Hepinize yeniden merhaba <3
Benim duyuruyu dün yayınlandıktan sonra hemen bugün tanıtımı ve birinci bölümü yazmam hakkında konuşalım biraz...
Beş bölüm yazmaya kadar sabredemedim asjxkekdks
Umarım beğenirsinizzz. Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfenn
Başladığınız tarihi buraya bırakır mısınız?
🔥Kendi hayatınızı bir anda ne denli tehlikeye sokabilirdiniz? Mahallenin en kabadayısına bulaşarak mı? Belki bir polisle kavga ederdiniz ya da tanınmış bir iş adamıyla. Peki ya bunlardan daha korkunç bir şeye bulaştıysanız? İstanbul'un en karanlık ve köklü çetesine...
Piyon
Kendilerinden olanlara bu ismi veriyorlardı. Piyonlar yolda gördüğünüz bir simitçi olabilirdi ya da bir doktor. Hatta belki de en güvendiğiniz kişi.
Duymak korkutucu geliyor fakat yaşamak tam bir cehennem. Ateşten bir çemberin ortasında duruyorsunuz. Ateşe bir adım dahi atamazsınız, bir adım dahi kaçamazsınız. Çünkü ateş kendisinden olmayanı yutar.
"Bunu gerçekten yapacak mısın?"
Gözlerim karşımda oturan adama döndü. Gözlerindeki harfler vazgeçmem için yalvarıyordu ama hayır. Çoktan dibe batmıştım, istesem bile vazgeçemezdim.
"Bu yola bir kere girdim, geri çıkmamın imkansız olduğunu sende biliyorsun.
Ayağa kalkarak masanın üzerinde duran vazoyu devirdi. Gözlerimi bile kırpmadan ona bakıyordum. Vazonun kırık parçası elini kesmişti ama umursamadı. Önüme gelip dizlerinin üzerine çöktü ve yaralı elini ellerime sardı."Hala geç değil! Yüzünü görmediler, seni yurtdışına kaçırırım. Bambaşka bir kimlikle istediğin hayatı yaşarsın ama bu oyuna daha fazla devam etme."
Elindeki kan benimde ellerime geçmişti. Ona bir cevap vermedim, beni vazgeçiremeyeceğini biliyordu. Her şeyini kaybeden biri için kendini kaybetmek hiç zor değildi.
Alnını ellerimin üzerine yasladı ve derin bir nefes çekti. Sanki bu onun son şansıydı ve elinden geldiğinde mükemmel şekilde kullanmak istiyordu.
"Seni de kaybetmek istemiyorum. Beni anlamıyorsun. Beni neden hiç anlamıyorsun? Tek sen kaldın, seni de kaybedersem yaşamak için hiçbir sebebim kalmaz."
Kana bulanan ellerim yumuşak saçlarının arasına girdi. Bu hareketimle kendini tutamayıp ağlamaya başladı.
"Eğer ben bunları durdurmaya çalışmazsam neler olur biliyorsun değil mi? Senin ya da herhangi birinin bunu yaşamasına izin veremem. Belki de bunun durulması için bin kurban yerine bir kurban yeterlidir."
Hıçkırıkları daha da arttı ve alnındaki damarın bir kalp gibi attığını hissediyordum.
"Sen kimsenin süper kahramanı değilsin benim de olma. Sensiz olan bir hayat benim için ne kadar güzel olabilir ki?"
Alnını ellerimden çekti ve yaşlı gözleriyle bana bakmaya başladı. Biliyordu, onun tek bir gözyaşına değil dünyayı kendimi bile yakacağımı biliyordu. En çokta bunun için onları mahvedecektim.
"Bu yolun bir geri dönüşü yok Ömer. Olsaydı da dönmezdim."
Sözlerim ile başını iki yana salladı ve ellerinin tersiyle göz yaşlarını sildi. Beni kaybettiğini anladı, onu kaybettiğimi anladım. Hiçbir kayıp bu zamana kadar bu kadar acıtmamıştı.
"Ne olursa olsun seni bekleyeceğim."
Yüzüne son kez baktım ve ayağa kalkarak çıkış kapısına doğru yürüdüm. Hala onu bıraktığım yerde yaşlı gözlerle beni izliyordu biliyordum. Tüm dünyayı karşıma alacak cesaretim olsa da ona tekrar bakacak kadar cesareti kendimde bulamıyordum.
"Onların eline bir silah verdim. Silahların hepsinin ucu bana doğru dönük ama bilmedikleri bir şey var. O silahların günün sonunda onların katili olacağı."
Kapıyı açtım ve çıkmak için bir hamle yaptım. Adımlarım ileriye gitmek istemediğini haykırır gibi yavaştı. Tam kapıyı kapatacağım sırada onun sesini son kez duydum.
"Abla, ne olursa olsun ölme. Çünkü sen ölürsen ölürüm. Sen ölürsen, öldürürüm."
🔥
ESARET GERİ DÖNDÜ!
Kurgu yeniden yazılıyor. Şimdi tam istediğim gibi en güzel halinde...
Eski halinden çok farklı biliyorum. Hatta alakası bile yok ama seveceğinizi düşünüyorum.
Bana destek olup kitabıma oy vermeyi unutmayın lütfen. Belki de en önemlisi ve beni mutlu eden yorumlarınız, lütfen esirgemeyin.
Ee o zaman hayırlı uğurlu olsun diyorum hayatım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET +18
ActionBu hikaye çokça yetişkin içerik barındırmaktadır. Rahatsız olan lütfen okumasın.