Çilekli Kahve

58 51 11
                                    

Dolabımın önünde kombin seçmeye çalışırken dünkü yaşanan olaylar beni çok heyecanlandırmıştı.

Kafamda hep başka diyarlarda bulacağım düşüncesi ile kıvranırken sadece bir sokakta bulmam da enteresandı. Hatta bu kadar erken bulacağımı da hiç düşünmezdim.

Bizim farklı diyar diye adlandırdığımız şey aslında bir "Kapı"dan ibaret olduğunu öğrenmiş ve sadece benim sayemde açılacağını da görmüştük.

Geç olsun güç olmasın kafasındaydım fakat erken oldu güç olacak mı diye de düşünmüyor değildim.

Saçma sapan moral bozukluğu konuşmasına ara verip tekrar dolaba yönelmiştim.

Özel güçlerim falan olduğunu düşündüğümde kahkaha attım ve siyah bol paça pantolon üstüne siyah yarım kol sade bluzumu aldım ve üstüme giyindim.

Siyah dolgu topuk ayakkabılarımı giyindiğimde hazırdım.

Aklıma birden eskiden hep yenilikleri ertelediğim gelmişti.

Artık yeniliklere öncelik verme kararı almış Envar'ı yeni hayatımın yenilikleri diye adlandırmıştım.

Kendimi aynada son kez süzdüğümde yakışan bir kombin diye onay vermiş evden çıkmadan önce Çila'yı sevmiştim.

Tek başıma papatya sokağına gitme kararı almıştım.

Bunun için taksi durağına yürümem gerekiyordu.

Taksi geldiğinde nereye gidiyoruz sorusuna Papatya sokak demiştim ve adam oraya doğru sürmeye başlamıştı.

Herkes Papatya sokağını bilirken bizim hiç bilmememiz de ayrı konuydu.

Acaba bu insanların hepsi kapılardan geçebiliyor mu diye kendi kendime içimden konuşuyordum.

Yaklaşmaya başladığımızda ise heyecanlanan kalbimin sesini adamın bile duyduğuna o kadar emindim ki...

Geldik demesi üzerine parayı uzattım ve teşekkür ettim.

Adam baş selamı ile yola koyulduğunda derin bir nefes aldım ve 1725 nolu kapıdan içeriye girdim.

Bir kaç dakika yürüdükten sonra Günyüzü kafeye giriş yapmıştım.

En soldaki boş olduğunu gördüğüm masaya oturmuş etrafı incelemeye daha doğrusu Envar'ın burada olup olmadığını kontrol etmiştim.

İçeri girdiğimde ise Envar yoktu.

Telefonum çalmaya başladığında arayan kişinin Kardelen olduğunu görünce hemen yanıt verdim.

Nerede olduğumu sorduğunda Günyüzü demiştim.

Kapıların hakimiyeti artık sende diyip gülmüş seni tutmayayım demişti.

Telefonu kapattıktan sonra garson ne alırsın diye o meşhur soruyu sormuştu.

Menü alabilir miyim diye sorduğunda kafası ile beni onaylamış ve içeri doğru adımlarını atmıştı.

Kısa bir süre sonra menüyü önüme koymuş kendisi de karşı masanın siparişini alıyordu.

Kapıdan giren Envar'ı gördüğümde ise masanın altına girmek istedim.

Beni görmemişlerdi ve benim hemen iki masa öteme oturmuşlardı.

Garson Envar ve yanındaki arkadaşını selamladığında direkt oyalanmadan Envar siparişi vermişti.

KapıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin