MeiSanzz ^^
--
(Not:Bu bölüm,26. bölümün devamı niteliğindedir.)Pov yazmaya üşeniyorum..🤲
Evet,yine.
--
Kuzey Kıbrıs:*Bu pek güzel,en azından onun haylice bir şekilde kararıvermiş,istediği yeterli,gerekli suyu alamayınca eski o şaşalı,önüne çıkan hemen hemen herkesi kendine büyülü bir tarzda ve biçimde çekmeyi başarabilen o rengini anında kaybeden adı sözde gül olacak çiçek gibi soluvermiş, aynı boyu gibi minik çaplı içini tahmin ettiğinden çok daha fazla bir şekilde,değerini daha yeni anlayabildiği,en az eski hali gibi yeniden kendine getirebilmeyi eninde sonunda başarabilmiş,
bilinmedik bir sihirle birlikte yeniden canlandırma vazifesini gururla yerine getirmişti bu haber.*( Kuzey Kıbrıs: 🚺 )
Fransa:*Haberi;simsiyah,bir o kadar da sanki dokunduğun anda düşecekmiş gibi kaygan çerçeve ile dört köşesi de dahil olmak üzere her yeri özenle kalaylanmış, günümüzün icadı gibi görünmeyen,kısa bir süre içerisinde inanılmaz boyutlara ve dereceye resmen ışık hızıyla ulaşmış teknolojinin büyük katkısı ve sonsuz emeğiyle kendiliğinden,herhangi bir dış etken olmadan,mavimsi,bir süre sonra gözleri fazlasıyla rahatsız eden türden bir ışık saçan,modeli gereği dar ve yeterince uzun bir yapıya sahip olan,adı telefon olacak aygıtımsı aletten okuduğu gibi,oturduğu,isteği ve bitmek bilmeyen keyfi doğrultusunda konumlandırıldığı,özellikle oluşturulmuş alanlarda bu konuda yeterince yetkili kişiler aracılığıyla büyütülmüş,sonra da katledilmiş kim bilir ne kadar ceylanlanın en önemli ve değerli kısımlarında bulunan derilerinin dikkatle ve itinayla işlenip,dikilmesi ile zar zor yapılmış,olabildiğince rahat koltuktan sanki acil,hemencicik yapması gereken bir işi varmış misali doğrulur gibi oldu fakat sonra arkasına ağır ağır geri yaslanıverdi.*
Fransa:Böyle olacağını tahmin etmeliydim.
( Fransa: 🚺 )
Pakistan:*Yavaş yavaş,kendi halinde sessiz sedasız bir biçimde,yudumlamakta olduğu,minik plastik bir şişeye konulmuş, büyükçe bir ihtimal ile daha taptaze olan suyu anında,kendisinin bile hiçbir şekilde imkanı olacağını düşünmediği bir hızla,bilmem kaç saattir basit bir korkuluk misali üstünde dikildiği,en azından sapasağlam bir şekilde durmaya çabaladığı sert,güneş altında kalmaktan minik bir cehennem haline gelmeyi uzun uğraşlar sonucu başarabilmiş mermer zemine kafasını olabildiğince,becerebildiği kadar eğmeyi ihmal etmemeye özen göstererek püskürttü ve ona haberi veren,en az Türkiye kadar yakın bir dostu ve müttefiği olan Azerbaycan'a ağzı kulaklarında bir yüzle, gözlerini kısaraktan baktı*