Üstünden attığı yorganı ayakları ile üzerinden çekip yatakta doğruldu Jimin. Dün gece eskiler bir bir gözünün önünde canlanırken aynı anda da ruhunu öldürmüştü. Seul sokaklarında elinde soju şişesiyle nereye gittiğini bile bilmeden ordan oraya saatlerce yürümüştü. Midesi yanıyordu, belki de kalbi. Bilemiyordu. Bir zamanlar uğruna her şeyini vereceği adamın ona yaptıklarını kaldıramıyordu. 'Yaptığı onca iğrenç şeyden sonra şimdi ne değişmişti de dibimden ayrılmıyor?' diye düşündü sarışın. Pişman mı olmuştu? Olsundu.
Kalbi biri tarafından parçalara ayrılmışken aynı kişi tarafından tamir edilmeye sunuluyordu.
Bu olamazdı.
Bir insan bir kişinin hem yarası hem de melhemi olabilir miydi?Bir katil öldürdüğü kişinin mezarını sular mıydı?
Başına düşüncelerin ve biraz da geceden kalmamın etkisiyle yeniden ağrı girince, başını avuç içlerine dayadı ve zarif parmaklarını şakaklarında gezindirmeye başladı. Normalde olsa çorapsız uyuyamazken bu kez çıplak olan ayakları zemine temas ederken fayansın soğukluğu titretmişti bedenini. Ayaklanıp dolabından havlusunu çıkardı, banyoya doğru yürüdü ve kapı kolunu indirip içeriye girdi. Soğuk suyu açıp küvete dolmasını izledi bir kaç saniye, ardından küvetin yanında havlularını asmak için duran askılığa havlusunu astı ve üzerinde kalan baxerı da çıkarıp soğuk suya ayaklarını daldırdı. Su vücuduna temas eder etmez zihnini açmıştı sanki. Yavaş hareketlerle suya oturdu ve tüm bedeninin ıslanmasını sağladı. Başını küvetin yanına yaslarken ayaklarını uzattı ve suyun içinde rahat bir pozisyona geçti.
Küçük elleriyle yüzünü kapatıp soğuğun bedenini hapsetmesine izin verdi. İyi gelmişti. Fakat düşünceleri hâlâ durmak bilmiyordu.
'Suyun altında kalmak nasıl bir histi acaba?' Diye geçirdi içinden. Merak etmişti nefes alamazken veya ciğerlerine su dolarken çekilen acıyı.
Bir daha nefes alamamak için çıkılan yolun sonunda, biraz da olsa ciğerlerine girebilecek hava için çırpınmak nasıl bir duyguydu?
Aklı dolup taşarken küvetin içinde kendini ileriye doğru itti ve yüzeyde kalan yüzününde suyun altında kalmasına izin verdi. nefesini tuttu ardından gözlerini sıkı sıkıya kapattı.
Suyun üstünde baloncuklar çıkıyordu ve kulakları suyun altında olduğundan sesleri net olarak algılayamıyordu.
Nefes alması gerektiğini hissediyordu sarışın fakat yine de direniyordu. Nefes alamadığından ciğerleri şişmişti sanki.
Merakını gidermek mi istiyordu yoksa merak ettiği şeyi yaşamak mı?
Bilincinin kapancağını hissettiği anda biri suyun altından kolunu tutup onu yüzeye çıkardı ve sıkı sıkıya yumduğu gözlerini açmasını sağladı nefes nefese kalmıştı. Burnundan derin derin nefes alıp ciğerlerine yolluyordu. Karşısındaki diz çökmüş siyah saçlı adam sesindeki korku ve yüzündeki endişeyle bağırdı.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?!"
Jimin düşündü. Sahi ne yapmaya çalışmıştı? Min avucunu sarışının yanağına yasladı titreyen yüzü ıslak ve soğuktu.
"Ölmek mi istedin?" diye sordu. Sesi az öncekinden daha yumuşak çıkmıştı.
Jimin nefes nefese olmasını umursamadan yüzünü kaplamış kocaman elden sertçe uzaklaştırdı. Esmer adam yukarıda boş kalmış elini indirdi ve dizinin üzerine yerleştirdi. Gözleri az önce yaşadığı sinirden yoksundu artık. Şimdi ise yerini endişeye bırakmıştı. Kahve gözleri titreyen bedene sabit kalmıştı. Sarışının böyle bir şey denemiş olması içini korku ile kaplıyordu. Korkuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANGEROUS JEALOUS / Yoonmin✔
Fanfic"Tamam! Bu son şansın Yoongi, cevap ver onu neden öldürdün!?" Kaskatı kesilmiş yüzümün aksine onun yüz hatları oldukça rahattı. Sinirlenmiş halim onun hoşuna gidiyor gibi sırıttı ardından hâlâ bardağın altında olan elini çekip dudağının kenarında b...