| 3 |

150 5 52
                                    

Death, Melanie Martinez

"Ölüm yaşamaktır
Yaşamak ölümdür...
Bir hayalet çıkagelse,
Gören herkes korkuyla koşturur"

- Bölüm 3 -
Yarattığım Yalanda Ben Hariç, Her Şey Doğru

Köprü, normalden farklı olan değişimin üstünden 2 gün geçtikten sonra boyanmıştı.

Yeni resimlerle, yeni renklerle, bir düzine ressam tarafından bilmem kaç çeşit ve boydaki fırçalarla tekrar boyandı. Bizim sadece 2 tip fırça ve kireçle üzerini kapattığımız o resimler yeniden yapıldı. Neden bilmiyorum, o köprü boyandıkça içimdeki tatmin olmuşluk hissi artıyor. Karma'nın Hançeri, o küf kokan duvarın derinliklerinde üst üste defalarca var oldukça içimdeki o garip his büyüyor, damarlarımdaki kanı engel olamadığım bir sıcaklıkla fokurdatıyor.

Haçla sabitlenmiş ters hilal, Lilith'e biçilmiş o sembol, yıkım gücünün ortaya çıktığını gösteren o lanetli simge her köşede çarpıyor gözlerine. Sadece köprüde değil. Korkuyorlar, korkularını gizlemek için boyalarını kullanıyorlar.

Bense boyalarımı kendimi ifade etmek için kullanıyorum.

Haçla değil, hançerle sabitlenen ters hilali çizmek için.

Karma'nın hançeriyle...

Günler öncesinde bütün bir planı yazıp adımları birbiriyle birleştirdiğim tahtada, 2. adımdayız. Kaç saattir bu tahtanın önünde durarak yazdığım şeyi izliyorum bilmiyorum, aklımdan yine tonlarca şey geçerken gözlerimi kırpmayı dahi unutuyorum.

Odaya dalan Taehyun'un kapıyı sertçe açıp içeri girmesi benim yerimde sıçrayarak arkamı dönmeme sebep olana kadar da o şekilde izledim koyu yeşil tahtayı. Taehyun şaşkın gözlerle bana baktı, derince nefeslendim.

"Bir sorun mu var?" Tek kaşını hafifçe kaldırmış bana bakıyordu. Kapıyı kapatana kadar cevap vermedim.

"Hayır, bir sorun yok."

Elimi göğsüme koyup oraya bastırarak gözlerimi kapatırken hâlâ olduğu yerden beni izliyordu, yutkundum.

"2 gündür garip davranıyorsun." Çekinmeden, bir çırpıda kurduğu cümle hiçbir duygu barındırmıyordu. Taehyun'un o sakin, umursamaz tavrıyla dolup taşan sesini andırsada o değildi. Üstüme gelmekten korkuyordu, pot kırmaktan ya da ileri gitmekten.

Kötü hissettiğimi bu kadar belli ediyor muydum gerçekten?

"Sadece.., uykusuzum." Gözlerimi ona çıkarıp başımı sağa eğdim. Masaya yaslandım ellerimle. "Yorgun olduğumdan."

Bana baktı. Gözlerini kırpmadan, hareket etmeden, sanki bir filmin içindeymişiz ve tam o bana baktığı sırada film durmuş gibi. Tenim soğudu üzerimdeki gözleri yüzünden, öyle ciddi bakıyordu ki odadaki havanın bile soğuduğunu hissedebiliyordum. Dayanamadım, kafamı eğip masanın üzerindeki tebeşire uzandım.

Hafifçe öksürdü, kapının önünden çekilip yan taraftaki bilgisayar masasına ilerlerken konuşmadı.

Konuşmadım.

Tebeşiri parmaklarım arasında döndürdüm biraz. Tekrar kara tahtaya dönüp tebeşiri adım 1'in üzerine yaklaştırdım. Üstünü çizmem gerekiyordu.

Reçeteliler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin