12

598 70 12
                                    

Jeongin

İki ay geçmişti ve Hyunjin ile birlikte eski evimizde kalmaya başlamıştık. Ara sıra geceleri Hyunjin'in kötü olduğunu ve ağladığını fark ediyordum, ama benim görmemem için sıkıca sarılıyor, kafamı kaldırtmıyordu.

Bu kadar kolay atlatmasını beklemiyordum zaten, ailesinin konusunu açmıyordu, bir yandan açıktan okuduğu üniversitesini yüzyüzeye çevirmişti, bir yandan da sürekli grubu ile birlikte pratik yapıyordu.

Hâlâ farklı gruplardaydık, konusu açılmıyordu zaten.

"Sevgilim, yarın yeni dans yarışmasında yarışacaklar için gruplar belirlenecek, ve biz farklı gruplardayız." Şu zamana kadar açılmıyordu konusu diyeyim o zaman.

"Bilmiyorum Hyunjin, onları öyle bırakamam."

"Bizi bırakmıştın ama.." Bu söylediği kalbimi biraz kırmıştı açıkçası.

"Özür dilerim ama aynı şey değil."

"Sana karşı yarışmak istemiyorum Jeongin." Onu anlıyordum ve bende sevgilime karşı yarışmak istemiyordum ama onların grubundan ayrıldığımda bana direkt sahip çıkıp, aralarına alan grubu da bir anda bırakamazdım.

"Sevgilim bende sana karşı yarışmak istemiyorum, ama senin grubundan çıktığımda beni onlar düşünmeden almıştı, bir anda ayrılamam. Ayrıca gruptaki üyeler beni affedecek mi? Sırf seninle ayrıldım diye gruptanda çıktım, beni kabul etmeyeceklerdir."

"Ne yapacağız peki?" Ne yapacağımızı bilmiyordum.

"Her zaman karşı karşıya denk geleceğiz diye bir şey yok ya, belkide karşılıklı çıkmayız." En iyi altı grup vardı ve yedi ayda düzenlenen üç yarışmada iki defa Hyunjin'lerle karşı karşıya gelmiştik. Tamam bu çok olasıydı bu ama benim elimde olan bir şeyde değildi.

"Sen bu dediğine inanıyor musun?"

"Hyunjin bak kırgınlığını anlıyorum ama gerçekten bırakamam lütfen sende beni anla." Kendimi gayet anlatmıştım ve o ısrar ediyordu, ısrardan nefret ederim.

Hyunjin karşımda derin bi iç çekmiş ve salondan çıkmıştı.

Peşinden yatak odasına giderken o yatmadan gidip sarılmıştım.

"Hyunjin gerçekten özür dilerim ama bırakamam lütfen benide anla." O da kollarını boynuma sarmıştı.

"Özür dileme, sadece bilmiyorum Jeong kötü hissettiriyor." Onun için zor olduğunu anlıyordum, sırf erkeklerden hoşlanıyor diye ailesi onu istememişti ve şimdi de benimle aynı grupta olmak istiyordu ama elimden bir şey gelmiyordu.

"Yarın olsun bakarız, olur mu sevgilim? Lütfen şimdi canımızı bununla sıkmayalım." Geri çekilip kafamı kaldırdığımda dudaklarıma küçük bir öpücük kondurmuştu.

"Fazla alınganlık yapıyorum sanırım." Hayır ya onun yerinde ben olsam bende aynı şeyleri düşünürdüm.

"Hyunjin fazla alınganlık yaptığın falan yok, şu konuyu kapatalım lütfen bak." Sözlerimle birlikte beni tekrar kendisine çekmişti, sıkıca sarılırken sesli bir nefes verdiğini duymuştum.

İki aydır mutluymuş gibi davranması beni çok üzüyordu, benimle olmayı sevdiğini biliyordum ama ailesini özlüyordu.

Onu tekrar bırakamazdım, hem kendim için hemde Hyunjin için büyük bir çöküş olurdu bu, ama bir şeyler yapmak zorundaydım.

...

Ertesi gün yarışma için gruplar belirlenmişti.

İkimizin grubuda seçilmişti. Ama karşı karşıya değildik, üç etaptan oluşuyordu bu seferki yarışma.
Ön eleme, yarı final ve final.

Tahmin edildiği üzere yine altı grup seçilmişti. Ön elemede yeneceğimizden emindik, daha önce iki defa karşılaştığımız ve ikisinide yendiğimiz bir gruptu çünkü.

Hyunjin'lerin karşısına ise geçen seneki RedBull dance şampiyonları çıkmıştı.

Ama eminim ki ön elemeyi geçeceklerdi.

...

"Jeongin annem arıyor!" Hyunjin bağırarak konuştuğunda hemen "Aç" demiştim. O gerginlikle telefonu açarken hoparlörü açmasını da söylemiştim.

"Efendim."

"Hyunjin... Oğlum." Annesinin sesi ile Hyunjin'in saniyesinde gözleri dolmuştu, yanına oturup kolunu destek olmak istercesine sıkarken Hyunjin tekrar "Efendim" demişti.

"Özür dilemek için aradım oğlum... Eğer müsaitseniz yarın Seul'e, Jeongin ve senin yanına gelmek istiyoruz." Annesinin sözleri ile ben kocaman gülümserken Hyunjin şaşkınlıkla ve gözyaşı ile "Ciddi misin? Gerçekten gelecek misiniz?" Diye sormuştu.

"Evet oğlum, baban ve ben gelmek istiyoruz."

"Gelin anne, biz müsaitiz."

"Yüzyüze konuşuruz o zaman... Görüşürüz."

"Tamam, görüşürüz." Hyunjin telefonu kapattığı gibi kollarını bana dolarken hem ağlıyor hemde gülüyordu.

Onun bu mutluluğunu her zaman görmek için her şeyi yapabilirdim. Annesi ile de ben konuşmuştum zaten.

İyi bir aile olmak çocuklarına her konuda destek olmaktır. Hyunjin'in ne kadar kötü olduğunu ve yaptıkları şeyin basit bir şey olmadığını anlattım, sonra Hyunjin ile tanışıp sevgili olmamızı, onu ne kadar sevdiğimi, onun beni ne kadar sevdiğini anlattım.

Yarışma için gruplar belirlendikten sonra yapmıştım bunu, üzerinden bir hafta geçmişti. Sanırım düşünmüşlerdi, ilişkimizi ve Hyunjin'i düşünmüş ve sonunda doğru olanı yapmışlardı.

"Jeongin gördün mü? Özür diledi ve bana oğlum dedi, bizi kabul etmişler baksana, yanınıza geleceğiz dedi." Hyunjin küçük bir çocuk gibi sevinirken gülümsemiştim.

Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar mutlu görünüyordu.

Ex || hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin