3. TANIDIK ISI

581 32 40
                                    










(iyi okumalar,
yorum yapmayı unutmayın:)








Üstte mavi gök çökmedikçe,
Altta yağız yer delinmedikçe,
Senin ilini ve töreni kim bozabilir...

Bilge Kağan








"İyimisiniz Üsteğmenim?"

"Evet, iyiyim."

Hayır, geberiyorum. Ciddi anlamda gebermiştim yani. Bayılmışım oğlum lan, bayılmışım! Bu pekte hafife alınacak bir şey değildi çünkü öyle çok sık bayılan biri değildim. Hatta toplasan şu hayatta en fazla iki kere falan bayılmıştım yani. Onlarda da bir yerlerimizden vurulup kan kaybından anlık bir baş dönmesi ile yeri boylamıştık.

Ee onlarda vurulduk falan bayılmam normal ama iki koştuk diye de bayılmazsın Gece! Hayır yani kalk bir gören olacak! Rezilsin yani tek kelimeyle o kadar!

Off sende bir sus be, ne çok konuşuyorsun sen ya! Evet kendime diyordum yani aslında iç sesime. Çok konuşuyordu şu sıralar ve bu beni deli ediyordu kesinlikle!

"Ağrı kesici ve mide bulantınız için bir kaç ilaç yazdım onları kullanmanız gerek bir süre. Ayağınızda ki yaralar ve morluklar içinde pansuman yaptım yani bir kaç gün zorlamayın. Eczaneden ayağınız için krem almayı unutmayın. Son olarak da serumunuz bittikten sonra birinin yardımıyla odanıza dönün. Üzerine basmayın. Şuradaki tekerlekli sandalyeyi kullanabilirsiniz."

dedi tanımadığım ama bir afet olduğundan emin olduğum kadın doktor. Yani bu nedir kardeşim, bu askeriye özel olarak yakışıklı ve afet karıları mı seçiyor buraya. Ama bir hatanız var Albayım, beni neden aldınız!?

Sorun yok herkes hata yapar canım, değil mi?

"Teşekkür ederim..."

"Sonay. Tanıştığıma memnun oldum Gece Üsteğmenim."

Sonay. Güzel bir ismi vardı ama kesin bir kaç saatte unuturdum. İsim hafızam pek yoktu. Eğer yakınım değilse beynim o ismi anında silip atıyordu. Ya da sikip, emin değilim.

"Bende Sonay hanım. Sağolun her şey için."

"Ne demek görevim bu benim. Tekrardan geçmiş olsun."

Teşekkür amaçlı gülümsedim ama bu o kadar sahteydi ki ben bile fark etmiştim yani. Ama ne yapabilirim burada ölümden dönmüşüm bir zahmet gülümsememde sahte olsun.

O da son olarak bir baş selamı vererek odadan çıktı.

Burnumun kanaması iki koca pamuğun burnuma sıkıştırılmasıyla dinmişti ama saattlerdir nefesi ağzımdan ve götümden alıyordum. Oğlum şu burun olmazsa var ya öldüm lan! Çok önemli bir organ gerçekten!

Evet bunu şimdi anlaman da ayrı bir zeka göstergesi Gece, afferim sana!

Hala konuşuyor ya bir sus!

Ayaklarımın altı elbette tahmin ettiğim gibi her köşesi su toplamış, patlamış ve parmaklarımın uçlarıyla topuklarım kanamıştı. Bazı yerlerde görülür derecede morluklar vardı. Hayır ben koştum mu yoksa falakaya mı yatırıldım pek emin değildim. Bu ne lan! Bu ayağın hali ne!?

Tamam genelde görevlerde de oldukça kötü bir hale gelirdi ama şu an resmen mefta olmuştu canım ayaklarım.

"Yüzbaşı ben senin ebenden başlayarak bütün sülaleni, gelmişini, geleceğini, hatta gelmeyeceğini hepsini teker teker, ballandıra ballandıra si....."

OMUZ OMUZA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin