| 4 |

120 3 35
                                    

Goodbye, Apparat

"Yatağa uzan
Gözlerini kapat
Döndüm
Görebiliyor musun?
Ben döndüm,
Sesim kulağına ulaşıyor
Nefesimi hissediyor musun?
Şimdi sessizce aç ışıkları,
Gören gözler körken dirilen ruhların acısı kutsasın gerçek sandığın yalanları..."

- Bölüm 4 -
Ölmeyenler Dirilmez

İnsanlar kaç kez ölür?

Biz, nefes alan dünya mahlukatları, ortalama 70 yıl süren ömrümüz boyunca defalarca yitiririz canımızı. Her darbe dibe çeker bizi, bataklıkta boğulana dek çırpınır ve kendimizi daha hızlı boğduğumuzu fark etmeyiz. Ölürüz sonra, küllerimizden diriliriz. Dibi gören, yukarı çıkar. Ancak kimse düşünmez ki yukarı çıktıktan sonra dipten başka gidebilecek bir yer kalmaz. Yukarı çıkan, dibe döner. İnişli çıkışlıdır hayat, ömür. Ayak uyduramayanın yerinin olmadığı, benimseyenin sayısız kez yeniden doğduğu.

Yaralarımız vardır bir de. Her yeniden doğuşun bedeli, bataklığın anası yaralarımız. Sararız onları, iyileştiklerini sanarız ve geride bıraktıkları izlere bakıp derin düşüncelere dalarız. Hiçbiri tamamen iyileşmez, hep geride iz kalır.

Yaramı sarmadım. İyileştirmedim onu. İz yok, hâlâ kanıyor çünkü ben onu sarmadım, onunla savaştım.

Yaralarımla savaştım.

Ben Choi Yeonjun. Yaşadığı şehrin en iyi üniversitesinde güzel sanatlar 2.sınıf öğrencisi, elinden renk renk boyaları ve boy boy fırçaları asla eksik olmayan, bedenine ve özellikle yüzüne bulaşan boyalar onu zerre rahatsız etmeyen, 18 yaşında ailesi ondan çalınmasına rağmen hayat dolu olan Choi Yeonjun. 2 yıl kadar önce, yani 20 yaşındayken, bir binanın çatı katından atlayarak canına kıyan Choi Yeonjun.

Ben öldüm. 2 yıl önce o binanın önünden cesedim kalktı, ambulans sirenleri benim için yankılandı. Kurtarılamadım. Kan gölüne dönmüştü ortalık. Benim kanımla boyanmıştı. Toprak atıldı üzerime, mezarım dağın başında, annem ve babamdan uzakta. Çok uzakta.

Ben öldüm.

En azından yarattığım yalanın söylediği şey, bu.

Karşımda duran Soobin silahın arkasından kendini de, dizleri üstünde yere bırakırken bütün anılarım gözlerimin önünden geçti. Zihnimdeki tiyatroda, harfi harfine ve en ince ayrıntısına kadar tekrar tekrar oynadı durdu. Perdeleri kapatmayı başaramadım, oyunu durduramadım. Kendi yarattığım yalanı ateşe verirken öylece kaldım, Soobin'in tam karşısında bekledim. Onun titreyen bedenine tezat, ben olduğum yere çakılmış onu izlerken kafasını kaldırmadı.

Korkuyordu.

Korkmaması gerekiyordu.

Oradan ayrılmadan hemen önce, gerçeği reddetmesini engellemem ve yalanımın küllerini üflemem gerektiğini biliyordum. Gerçeği görecekti, sanrı sanacaktı başta belki de bir rüya. Kabus. Onu ikilemde bırakmamak adına fısıldayacaktım bende. Duyacaktı, öncekini duyduğu gibi bunu da duyacaktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Reçeteliler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin