three

201 32 15
                                    

kai eve gidince içli içli ağlamıştı. kai ağlamayı sevmez. kendisini güçsüz hissettirir. ağladığı zaman herkesten saklamak ister ve oldukça kısa sürede ağlamaya çalışır. rahatlayıp bırakıp gitmek istiyordu. okula bile gitmemişti. kabullenmesi gerekiyordu.

fakat ondan sonraki gün kai kendisine geldiğini hissederek okula gitti. kai her zamanki kai'ydi. derste dışarıyı izleyip düşünmekten kafasını yormuştu. bütün gün beomgyu ile uğraştı. sıra arkadaşı taehyun'un omzuna yattı. hem yeonjun hem de soobin ile gülüp eğlendi.

fakat soobin fark ederdi.

"neden gelmedin?"

"gelmemek daha iyi diye düşündüm." kai normal bir tepki vermeye çalıştı. vermişti de. sadece aklını kurcalıyordu. soobin kime aşık olabilirdi ki? o şarkıları kesinlikle birisine yazmıştı. ama kimeydi?

arkadaş grubundan birisi olmadığı kesindi. bilmediği başka bir şeyler olmalı.

bir kız? soobin bir kıza tutulmuş olabilir miydi? soobin'in tipini hayal etmeye çalıştı. kesin güzel ve tatlı kızlardan hoşlanırdı. ama hiçbir kız kai kadar güzel olamadığını düşünürdü.

peki ya erkek? soobin bir erkeğe aşık olabilir miydi?

kai o an soobin'i gerçekten tanımadığını hissetti. yönelimi hakkında ufacık bir fikri bile yoktu. kai o an soobin'den çok uzak hissetti. bunca zamandır yakın arkadaşlardı fakat soobin'i gerçekten tanımıyor gibi hissetti. hem çok yakınlardı hem çok uzak.

"kai, sen leeso ile hâlâ konuşuyor musun?" taehyun birden sormuştu. kai kaşlarını kaldırarak sıra arkadaşına döndü.

"leeso mu? onunla hiç konuşmadım ki."

"ben konuşursunuz sanmıştım." taehyun kitapların üstüne kafasını koydu.

"leeso kim?" soobin birden sohbete dahil oldu. onun bu meraklı soruşu kai'nin kırılgan kalbini canlandırmıştı.

"alt sınıflardan bir kız. kai ile konuşmak için baya uğraştı." açıklama görevini taehyun yapmıştı. açık, uzun kahverengi saçlarının telleri kitabın üstüne düşmüştü. gömleğinin üstünde kazağı vardı. kazağının köşesinde ismi yazılı olan bir toka.

"neden kızla hiç konuşmadın?" soobin bu sefer soruyu direkt kai'ye yöneltti.

kai omuz silkti. "kızlar pek ilgimi çekmiyor." diye mırıldandı. soobin'in tepkisinden ürktüğü için tam olarak soobin'e bakamadı. soobin'e kaçamak bakışlar atmıştı. soobin ise farklı bir tepki vermedi. hafiften başını salladı ön sırada otururken.

"onun ilgisini genelde soyadı choi olan erkekler çekiyor." taehyun gözleri kapalıyken kai ile uğraşıyordu. kai hızlıca taehyun'un koluna vurdu. utanmıştı. fakat bu soobin'in gülümsemesine sebep olmuştu.

normalde bunlar kai'nin vereceği tepkiler değildi. dalgaya alırdı. hızlıca şaka yaparak alttan alttan soobin'e yürürdü. ama bu sefer yapamamıştı. çünkü utanmıştı.

"sevimlisin." soobin yanağında çukur oluşturacak kadar gülümsedi.

"sen sırana gitsene. öğretmen birazdan sınıfa girer." kai önündeki soobin'i kaldırmayı başarınca taehyun ayıktı. "ne bu haller?"

"ne varmış halimde?" kai dikleşerek konuştu.

"utanmazdın."

"utanmadım zaten." kai kafasını sola döndürdü. penceren dışarıyı izlemeye başladı. onun kaçma şekliydi. taehyun ise üzerine gitmedi. zaten bir şekilde kai ona dönüp olayları anlatırdı.

ready? sookaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin