Felix bir gün bir cadı tarafından oyuncakçıda kuklanın içine hapsolur. Kukla koleksiyonu yapan Hyunjin Felix'in hapsedildiği kuklayı çok beğenerek evinde en özel köşeye koymak için alır...
Angst değildir!!
Changbin'in söylediklerinden -daha doğrusu yazdıklarından- hemen sonra bodrum katına indim. Kuklaya baktığımda ise bir kablonun ışığının yanmadığını görmüştüm. Eğer aklımdaki şey ise sıçtım.
Hemen kuklamı kapsülden çıkardım ve kıyafetini yukarı kaldırdım. Yukarı kaldırdığımda sırtının köşesinde sivri bir şeyin ucunun gözüktüğünü fark ettim. İçimden tekrardan söylendim.
Umarım düşündüğüm lanet şey değildir.
Düşündüğüm şey olup olmadığını anlamam için kuklayı yırtmam gerekiyordu. Ama gelin görün ki benim kukla takıntım buna izin vermiyor. Ama içindeki şeyi öğrenmem için açmam gerekiyordu.
operasyon
Hj çocuklar hepiniz evime gelin.
Mesajı atıp telefonu cebime geri tıkıştırdım. Tabiki de ben yapamayacağım için arkadaşlarıma yaptıracaktım.
Aklıma kablonun neden yanmadığı geldi. Acaba Changbin kullanın içindeki şeye dokunduğu için mi? Denemekten zarar gelmezdi. Kuklayı tekrar kucağıma aldım ve sırtını açtım. Sırtındaki şeye dokunmamla bir kablonun daha ışığı sönmüştü. Altı kablo var, ikisi söndü. Bi' kaç kere daha basıp kabloların ışıklarının sönmesini sağladım. Ama son kalan kablo için basmamıştım. Çünkü korkuyordum.
Ben burada korkudan titrerken kapı çalmıştı. Kuklayı yere bırakıp koşar adımlarla bodrum katından çıkmıştım. Kalbim ağzımda atıyor, göğüs kafesimi yarıp geçmek istiyordu. Kapının önüne geldiğimde hemen kapıyı açtım. Chan nefes nefese olduğumu görünce konuşmaya başladı.
"Hyunjin ne oldu? Nefes nefese kalmışsın?" Korktuğum belli olmasın diye yalan söyleyecektim.
"Merdivenleri hızlı çıktımda ondan."
"Üff tamam çekilde kuklaya bakalım topladın bizi buraya." dedi ve yanımdan geçip gitti. Geçip giden Minho'ya kötü bir bakış atıp içeri girdim. Diğer kişilerde arkamdan geldiler. Hep birlikte bodruma inmiştik şimdi.
"Kuklanın sırtının yırtılması gerekiyor. Ama güçlü biri lazım." dediğimde Chang el kaldırdı.
"Ben yırtarım!"
"Tamam korkma en güçlü sensin kas torbam."
Jeongin'in dediğine Changbin sırıtmış kolunu kendine doğru çekmişti. Jeongin de uzattığı kolunu sıkmıştı.
"Oyalanmayın." Chan'ın uyarısıyla Changbin kuklaya doğru yürümüş ve elini sırtına atmıştı.
"İçindeki şeye dokunma!" Diye bağırdığımda herkes bana baktı.
"içindeki ne dokununca kablodaki ışıklar sönüyor. Ve bir tane kaldı." Chanbin kafasını olumlu anlamda sallayıp iki elinide kuklanın sırtına koydu. Bir anda çekmesiyle kuklanın sadece nesnenin olduğu kısım yırtılmıştı. Chanbin içinde her ne gördüyse ağzı ve gözleri aynı anda açılmıştı.
"Bu..."
"Noldu Chanbin söylesene ya!!" Seungmin sabırsız bir şekilde bağırdı.
"B-bilmiyorum.."
"Çekil." Diyerek Changbini ittim. Ama itmez olaydım. Kuklanın içinde küçük bir çip vardı?
Bu çip neyin nesiydi bilmiyorum ama çipi çekip çıkarttığım gibi kapsüldeki tüm ışıklar söndü. Daha sonra ışıkların hepsi yeşillendi ve değişik bir şekilde yanmaya başladı. Kullanın sırtını bırakıp önüne geçtiğimizde ise kukla bi' anda gözlerini açtı. Gözleri yeşildi ama asıl soru bu değildi. Niye gözlerini açtı?
Kukla kafasını biraz çevirdiğinde benimle göz göze geldi. Ama çok uzun süre bakılmış olmalıyız ki Han beni dürtüklemeye başlamıştı.
"Sen... neyin nesisin?" Diye sordum. Ama konuşamıyordu ağzını açamıyordu.
Bir süre daha öyle durduktan sonra çok şükür konuşmaya başlamıştı.
"Ç-çö-çözün b-be-beni." Güçlükle konuşuyordu. Ben hangi bataklığın içine düşmüştüm? Veya bunu yaparak bataklık mı beni içine çekmişti? Bilmiyorum.
Chan en büyüğümüz olarak gidip kablolarını çözdü. Kukla kıpırdanıp dikeldiğinde önce tökezledi. Daha sonra düşücek gibi olduğunda Chan onu tuttu. Biraz kendine gelmesini bekledik.
"An-anlatacağım a-ama otur-oturmam gerek..." Chan onu belinden ve dizlerinden tutup kucağına aldıktan sonra hep birlikte yukarıya çıkıp koltuklara yığıldık. O ise boş boş halıyı izliyordu. Bir şeyleri hatırlamaya çalışıyor gibiydi. Aşırı meraklanmıştım.
"Ben... ben aslında lanetliyim..."
Merhaba.
Biliyorum çok kısa. Ama daha uzun yazarsam daha az bölüm olur.
Neyse bay.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.