Bölüm 2 ----> Kırmızı Kutu

13 2 2
                                    

Dünden sonra gayet güzel ve sakin bir sabaha uyandım. Pijamalarımı çıkardım, saçımı tarayıp basit bir at kuyruğu yaptım ve mutfağa geçtim. Omlet yapmaya koyuldum. Kahvaltı masasını hazırladım, kahvemi de yapıp sofraya oturdum. Tam ilk lokmamı yiyecekken kapı çaldı, hemen kapıya koştum. Delikten baktım. Kimse yoktu. Kapıyı açtım, yerde bir kutu vardı, üstünde de bir not. Merak ettim, ama hiçbir şey yeni yapılmış omlet ve sıcacık kahvenin yerine geçemez. Üzgünüm kutucum, biraz beklemelisin.

Tamam, kahvaltım bitti. Şimdi kutuyla yüz yüze gelme vakti...

Kutu kırmızı kartonlarla kaplanmıştı ve üstünde bir not vardı; " Selam, Melina. Nasılsın? Bunu yollama gereği duydum, belki özlemişsindir. Yani bensizlik zor olmalı, değil mi? Ki benim için öyle, sen de bir not bıraksan iyi olur tabii. ~Eric"

Bu çocuk yeminle sapık ya. Çok mal birisi, katlanamıyorum. Her neyse, kim bilir içinden ne çıkacak...

30 dakika sonra...

Kutuyu açmak zor oldu. Her tarafı kurdelelerle kaplanmıştı. İçinden ne çıktı tahmin edin, Eric'in bana 2 yıl önce yazdığı mektup. Tabii o zamanlar biraz daha masumdu. Mektupta şunlar yazıyordu;

"Sevgili Melina,

Nasılsın canım dostum? Umarım iyisindir, ben iyiyim. Unutma her zaman yanındayım, bir ihtiyacın olduğunda bana söyleyebilirsin. Geçen gün annem bizim sadece fakülte arkadaşı olduğumuzu söyledi. Ama bence biz en iyi dostlarız. Sence de öyle değil mi? Annem bu konuda haksız. Her neyse seni seviyorum. Yarın fakülteden çıkınca kafede buluşuyoruz öyle değil mi? ~Eric"

Ayy, o zaman dostmuşuz. Bu çocuğa 2 yılda ne oldu ya, yeminle aşırı değişti. Masum bir kediden şeytanca fikirleri olan bir insana dönüştü. Gerçekten bazen onunla tanıştığım güne lanet ediyorum. Bir de benim dönüş yapmamı bekliyor. Eğer benim olumlu bir dönüş yapacağımdan ufacık bile umudu varsa bu çocuk dipsiz bir salak. Dönüş yapacağım tabii, ama bu onu üzecek. Amann, üzsün zaten. Defolsun gitsin.

Hemen bir kağıt kalem alıp başladım yazmaya;

"Selam Eric, bir not bırakayım dedim. Sen tam bir salaksın. Aptalsın ve o kadar malsın ki bazen köpeğin Mila'nın daha akıllı olduğunu düşünüyorum. Sana karşı eğer bir zerre bir şey hissediyorsam canım cehenneme. Sen bana aşıksın diye ben sana aşık olmak zorunda değilim. Bunu o aptal beynine sok. 2. olarak artık kapıma dayanmayı bırak. Gerçekten bıktım usandım. Ayrıca, bana annem bile hayatım demiyorken senin ne haddine pardon da! Bak gerçekten şaka yapmıyorum Eric, DEFOL GİT BURDAN."

Kapısına bırakıp kaçtım hemen. 2 dakika sonra kapının açılma sesini duydum. Notu okudu, ve kapıyı kapadı. Her neyse, en azından kapıma dayanmadı Allah'ın delisi. Oturma odasına gidip Moby Dick'te kaldığım yerden devam ettim.

2 saat sonra...

Kitap okurken uyuyakalmışım. Uyandığımda Whatsapp'tan 34 bildirim gelmişti. Yuhh. Neyse, bakalım neymiş.

4 tanesi arkadaşımdan, 2 tanesi fakülte hocamdan, 5 tanesi de ablamdan, 7 tanesi annemden. Peki diğer 16'sı? Telefonuma "Fakülte Arkadaşım😒" diye kaydettiğim birinden. 16 tane mesaj... Ama ben arkadaşlarımı adıyla kaydederim, e o zaman bu kim? Neyse, ne yazmış ki.

"Melina selam, ben fakülteden arkadaşın Robert."

" Kimya hocasının verdiği ödevleri yazar mısın?"

"Melina cevap verir misinn"

"Dışarı çıkacağım hemen yazman gerek."

"Melina hadii"

"Hadi ama Melina ya"

"Melinaa"

"😒😏"

"Hadi ama ölüp kaldın mı?"

"Cevap vermeyeceksen başkasına soracağım bak."

"Melina orda mısınn?"

"Polisi aramama gerek var mı😶?"

"Ah Melina Eric yine bir şey mi yaptı?🙄"

"Burnundan getiririm onun."

"Bak son şans yoksa başkasına soracağım."

"Üzgünüm, Claire'ye sordum. Umarım yaşıyorsundur."

Bir saniye, benim Robert diye arkadaşım yok ki?! Lan yoksa bu Eric de beni mi kandırıyor acaba? Valla çok garip. Neyse artık yapacak hiçbir şey yok, şu gerizekalı Eric'in notuma cevap vermesini beklemem lazım. Gerçi cevap vermese de olur, defolup gitse yeter bana.

2. Bölüm bittii. Oyhh, yazarken çok yoruldum umarım seversiniz❤️ Hoşçakalın!

Karşılıklı Aşk (+13)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin