~9~

530 44 133
                                    


Akşam saat 09:55

Hollanda ve Belçika'nın evi farklıydı, fakat evleri çok yakındı. Bu yüzden bir sorun olmayacaktı. İlk önce Hollanda'nın evine, kapının kilidini kırarak girdim. Hollanda salonda, televizyon izliyordu. Arkasına yavaşça geçtim, elimdeki bıçağı onun karnına bir anda sapladım

🇳🇱; AAAA!!!

Hollanda'yı öldürürsem, bu iş kötü yerler egiderdi. Fakat zarar verip tehtit edersem, daha iyi olurdu. Bu yüzden öyle yapacaktım

🇹🇷; Kes kesini

Hollanda'yı yere fırlatıp, bıçağı onun karnından çıkarttım. Yanımda taşıdığım jilet ile, Hollanda'yı zarar vermeye başladım. Hollanda'nın tek yapabildiği, hıçkıra hıçkıra ağlamaktı.

🇳🇱; L-LÜTFEN YAPMA! ÖZÜR DİLERİM..!! AAGHH!!

Hollanda, biraz daha böyle bağırmaya devam ederse, biri duyup beni böyle yakalayabilirdi. O yüzden Hollanda'nın ğazını elimle kapattım. Hollanda'ya yaklaştım ve ona sırıttım

🇹🇷; Bu yaptıklarımı kimseye anlatmamı tavsiye etmem, sonuçları biraz ağır olabilir çünkü

🇳🇱;Mhmm..

Hollanda ağlamaya devam ediyordu. Yüzünde, kollarında, bacaklarında ve diğer her yerinde kesikler vardı. Karnından kan akıyordu ve eğer böyle devam ederse ölebilirdi.

🇹🇷; Bekle

Yanıma aldığım çantamdan, sargı bezi getirmiştim. Hollanda'nın ölmesi demek, benim sonumun geleceği anlamına gelirdi çünkü. Hollanda yerde olan telefonunu almaya çalışıyordu, tam telefonunu alacakken onun eline bastım

🇹🇷; Hop hop, dikkat et. Sana kimseye söylemeyeceksin demedim mi ben?~

Ayağımı Hollanda'nın elinden çektim, ardından sargı bezini Hollanda'nın karnına sıkıca dolamaya başladım.

🇳🇱; Neden şimdi yardım ediyorsun? Beni öldürmek değil mi amacın?

🇹🇷; HAHAHAHA! çok komiksin

Hollanda'nın karnını sardıktan sonra, Hollanda'ya göz kırpıp evden çıktım.

🇹🇷; Şimdi şu Belçika var

Belçika'nın evine gittim. Hemen Hollanda'nın evinin karşısında olduğu için, fazla uzun sürmedi. Eve geldiğimde, camı yavaşça kırıp, içeri girdim. Belçika anlaşılan odasında idi. Çinkü odasından sesler geliyordu.

🇹🇷; Off, umarım evde başka biri yoktur.

Belçika'nın odasının kapısına gidip, sesleri dinledim, sanırım arkadaşı ile telefondan konuşuyordu

🇹🇷; Bu saatte mi? Cidden mi? Pff.

Bir süre daha bekledim. Belçika telefonu kapatmıştı anlaşılan, sesler kesilmişti çünkü

🇹🇷; Güzel

Kapıyı hemen çekiçle kırdım, Belçika'nın üstünde sadece iç çamaşırları vardı. Bu görüntüyü gördüğüm için kendimi çok kötü hissediyordum!

🇧🇪; AAAAAA!!!!
🇹🇷; E-

Belçika, beni gördüğü an korkudan yatağının üstüne atladı. Hemen elimde olan çekiç ile ona saldırdım, ve onu yere fırlattım.

🇧🇪; N-NE, NE YAPIYORSUN!?!

Belçika'nın kafasına, çekiç ile sertçe vurdum. Belçika deli gibi bağırmaya ve ağlamaya başladı

🇧🇪; YAPMAA, LÜTFEN- AAAGHH!!

Belçika'ya bu sefer, yanımda getirdiğim makas ile zarar vermeye başladım. Bu çok hoşuma gidiyordu. ahh, çok tatmin edici idi~

🇹🇷; HAAHAHAHA!!

🇧🇪; N-NE OLUR, YAPMA

Belçika'ya bir kaç dakika daha acı çektirdikten sonra, Belçika'ya yaklaşıp ona baktım. Ardından tekrar kahkağa atmaya başladım ve Belçika'nın üstünden kalktım.

🇧🇪;...

🇹🇷; Çok güzeldi, TEKRAR İSTİYORUM TEKRAR!!

Cebimden jilet çıkartıp, Belçika'nın kollarını ve bacaklarını hiletlemeye başladım. O acıdan inlerken, ben aşırı zevk alıyordum

🇧🇪; Ahhh!! Acıyor!! Çok acıyor..!

Belçika'yı bir kaç kez daha hiletledikten sonra, jiletimi tekrar cebime attım. Belçika'nın üstünden kalktım

🇧🇪;...

🇹🇷; Yaptığım bu şeyleri kimseye söyleme, yoksa sana daha beterlerini yaşatırım. Belki yaşayamazsın bile?

🇧🇪; ..t-tamam...

Belçika'nın dibine gelip, onu çenesinden tutarak bana bakmasını sağladım

🇹🇷; Akıllı kız~

Belçika biraz utandı, vicutu titrtiyordu, kafası kanıyordu, ve her yeri artık jilet izi ile dolmuştu. Belçika'nın evinden çıkıp kendi evime gittim

🇹🇷;Sessizce; şimdi rahatça uyuyabilirim

Eve girdim tam odmaa girecektim ki,
KKTC beni gördü. Lanet! Bu kız uyumamış mıydı?

🇹🇷; H-

KKTC; baba?

🇹🇷; Ee.. evet Kuzey?

KKTC; sen bu saatte nereden geliyorsun ve- üstünde neden kan var?!

Bir süre sessizleşip etrafa baktım

🇹🇷; S-sadece, birilerine dersini verdim o kadar.

Odama geçtim ve kapıyı kitledim

KKTC; hmhm...

Üstümü çıkartıp, banyoya girdim ve duş almaya başladım. Kafamı yanlışlıkla duvara çarptım, kafam hafiften kanamaya başladı. Ama duşta olduğum için fazla sorun olmadı.

Duştan çıktıktan sonra üstümü giydim, masamda duran, kurbanlarına acı çektirttiğim aletlerime baktım. İnsanlara zarar vermek bu kadar eğlenceli ise, kendime zarar vermekte belki eğlenceli olabilir ha?
Elime jiletimi aldım, bir süre ona baktım. Bence bi sakıncası olmazdı, sonuçta sadece bir defa deneyecektim. Öyle, değil mi?

🇹🇷;...jilet, çok güzel parlıyor

Jileti sol elime alıp, kollarımı hafif hafif kesikler atmaya başladım. Hoşuma gidiyordu, biraz daha hızlı yapmaya karar verdim. Daha hızlı ve derin kesikler attım. İstemsizce gülüyordum, kolumu iyice hiletledikten sonra, son attığım çizik damarıma geldi ve bir anda yere düştüm.

🇹🇷; Ha-haha...çok eğlenceli..~ Hahah HAHAHHA

Ayağa zar zor titreyerek kalktım. Bu sefer jileti, sağ elime aldım. Sol koluma çizikler atmaya başladım. Kollarım kanla dolduktan sonra, jileti masaya bıraktım. Banyoya gidip kollarımı temizledim.

🇹🇷; Çok güzel, çok tatmin edici...

Kollarımı kuruttuktan sonra, yatağa yattım. Kollarımdaki çiziklere baktım bir süre, harika gözüküyorlardı... biraz daha kollarıma baktıktan sonra, uyumaya karar verdim.

İsveç x Türkiye Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin