4. "Vazgeçmem"

27 1 2
                                    

"Lütfen Arslan bey, tekrar düşünün. Sizin gibi yetenekli bir doktoru kaybetmek istemiyorum." Hastane sahibine aldırmadan elindeki kağıdı masasına bıraktı.

"Ben sabah size kararımı söyledim zaten Canan hanım." Dedi sakince. "Zaten bundan bir kaç yıl sonra istifamı verecektim. Gecikmemiş oldu sizin sayenizde. Hoşçakalın."

Kapıyı açıp dışarı çıktı, ardından sertçe kapattı. Sinirliydi, lakin üzgün değildi.

Dediği de doğruydu zaten.

Babasının hastanesinde çalışması gerekiyordu, zaten ayrılacaktı, ama böyle ayrılmayı da istemezdi tabiki.

Neyse..

Geçmişte kalmıştı şimdi bunlar. Yağız bir iyileşsin, yoluna koyardı her şeyi. Şimdilik tatilinin keyfini çıkarmalıydı..

Hastaneden çıkarak kınalı kuzusuna atladı ve eve gitmek için yola çıktı.

Bundan bir kaç saat önce olanları hatırlayınca, yine alt taraflarında karıncalanma hissediyordu. Çok etkilenmişti ve bu onu bir hayli korkutmuştu.

Evden nasıl çıktığını bile bilmiyordu telaştan. Öylece çıkıp gitmişti Yağız'a bir şey söylemeden.

Allah ona akıl, fikir ve sabır versin tez bir zamanda inşallah..

Eve geçmeden bir restorana uğrayıp yemek satın alarak, aracını otoparka park etti. Bir kaç dakika sonra dairesinin kapısına geldi, ve anahtarları çıkarıp içeri girdi.

Salonda TV sesi geliyordu. Yağız televizyon izliyor olmalıydı.

Salona yavaş adımlarla ilerledi ve içeri girmeden kapıdan göz attı etrafa. Yağız sıkıntılı bir ifadeyle televizyon izleyip elindeki telefonu ile oynuyordu.

Arslan Yağızın dikkatini çekmek için boğazını temizleyerek salona geçti.

Yağız salona giren Arslan'ı görünce "Hoş geldin. " diye mırıldandı başını çevirirken.

"Hoş buldum." Gülümseyerek elindeki paketleri yukarı kaldırdı. "Yiyecek bir şeyler aldım. Açsın değil mi?"

Yağız başını sallayıp, sessiz kaldı. "Bu harika. Üzerimi değiştirip, masayı hazırlayacağım."

Elindekileri mutfağa bırakarak, odasına geçti ve üzerine rahat bir şeyler geçirdi. Tekrardan mutfağa girerek aldıklarını tabaklara koydu. Hepsini özenle salondaki sehpaya taşıdı.

Yağız yataktan doğrulup Arslan'ın sehpayı koltuğun önüne çekmesini izledi. Arslan sehpayı çektikten sonra gelip Yağız'ın karşısına oturdu ve yemeğini yemek için çatalını eline aldı. Bu sırada hareketsiz bir şekilde bekleyen Yağız'a ilişti gözleri.

"Neden yemiyorsun?" diye sordu. "Sevmiyor musun yoksa? İstersen başka bir şey sipariş vere bilirim senin için?"

"Yok severim. Sağ ol." Kuru bir sesle verdiği cevaba karşı Arslan da suratın asarak çatalı masaya bıraktı.

"Neyin var? Ne oldu?"

"Abim aradı." Kerpetenle alıyordu lafları sanki.

"Yani?'

"Şehir dışına çıkmadığımı öğrenmiş. Buradan en kısa sürede çıkmalı ve saklanacak bir yer bulmalıyım. Yaralandığımı öğrenmemeli"

Ama nasıl yapacaktı ki? Her yerde gözü, kulağı vardı Yavuz Korkmaz'ın. Buradan kafasını çıkardığı an enselenirdi.

"Neden? Bu kötü bir şey mi?"

Doktor Bey || bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin