Çok acıktığım için kantine indim iner inmez başıma ağrı girdi ve yine bı kaç şey gördüm defnenin elinde yemek varken çelme takacaklardi ve düşecekti yemekte başına dökülecekti. Yine ben kendimi feda edicem ağlamak üzereyim yaaaaaaa!!!!
Sıraya girdiğimde o çocuğu gördüm hemen koşarak yanına gittim bu sefer konusacaktim."Merhaba"
"Konuşmayacak mısın"
"Bişey desene neden susuyosun"
Bunu da konuşmaya niyeti yoktu ya dilsiz ya da sağır bilmiyorum ...
Ama bana yardım edebilecek tek kişi de o"Şey senden yardım isteyebilir miyim"
Başını salladı demekki duyuyor
"Şimdi birazdan şurda gördüğün kıza çelme takacaklar bende ona mecburen yardım edicem eğer sen zamanında davranirsan durdurursun düşmesini"
Hala yüzüme aval aval bakıyordu. Neden konuşmuyor ki?
"Neyse umarım anladın"
Arkamı döndüğümde Esat çoktan defnenin yanına gelmişti ve kızla uğraşıyordu. Tam adım attığı anda çelme taktı tutayım derken ikimiz birden düştük ve yemekte üzerimize döküldü. Harika cidden leyanin sesini duydum sinirliydi
"Napiyosunuz siz.. dağılın çabuk neye gülüyorsunuz çok mu komik"
Herkes tek tek dağıldı ve leya gelip beni kaldırdı başımı konuşmayan çocuğa çevirdim hala buraya bakıyordu neden yardım etmedi ki? Elimi uzatıp defneyide yerden kaldırdım ve leya beni soyunma odasına götürdü kendi yedek kıyafetlerinden verdi. İyiki o benim arkadaşımdı. Üzerimi değişip çıktım
"Benden daha çok sana yakışmış"
"Yok be sana daha güzel yakışıyor"
"Sus bakiim sana yakıştı işte"
"Tamam tamam hadi oyle olsun bakalım"
~~~~~~~~~~~~~✏️
Sonunda kampa gelmiştik odun aramak için hocalar bizi ormanın içine gonderecekti ama ben gidemem ki?
"Hocam Tuana gidemez"
Leya beni bu kadar iyi anlamak zorunda miydi...
"Tamam tuanacım biliyorum sen hastasın gitmene gerek yok bı koşede oturabilirsin yorma kendini"
"Sağolun hocam"
"Tuana sen otur tamam mı bizde yagizla gidip odun toplayalim"
"Tamam"
Herkes gitti berat hariç yanıma gelip oturdu
"Sen hayatımda tanıdığım en korkak insansın biliyor musun?"
"Nasıl?"
"Sırf hastayım bahanesiyle odun toplamaya gitmedin. Diğerleri essek mi de odun topluyor?"
"Ama yasak bana"
"Başlatma yasağına. Korkaksin"
"Tamam bende gidicem"
"Cidden mi"
"Evet düş önüme ikimiz gidecez"
Berat ile ormana girdik bi kaç tane odun bulduk geri dönüyorduk ki saatim ötmeye başladı
"Olamaz"
"Aah hadi ama! Sırf odun tasimamak için böyle yapiyosun kalp rahatsızlığın falan yok senin.. o kadar acınası durumdasın kiii"
"Bera-"
"Kes sesini! Ben gidiyorum sende ne halin varsa gör"
cidden gitti nefes alamıyorum etrafta çok karanlık her yerden uğultu sesi geliyor korkuyordum .
Usul usul yürümeye başladım arkadan ses geldi"Kim o"
"Kim var orda"
Işığını bana doğru tuttu yüzünü göremiyorum
"Kimsin sen? Lütfen bana zarar verme öldürme beni lütfen"
İyice dibime kadar girdi. Feneri kapatınca o çocuk olduğunu anladım dili olmayan çocuk yani adini bile bilmiyordum ki
Korkuyla koşup ona sarıldım ama o karşılık vermedi bende geri çekildim."Teşekkür ederim geldiğin için"
Yine cevap vermedi o önden bende arkasından yürüyordum tam düşeceğim sırada beni tuttu
"Dikkat et!"
Konuştu mu o? Demekki dili varmiiisss
"Sen konustun"
"Evet"
"Çok mutluyum.. ismin ne?"
"Çağan Efe .. ismimide öğrendiğine göre artık gidelim mi"