Sigaramın dumanı pencereden usul usul süzülürken içimde kötü bir his vardı.
Bu kötü hissin Envar'a da geçeceğinden emindim ki evine gidip gitmemek arasında kararsız kalmıştım.
Küllüğe yarım kalan sigaramı söndürdüğümde odama çıkıp hazırlanmaya başladım.
Evet kararımı vermiştim, Envar'ın evine gidecektim.
Kombinim sade ve şık durduğunda makyaj yapmadan evden çıktım.
Papatya sokağının girişi olan kapıya geldiğimde direkt bildiğim 1725 nolu kapıdan içeri girdim.
Sokağa giriş yaptığımda, hatırladığım kadarıyla Envar'ın yaşadığı ev, sokağın sonunda olduğu için hızlı adımlarla sokağın sonuna doğru adımları hızla ilerletiyordum.
Hatırladığım evin önünde durduğumda zillerin adını tek tek kontrol ettim.
Koray Berkin'in adını bulduğumda içten içe sevindim ve zile bastım.
Dış kapı açıldığında içeriye girdim ve hangi katta olduğunu bilmeden merdivenden çıkmaya başladım.
Üçüncü kata geldiğimde kapının açık olduğunu, Koray Berkin'in kapıda beklediğini gördüm.
Şaşırmıştı. Bende şaşırmıştım, neden buradaydım?
Onlara ne soracaktım? "İçimde kötü bir his vardı da o yüzden sizi rahatsız ediyorum kusura bakma sizde de var mı?"diyecektim.
Kapının önüne geldiğimde hoş geldin faslını geçtikten sonra ayakkabılarımı çıkartıp içeriye doğru adımladım.
Direkt salon görüş açıma girdiğinde küçük adımlarla salona giriş yapmış, koltuğa oturmuştum.
Berkin karşıma oturduğunda etrafı incelerken ne diyeceğimi seçemiyordum.
-Bir sorun mu var?
Bir sorun var mıydı? Keşke bilseydim.
-Envar burada mı?
-Odasında birkaç eşyasını düzenliyor, çağırayım mı?
Kafamla onay verdiğimde Berkin oturduğu yerde kalktı ve koridordan sola doğru döndü. Bende o sıra kafamda kurduğum sohbet cümlelerini tekrarlıyordum.
Birkaç dakika sonra Envar ile Berkin salona giriş yaptığında Envar kaşları çatılmış bir şekilde bana bakıyordu.
Koltuğa oturdu, durumu anlamak için Berkin'e ve bana bakıp duruyordu.
-Hoş geldin, bir şeyler içmek ister misin?
Hayır anlamında kafamı salladığımda kendisi ikiletmeden benim konuşmamı bekliyordu.
Boğazımdaki gıcık kendini belli ettiğinde aslında kendimi çok sıktığımın farkına vardım.
Öksürdüğümde Envar yanıma gelip bir şeyimin olup olmadığını sordu.
Öksürüklerimin arasından hayır demeye çalışırken Berkin mutfağa gidip su getirmişti.
Suyu büyük yudumlarla içtiğimde akciğerlerimin ferahladığını hissettim. Öksürüklerimin yavaşça kaybolmasına sevinirken kendimi konuşmaya toparladım.
-Envar sana bir soru soracağım doğru söyle olur mu?
Envar bana baktığında konuşmamı devam ettirdim;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kapı
Teen FictionKarşımda duran iki tane kapı vardı. Bu kapılar nereye çıkıyor hiçbir fikrim yoktu. Hangisini seçmeliydim? 1725 nolu kapıyı seçersem papatya sokağına giriş yapacaktım. 27 nolu kapıyı seçersem, Cahidiye sokağına giriş yapacaktım. Peki hangisini seçm...