/yirmi iki/

291 38 68
                                    

Yoonginin ağzından;

Ağlıyordum. Her zaman ki gibi tek yaptığım şey ağlamaktı. Bir sorun olduğunda ağlar, onu düzeltmeye çalışmak yerine çözüm yolunu ağlamakta bulur yine ağlardım.
Ağlamam ve ağlamanın getirdiği baş ağrısı yetmiyormuş gibi jimin kapımı kırmak istiyormuş gibi çalıyor konuşmak için yalvarıyordu.

Konuşmak istemiyordum.
Ağlamak istiyordum.

Jimin kapıda sürekli o gece sarhoş olduğunu konuşmak istediğini söylüyordu ama başımın ağrısı onu duymamı engelliyordu.
Bilmiyorum belki de çınlayan kulağımdan dolayı duyamıyordum.
Emin değilim.

Oturma odasında kanepenin önünde dizlerimi kendime çekmiş kollarımıda bacaklarıma sararak oturmuştum. Ne kadar zamandır burda oturup düşünüyordum bilmiyorum ama bacaklarım uyuşmuştu. En sonunda ise uyuşan bacaklarıma katlanamamış oldukça yavaş bir şekilde ayağa kalkmıştım. İlk önce bacaklarım uyuştuğu için pek yürüyemesem de zamanla alışmış mutfağa doğru ilerlemiştim. Jimin hala kapıda duruyordu. Bir şeyler söylüyordu ama cidden duymuyordum.
Kendime bir bardak su doldurmuş onu içtikten sonra dış kapıya doğru yürümüştüm. Artık jimine katlanamıyordum, saatlerdir orda yalvarıyordu ve cidden pes edecek gibi değildi.

En sonunda dağılmış saçlarım, yeni giydiğim ve buruşmuş pijamam ile ayaklarımı yerde sürüyerek kapıya gitmiş aynı şekilde yavaş bir şekilde kapıyı açarak boş bir şekilde jiminin suratına bakmıştım.
Jimin kapıyı açtığımda iki adım geriye gitmiş kolunu yüzünü götürerek gözlerini silmişti.
Ağlamışmıydı?
Cidden benim için ağlamışmıydı?

Ardından kafasını kaldırarak mahçup bir şekilde yüzüme bakmış çökmüş göz altlarımı ve dağınık üstümü görünce oldukça şaşırmış suratı garip bir hal almıştı.
Belki de tiksinmişti benden.
Tiksinmesi oldukça normal bir şeydi.
Zaten oldukça çirkin olan yüzüm bakım yapmadığım ve ağlamaktan şişen ve kızaran gözlerimle daha fazla çirkinleşmiş beni oldukça kötü göstermişti.

Ve o ise benden tiksinmişti.
Ben olsam bende tiksinirdim benden.

Jimin yüzüme bakmış bir şey söylecek gibi olmuştu ama kafasını yere eğerek susmuştu.
Nedendi bu sessizlik?
Konuşmak için çağırmıştı beni, neden susuyordu?

"Neden susuyorsun?"

Uzun süredir konuşmadığım ve ağladığım için çatallaşan sesim oldukça kısık çıkmış beni daha fazla aciz göstermişti.
Jimin kafasını kaldırmış dolmaya başlayan gözleriyle bakmıştı yüzüme.
Burnunu çekmiş ardından uzaklaştığı yerden aynı şekilde tekrar yaklaşmış konuşmaya başlamıştı.

"Ben özür dilerim yemin ederim sarhoştum ve Kai senin hakkında saçma sapan bir şeyler söylemişti, onun siniriyle sana yazmışım. Yoongi.. özür dilerim?"

"Ne? Kai ne dedi benim hakkımda?"

Dediği şeyin yeni farkına varıyormuş gibi kafasını bir anda kaldırmış akan göz yaşlarını silerken konuşmuştu.

"Çok önemli bir şey değil boşver"

"Boşver mi? Benim hakkımda konuşmuş jimin. Boşveremem. Ne dediğini söyle"

"Yoongi özür dilerim"

Konuyu değiştiriyordu.

"Konuyu değiştirme bana kainin ne anlattığını söyle!"

Sinirlerime hakim olamıyordum ve bundan kaynaklı olarakta sesim oldukça yüksek çıkmıştı.
Benim oldukça sesli bir şekilde konuşmamla birlikte elinde poşetlerle merdivenlerden kendi dairesine çıkan Kai bizi duymuş son basamağıda çıktıktan sonra durarak garip bir şekilde bize bakmıştı.
Gözleri ben ve jimin arasında mekik dokurken hiç birimiz konuşmuyorduk.
Kai ikimize de bakmayı bırakmış en son gözleri bende durduğunda panik yaparak bakışlarımı jimine çıkartmıştım.

Cigarette \yoonmin\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin