Merhaba sevgili arkadaşlarım. Yepyeni bir bölümle daha karşınızdayım. Önceki bölümü beğendiniz mi bilmiyorum ama önceki bölümü beğenmediyseniz bile umarım bu bölümü beğenirsiniz. Her zaman söylediğim gibi acemiyim. Yeterli tecrübem yok belki ama elimden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyorum. Eğer her koşulda yanımda veya arkamda durursanız bu işin altından başarıyla kalkacağımıza inanıyorum. İyi okumalar sevgiliarkadaşlarım...
Bölüm şarkıları:
-Kendine İyi Bak (Geçmişe yolculuğa devam.)
Yukarıdaki şarkı en başta Ali olmak üzere tüm
sevipte özleyenlere gelsin. Tekrardan iyi okumalar.
(Zeynep'den)
"Ne zaman uyanacak acaba? 1 aydır uyuyor. Onun o güzel gözlerini görmeden nasıl yaşayacağım?" diyordu yabancısı olduğum bir ses. Yavaşça gözlerimi açmaya çalışıyordum ama açamıyordum. Son bir kez daha denedim ve bu sefer gözlerimi aralayabildim. Açtım yavaşça gözlerimi ve etrafıma baktım. Tanımadığım insanlar başucumda oturmuş bir şeyi bekliyorlardı. Biraz konuşmaya çalıştım: "Ben neredeyim?Hiç bir şey hatırlamıyorum." Sonra bir adam tuttu elimi ve konuşmaya başladı:
-Hastanedeyiz güzelim. Ufak bir kaza geçirdin ama
merak edilecek bir şey yok." dedi.
-Ne olur anlatın bana her şeyi. Kafam çok karışık. Ben neden buradayım? Sizler kimsiniz? Annem ve babam neredeler? Bir annem ve babam vardır değil mi? Hadi dinliyorum sizi. Anlatın lütfen.
-Peki anlatıyorum her şeyi. Öncelikle ben Ali. Yanımda oturan Demir. Onun yanındaki Pinar. Senin diğer yanında oturan Melike, şuradaki koltukta oturan Defne ve onun da yanında oturan Kaan. Şimdi gelelim neden burada olduğunu anlatmaya. Şimdi biz bundan 1 ay kadar önce birbirimizi çok sevdiğimiz için evlenmiştik seninle. Ve hala şu anda da evliyiz. Biz evlendikten sonra annen, baban, sen ve ben aynı arabadaydık. Evimize gidiyorduk. Şoför koltuğunda baban vardı. Ne olduysa iki dakika da oldu. Karşımıza bir kamyon çıktı ve sonra bir sessizlik oldu. Bende pek
hatırlamıyorum olay anını. Bende senden 2 hafta önce uyandım ama bende hafıza kaybı falan olmadı. Sadece vücudumda hasarlar var. Gördüğün gibi ayağım sarili.
Konuşmasını bitirdikten sonra ben konuşmaya başladım:
-Buraya kadar her şeyi anladım ama annen ve baban da vardı dedin, şimdi neredeler?
Ben sorduktan sonra hepsi birbirlerine baktılar. Sanki bir şey söylemek istiyor ama söyleyemiyor gibiydiler. Melike'nin ağzından ufak bir hıçkırık kaçtı. Diğer kızların gözleri dolmaya başladı. Bir terslik olduğunu anlamıştım. Adını yeni öğrendiğim ve eskiden aşık olduğum adama -en azından öyle söylediler- baktım. Aşık olduğumu bile hatırlamıyorum ya neyse. Ali konuşmaya başladı:
-"Ben onları göremedim ama kaza anında yani gözlerim kapanmadan önce durumlarının ağır olduğunu görmüştüm." Sert bir şekilde yutkundu ve
devam etti: "İşte geldikten bir-iki gün sonra da vefat
etmişler." dedikten sonra hatırlamadığım anne ve babama ağlamaya başladım. Sanki içimden bir parça koptu. Bayılmam an meselesiydi. Zorlukla konuşmaya
çalıştım:
-Ali ne olur beni onların yanlarına götür. Seni
hatırlayamıyorum ama beni gerçekten seviyorsan
beni onların yanına götür. Hatırlamıyorum
onlan. Bari
son bir kez göreyim. Kokularını içime çekeyim. Belki
YOU ARE READING
TEK GERÇEĞİM
Teen FictionMacera ve romantizmin bir arada olduğu Zeynep ve arkadaşlarının hikayesine hazır mısınız? Hadi başlayalım o zaman...