, eğer aynı şey yine yaşanırsa inan bana hastaneye gelip senin arkanı temizlemeyeceğim."

okulda bayılmak mı?

iyi de ben okulda bayılmadım ki?

"anne okulda değildim..? orada bayılmadım.." hâlâ gözlerine bakmıyordum ama şaşkındım, bu cümlelerime de yansımıştı.

"müdür aradı hyunjin. sana inanmamı bekleme."

bu kadın neler diyordu?

"a-anne anlamıyorsun! jisung'la video çekmek için bir yere gittik, garip şeyler oldu b-birkaç canavarla karşılaştım s-sonr-"

kapının açılmasıyla içeri uzun, yapılı ve beyaz gömlekli bir adam geldi, elinde dosyasıyla birlikte adımlarken yüzüne şimdi bakıyordum.

sikeyim!

bu adam o kırmızı gözlü adamın kahverengi gözlü versiyonuydu! işlerin garip bir hâl almaya başladığını fark ettiğimde vücudumu bir titreme dalgası ele geçirdi.

bir şeyler rüya mı gerçek mi çözememeye başladığım o zaman biriminde korkuyu vücudumun her bir zerresinde hissediyordum. bu adam canavardı ulan!

adama baktığımda dosyaları inceleyerek yanıma adımlıyordu, ona baktığımda tüm enerjim yok oluyormuş gibi hissediyordum.

neredeyse biten serumu çıkartıp konuştu. "hastamız bugün nasıl?"

benden yanıt gelmeyince -çünkü kelimenin tam anlamıyla adama far görmüş tavşan gibi bakıyordum- annem hemen yanıtladı.

"4 gündür yatıyor, bence iyidir doktor bey." samimi olduğunu düşündüğü bir gülümseme yerleştirdi suratına. hahaha. tamam en iyi anne sensin tamam.

ama bir saniye..

vay anasını avradını dört gün mü yatmışım lan?

"hmmm.." bana doğru eğilip elindeki minik feneri açmış ve göz bebeğime doğru tutup incelemeye başlamıştı. kendimi geriye çekecektim ama dediğim gibi, enerji sıfır. bitik. the end.

"ben de iyi olduğunu düşünüyorum hyunjin, ama kontrol amaçlı bir gün daha tutalım diyorum ben. üç gündür vitamin alıyor sadece." annem onun ağzından çıkan kelimeleri başıyla onaylıyordu.

daha sonrasında annem dönüp saçlarımı okşadı. "bebeğim, biliyorsun artık yarın işe gitmeliyim. doktorlara zorluk çıkartma ve iyi bir çocuk olup yarın akşam seni almamı bekle, tamam mı birtanem?"

sonrasında her şey çok hızlı gelişti, annem doktora her şey için teşekkür etti ve çantasını alıp çıktı. doktor da çıkacaktı ki bir an önce konuştum.

"ben seni tanıyorum.. yani uh-"

arkasını dönüp gülümsedi ve bozuntuya vermeden adımlarını durdurdu. "ben de 4 gündür seni tanıyorum hyunjin, şimdi daha hızlı iyileşmen için sana bir serum daha takacak hemş-"

anlık gelen sinirle derin bir nefes aldım, şuan  jisung'un nerede olduğunu bilmiyordum, o gece onunlaydım ama şuan yoktu. adamla dalga geçer gibi konuşuyordu birde pezevenk.

"siktir git, bu seruma ihtiyacım yok benim! naptın lan jisung'a onun beynini mi yıkadın pezo! ama bana işleme-"

kapının dışarısına doğru seslenmesiyle lafım bölündü.

"yuna! Sakinleştirici lütfen."

"amına koyduğum dinlesene beni, pişt- yemin ederim çığlık atarım!"
içeri hemşire girince -sanırım bahsettiği yunaydı- elindeki iğneyi hazırlarken son kozumu kullandım.

hyunjin'in tavsiyeleri madde bir;

başın sıkıştığında istediğin kadar çirkefleş.

"hoŞT BELEDİYE ZEHİRLEMEDİ Mİ HÂLÂ SİZİ?!"

geri geri gidip kapıyı kapattığında suratı korkunç bir hâl aldı. böylelikle 2 dakikalığına gelen yüksek özgüvenim bir anda uçuvermişti. tamam en derin bakan sensin he.

"senin o siktiğimin küçük çığlıklarını kimse duyamaz ve umursamaz."

"siz naptınız jisung'a?"

"o salak arkadaşın hiçbir şey hatırlamıyor ve şuan mışıl mışıl uyuyor olmalı." bir anda açıklama yapmıştı. hayır yani madem söyleyecektin ne uğraştırıyorsun, değil mi yani?

kolumu sıkıp gözleriyle damarın yerini bulmaya çalışırken iğneyi sapladı. "bir dahada boyundan büyük işlere kalkışma, şimdi bağır bağırabiliyorsan."

slm kontrol etmeden atıyorum cunku oyle
bir sonrakı bolum 93736326 yıl sonra gelır bb

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 26, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

vampir,, hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin