☆
hayat, cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır.
-
Deniz. denizde yüzen çocuklar. iki katlı beyaz evin verandası. taehyung'un evi. busan'da telefon kulübesinden sonra burada açıyorum gözlerimi. taehyung'u, bir de jimin dediği o çocuğu görüyorum.
başım ağrıyor yattığım yatakta. zihnim işkence etmek ister gibi hatırlıyor her şeyi.
önce koluma bağlanmış olan o serum bitiyor sonra da uykusuzluğum. başımda dikilen iki bedene karşı yataktan kalkmak istiyorum, taehyung engel oluyor.
"Daha değil, bekle lütfen" diyor. suçunu anlamış bir çocuk gibi geri yatıyorum, ters gitmiyorum. tavana dikiyorum gözlerimi bu sefer.
taehyunga bakmak zor. anlıyor o da, ona bakmadığımı. ses etmiyor. onun yüzünden çekip gittiğimi düşünüyor. öyle değil demek istiyorum. hepsi kendime yediremediklerim ve kıskançlığım yüzünden.
Jimin durumum hakkında kısaca bilgi verip yeni serum bağlıyor koluma. sonra çıkıyor odadan. keşke çıkmamış olsa!
şimdi taehyung'la yalnızız odada. konuşmamı ya da bir şey dememi bekliyor mu bilmiyorum. ama dik oturmak istiyorum. gözlerini görmem gerekmiş gibi hissediyorum...
"yardım eder misin? dik oturmak istiyorum" diyorum.
yüzleşemediklerimle yüzleşebilmek için taehyungun yardımıyla dik oturuyorum. O da yardım edip yatakta karşıma oturuyor. öyle gözlerle bakıyor ki çıplak kalıyorum karşısında.
gözleri gözlerimde olduğundan mıdır bilmiyorum ama ağladığının farkında değil. serum takılı olmayan kolumu ona uzatıyorum sarılmak için. yatıştırmak istiyorum.taehyung koluma bakıyor önce, ne sarılıyor ne de kolumu itiyor. sadece bakıyor. inat ediyorum. suçlu benim ama inat ediyorum. sarılmamız lazım!
"sarılmayacak mısın?"
sarışın ıslak gözlerini kapatıp kollarını vücuduma sarıyor. konuşmamı bekliyormuş!
çok nahif davranıyor. çok korkutmuşum onu.
o bana sarılıp ağlarken benim gözlerim sadece kalıyor. Çünkü gerçek haykırışlarımı içimden yapıyorum, içimden döküyorum gözyaşlarımı, içimden seviyorum taehyung'u.
ona ona sardığım koluma bakıyorum. dövmeli kolum. iyileşmesi için serum bağlanmamış olan kolum. En azından diğer koluma dövme yaptırmadığım için şanslıyım diyorum. en vahşi dövmeler ellere yapılanlar! dönüşü olmayanlar. Tek yönlü kollar. parmaklarına harfler yazdıranlar, saklayamayazlar deliliklerini, ellerine tokalaşmak için, iş istedikleri adama uzatırken gizleyemezler içlerindeki fırtınayı.
Dokundukları anda normal bir insana, rüzgarı hisseder karşıdaki. üşür, titremeye başlar ve ellerinde yazılar yazan adamı, içinde çıktığı çukura geri yollamak amacıyla, işi kendisine veremeyeceğini söylemek için kırıcı olmayan nedenler düşünmeye başlar.Taehyung'a hiç tereddüt etmeden, hiç düşünmeden bu kolu sarıyorum. dokunduğumda üşümeyip titremeyecek olduğunu bildiğim tek kişiye sarıyorum.
Bir süre sonra kolumu gevşetip Taehyung'un kafasını kaldırıyorum. Islanmış suratını dövme dolu parmaklarımla siliyorum. Kuruladığım suratına kafamı uzatıyorum. bir güzel öpmeyi düşlüyorum. Ona Doğru uzandığımda göz kapaklarını indiriyor. izin veriyor öpmeme. Tamam diyorum, öpeceğim.
önce gözlerinin altına bırakıyorum bir buse, sonra yanaklarına; sağ ve sol yanağına.
birer tane de oralara! burnundaki ben kıskanıyor şimdi.burnunun ucunu da öpüyorum. Taehyung'un gözü kapalı olduğundan bu rahatlığım.
Öptüğüm yanaklarına ve burnunun ucuna bakıyorum. sarı saçlarının kapattığı gözlerinde geziyor gözlerim. Sonra dudaklarına takılıyorum.
Kalbinin şekli dudaklarına yansımış sarşının. onlara da buse kondurmak istiyorum. kendime "hakkım değil" deyip susuyorum ama durmuyorum!
Bir tane de tam dudağının kenarına öpücük bırakıyorum. öpüşümle gözleri gözlerimi buluyor. acılı bir gülümseme gösteriyor bana.
karşılık veriyorum onun gülümseyişine.
gülüşümden yakalıyor beni.
elini pürüzlü yanağıma koyup okşuyor"yirmi altı gündür ne yaptığını anlat bana" diyor. emrivaki konuşmadığını biliyorum ama anlatmazsam her şeyi yıkıp dökecek.
depo gününü hatırlamak istemiyorum, yirmi altı günde ne yaptığımı da hatırlamak istemiyorum. Ama Taehyung anlatmamı istediği için hepsini hatırlıyorum.
Derin bir nefes alıyorum, depo gününü es geçeceğim, "Çabaladıkça battığım için önceki davranışlarımdan birini sergiledim yine. Önceden de böyleydi, biliyorsun." konuşurken yutkunup devam ediyorum.
"yirmi altı günden önceki günlerde de çok iyi sayılmazdım bu yüzden bu kadar çabuk tetiklendim kendini suçlama sakın."
"iyi olmadığın günler anlatsaydın bana. niye anlatmadın? " iki eliyle dövmeli kolumu tutarken ağlamamak için kendini sıkıyor. yakın arkadaşını uyku bozukluğu yüzünden kaybetmekten korkuyor ama bilmiyor ki ipleri onun elinde olan bir kuklayım.
yapmadım, "bilmiyorum" diyorum, devam ediyorum, "arabayla önce eve gittim. Oradan da busan'a sürdüm direkt, abimin yanına. bir hafta evden çıkmadım. içki içip durdum sonra bunaldığımı hatırlıyorum. ama ilk defa bunalmam bu kadar uzun sürmüştü. on dokuzuncu gün olması lazım."
korktuğunu biliyorum ama elimden bir şey gelmiyor. kusurlarım büyük. böyle kabul etti beni. onu kaybetmekten korktuğumu, sevgililerinden fazla kıskançlık yaptığımı bildiği halde... o yüzden korkusuna elimden bir şey gelmiyor.
"Bunalmadın ama düşüncelerinle yordun kendini değil mi?"
"evet" diyorum, inkar etmenin yararı olmuyor. on dakikadır sormasını beklediğim soruyu soruyor bu sefer.
"uyuşturucu peki? o günden sonra asla kullanmayacağına yeminler ettiğin zehirdi hani? kolların mosmor geldin."
dersine çalışmış, kitabını okumuş bir öğrenci gibi konuşmaya başlıyor, intikam alıyor benden. izin veriyorum hepsine. isterse vuradabilir.
"on dokuzuncu günden sonra dışarıda daha fazla kalmaya başladım, otele yerleştim. içkiyi evde sızana kadar değil, dışarda delirene kadar içmeye başladım. gece uyuyamadığım için daha kötüydü. üç gün uykusuz kaldım. seni aradığımda yeni yeni ayılıyordum."
"ağlatıyorsun beni" diyor bana. yıkılıyorum, en korktuğum gerçeği duymak yıkıyor beni.
cevap verme yeteneklerimi kaybediyorum. taehyung ağlarken elleriyle göğsüme vuruyor."çıkar acını" diyebiliyorum.
vuruyor, acıtmıyor. o sakinleşene kadar izin veriyorum.
☆
ficle alakalı kafam her zaman karışıyor bu yüzden yorumlarınız gerçekten önemli
nasıl buldunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Irelia ☆
Fiksi Penggemar★★ bir mucize istedim. ya şimdi ya hiç! mucize gerçekleşmişti. domjjk bottomkth düz yazı