İki gün önce olan bu olayı bir türlü hafızasından kazıyamıyordu. Artık bunun bir hayal olduğuna inanmaya çalışıyordu. Fakat unutulması imkansızdı. Çünkü başına ilk defa böyle bir olay gelmişti. Artık herkesi, her şeyi bırakıp gitmek istiyordu. Hatta ve hatta evin lanetli olduğunu bile düşünmüştü. Aşağıya indi ve bir bardak su içti. Bugün gidecekleri orman gezisini tamamen unutmuştu. Hemen yukarı çıktı ve bavulunu toparlamaya başladı.
Koşuyordu... Servise yetişebilmek ve bu olayı bir nebze de olsun aklından çıkarabilmek için koşuyordu. Aklını orman gezisiyle meşgul etmek istiyordu. Son anda servise yetişti. Gidecekleri yer biraz uzaktı. Bu yüzden arkadaşları eğlenip, şarkı söyleyerek geçirmek istiyordu bu yolculuğu. Hazal'ın yanına oturmamıştı. Çünkü en yakın bildiği arkadaşı onu bırakmıştı hemde en zor gününde. Herkes eğleniyordu. Hazal ' da sadece onun gibi oturuyordu. Çünkü küstükleri için gerçekten çok üzülmüştü. Şimdiye kadar tartışmamışlardı bile. Neyse bunları düşünürken uyumuş kalmıştı. Vee işte gezi yerine geldiler.
Gittiklerinde akşam üzeri olmuştu bile. Herkes ateşin başında toplanmıştı. Şarkı söyleyerek eğleniyorlardı. Hazal ve genç kız dışında. Genç kızın sevgilisi Rüzgar 'da genç kızın kendisiyle ilgilenmemesi sonucunda bir şeyler olduğundan şüphelenmişti. Ve genç kızın yanına gitmeye karar verdi. Kızın yanına gitti. Bu olayı fark eden Hazal 'da her ne kadar küs olurlarsa olsunlar ona destek olmak istedi. Ve yanlarına doğru koşar adımlarla ilerledi. Rüzgar 'a onun biraz sorunlarının olduğunu söyledi ve kızı alarak ormana doğru bir yürüyüşe çıktılar. Genç kız dayanamayarak Hazal 'a sordu:
- Benimle konuşmak istediğin nedir?
- Sevgilinle aranızın bozulmasını istemedim.
- Niçin?
- Bana anlattıklarını ona da anlatırsın sandım.
- Yanılmışsın. En yakın arkadaşım dediğim insan bana böyle yaptıysa sevgilim kim bilir neler yapar? Bu yüzden ona anlatmayı düşünmedim.
-Üzgünüm ama bana anlattıklarının gerçek olduğunu sanmıyorum. Buna inanmamı bekleme!
- Şurada biraz oturalım mı?
- Olur.
Ve buldukları ilk yere oturdular. Genç kız Hazal 'a :
- Nereden geldiğimizi biliyor musun? Diye bir soru yöneltti.
- Evet şu yönden gel...
- Ne oldu? Neden sustun?
- Ağaca bak bir yazı beliriyor sanki.
- Saçmalama. Burada kimse yok Hazal.
- Gel yakınına gidelim.
Yakınına gittiler ve şok oldular. Ağaçta " ARTIK GÖLGEN OLDUM PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIM " yazıyordu. İkiside çok korumuştu. Geldikleri yolun tersine doğru koşuyorlardı. Ormanın derinliklerine... Ağaçtan ciddi anlamda uzaklaştıktan sonra kafaları yerine gelmişti nihayet. Hazal arkadaşının ne yaşadığını, nasıl bir işin içinde olduğunu anlamaya çalışıyordu. Titriyor, korkuyor, ağlıyordu. Durduramıyordu kendini. Olduğu yere düşüverdi. Böyle bir şeyin olmasına imkan yoktu.