Okula geldik müzik dersi bitmişti. Sınıfa girdim leya hemen yanıma geldi. Birsürü soru soracakti..
"O çocuk kimdi?
"Hangi çocuk"
"Seni sınıftan çıkardı ya"
"Ha o mu? Ya o şey arkadaşım"
"Pek inanasim gelmedi"
"Gerçekten"
"Yalan söylemeyi hiç beceremiyosun"
"Neden yalan söyleyim ki ... Leya? ... Duyuyo musun beni"
Leyanin baktığı yere baktım defne ve esata bakıyordu. Sinirlendiği her halinden belli
"Hiç sevmiyorum şu kızı. Ama ona ne zaman zarar vermeye kalksam olan sana oluyo. O yüzden ona bişey yapmicam artık"
"Neden sürekli defneyle ugrasiyon ki"
"Çünkü çok gıcık. Ayrıca sınıfın en yakışıklısını kaptı"
"En yakışıklısından kastın Esat mı"
"Evet"
"Leyosum bırak artık şu çocuğu. O yakışıklı biri evet kabul ediyorum. Ama sen onu gerçekten sevmiyosun."
"Gerçekten sevmiyorum sanırım çünkü onun yanında hiç heyecanlanmiyorum. Aşk heyecanlanmak demek değil mi"
Çağanla göz göze geldik
"Evet öyle"
"O zmn ben artık onu sevmekten vazgeçtim"
"Sonunda be.. kendini buldun sonunda. Boşver onu etrafına bak biraz:)"
"Bu cümlede tam olarak kastın nedir"
"Yani etrafına bakarsan seni sevenleri görebilirsin"
"Bitek sen seviyosun..."
"Yagizda seviyor"
"O gıcık sürekli benimle uğraşıyor"