Şekerim yeni bölümle karşındayım.
Ben sözümü tuttum, sende şu yıldıza bas be
(önemli not : sadece yıldıza ahshdjxjeks)Oylarınız ve yorumlarınız benim için çok kıymetli o yüzden çekinmeden yazın anam. Burda biz bizeyiz 😚
Hala oy vermeyenleri yedim. (mecazi değil)
Afied bal sugarEe o zaman bölümü başlatıyorum hayatım.
Keyifli okumalarr <3
🔥
Göz kapaklarımın üzerinde tonlarca ağırlık varmış gibiydi. Uykuya direnerek gözlerimi açmaya çalıştım. Başımın ağrısı yüzümü buruşturmama neden oldu. Ellerimi güçlükle başıma attım ve ovalamaya başladım. Çok yakınımdan geçen bir erkek sesini duymamla zorlukla açmaya çalıştığım gözlerim bir anda açıldı.
Siktir kere siktir!
Dün neler yapmıştım ben öyle! Resmen hiç tanımadığım bir adamla, ilk kez geldiğim bir barda beraber olmuştum. Utanç birden bedenimi ele geçirdi. Tam şu anda olduğum yataktan yerin dibine girmek istiyordum. Sesler daha da yakınımdan geldi ve adamın yakınıma yaklaştığını anladım. Uyandığımı anlamasın diye gözlerimi hemen kapattım ve eski rahatsız pozisyonumda durmaya devam ettim.
"Sorun değil, onu buraya getir."
Sandalye çekme sesinin gelmesiyle oturduğunu anladım. Kapalı gözlerime rağmen bakışların üzerimde olduğuna emindim.
"Hayır, bu olaydan kimseye bahsetme ve ortalığı toparla."
Söylediklerinden hiçbir şey anlamıyordum. Göz kapaklarımı titretmemek için üstün bir çaba sarfediyordum ve ayrıca başım inanılmaz ağrıyordu.
Telefonu kapattıktan sonra hareket etti ve bedenimin üzerine gölgesinin düşmesiyle nefesimi tuttum. Bana doğru eğildi ve yüzümü daha yakından incelemeye başladı. Belki de şuan beni uykumda öldürmek istiyordu? Öldürmek isteseydi dün gece çoktan öldürmüştü. İç sesim arada da olsa mantıklı konuşabiliyordu.
"Uyumadığını biliyorum."
Sert sesiyle beraber içimden tekrar bir siktir çektim ve gözlerimi yavaş yavaş araladım. Üzerimde olan heybetli bedenini gördüğümde yutkundum ve gözlerimi kırpıştırdım. Gözlerindeki kirlilik bedenime akıyor gibi beni esir alıyordu.
"Aa, sabah olmuş ya."
Gerçekten şuan ki durumumuzda verilebilecek en saçma tepkiyi verdiğim için evime gittiğimde kendimi ödüllendirecektim. Tokatlayarak...
Burnundan sert bir nefes vererek güldü ve üzerime ağırlığını bırakmadan eğildi. Kokusunu yeniden duyumsadığımda gözlerim kapanacak sandım ama inat edip kendimi tuttum ve kaskatı bir ifadeyle suratına bakmaya başladım. İmdat!
"Dalga mı geçiyorsun?"
Kaşlarım yukarıya doğru kalktı ve sevimli olduğunu zannettiğim ama daha çok beni bir palyaçoya benzeten gülümsememi yüzüme kondurdum. Ellerimi göğüslerine attım ve sert göğüsleri ellerimin arasında kasıldı. Amacım sadece onu kendimden uzaklaştırmaktı ama gözlerimdeki sertlik daha da arttı. Aklıma dün gecenin gelmesiyle boynuma kadar kızardığımı hissettim.
"Sen bir üzerimden kalksana ya!"
Altından doğrulmaya çalıştım ama üzerimde bu kadar iri bir beden varken doğrulmam bir kamyonu sırtlamam kadar olanaksızdı.
"Dün gece öyle demiyordun ama?"
Sözleriyle yutkundum ve bakışlarımı o hariç odada gezdirmeye başladım. Siyah bir masa vardı evet çok şık duruyordu. Onun arkasında da siyah bir dolap duruyordu. Dolabın içindekileri görmek olanaksızdı ve sanki içerisinde devlet sırrı varmış gibi bir de üzerine bir kilit eklenmişti. Tamam, dolapta çok şık duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET +18
ActionBu hikaye çokça yetişkin içerik barındırmaktadır. Rahatsız olan lütfen okumasın.