13

511 72 0
                                    

Hyunjin heycanlıydı, dünki aramadan sonra sürekli gülümsemiş ve Jeongin'e sarılmıştı.

Jeongin mutluydu, dünki aramadan sonra Hyunjin'in gülümsemesi ile gülümsemiş ve gün boyu sevgilisine sarılmıştı.

Kapı çaldığında ikiside ayağa kalkmıştı.

"Her şey düzelecek değil mi Jeongin?"

"Düzelecek sevgilim." Hyunjin bir adımda sevgilisinin yanına gidip dudağını öptükten sonra elinden tutarak kapıya yönelmişti.

El ele kapıyı açtıklarında Hyunjin'in annesi ve babası onlara bakmıştı. Önce oğullarının yüzüne, sonra yanındaki çocuğa ve birleşik ellerine.

"Hoşgeldiniz." Hyunjin ve Jeongin kapıda kenara çekilerek ailesinin içeri girmesi için yol açmıştı.

"Hoşbulduk oğlum." Hyunjin'in annesi ona doğru yürüdüğünde gidip sarılmıştı. Hyunjin, Jeongin'in elini bırakıp annesine sarıldığında gözlerinin dolmasını engelleyememişti.

Babası ise konuşmuyordu.

Ayrıldığında tekrar Jeongin'in elini tutmuş ve dördü birlikte içeri geçmişti.

"Aç mısınız anne." Oturduklarında ilk konuşan Hyunjin olmuştu.

"Önce şu konuşmaları bi yapalım, sonrasına bakarız." Annesi onu cevapladığında Jeongin oturduğu yerden biraz daha kaymış ve Hyunjin'in elini sıkıca tutmuştu.

"Biz düşündük, sen bizim çocuğumuzsun ve sırf erkekleri seviyorsun diye senden vazgeçemeyiz oğlum. Ayrılın diye böyle kötü bir şey yaptığım içinde üzgünüm sadece..." Annesi konuşurken Jeongin ifadesiz bakıyordu.

"Oğlumuzun gay olmasına inanamadık, bizim için bu kötü bir şeydi, hâlâ bunu istemiyorum ama sen belli ki Jeongin'i çok seviyorsun.
O zaman sadece saygı duyacağım." Babası ilk defa konuştuğunda Hyunjin gülümsemişti.

"Benim duygularım hastalık ya da anormal bir şey değil. Jeongin'i gördüğüm ilk andan beri seviyorum, o da beni seviyor ve ikimizde bu ilişki içerisindeyken çok mutluyuz. Sizin isteğiniz ile Jeongin benden ayrıldığında ben nefes alamadım." Hyunjin elini kaldırıp tuttuğu sevgilisinin elini öpmüştü.

"Bunu yaptığımız için üzgünüm Hyunjin."

"Olmalısınız efendim, seven iki insanı ayırdığınız için üzgün olmalısınız. Hyunjin mutluysa mutluyum ama ben sizi affetmeyeceğim. Benimle konuşursanız konuşurum, saygımı da korurum, ama yanınıza gelmem, sizinle sohbet etmem. Benden Hyunjin'in sevgilisiyim diye bunları beklemeyin." Jeongin sırf onlar yüzünden yedi ay boyunca sevgilisinden ayrı kalmıştı.

Her şeyden çok sevip delicesine aşık olduğu, bir saniye bile ayrı kalmak istemediği sevgilisine defalarca seni sevmiyorum demişti. Ne kendini affedecekti, ne de karşısında onlardan özür dileyen iki insanı.

"Anlıyoruz." Babası sadece bunu diyebilmişti.

Hyunjin ise Jeongin'in elini daha çok sıkmıştı. Yanındayım demek adına.

Biraz daha konuşulurken Jeongin'in telefonu çaldığı için salondan çıkmıştı.

İçeri geldiğinde "Ekip toplanıyormuş sevgilim benim gitmem gerek." Diyerek Hyunjin'e seslenmişti.

Hyunjin ayağa kalkıp ailesinin baktığını bilerek onun iki yanağını öptükten sonra, "Kaç gibi gelirsin güzelim?" Diye sormuştu.

"Yarışma için küçük bir toplantıdır, iki saate gelirim muhtemelen." Hyunjin kafa salladıktan sonra Jeongin üstünü değiştirmek için odaya çıkmıştı.

Hyunjin tekrar anne ve babasının karşısındaki koltuğa oturduğunda annesi, "Onu çok seviyorsun." Demişti.

"Jeongin'i bu dünyadaki her şeyden daha çok seviyorum anne. O varken nefes alıyorum ben."

"Bir insana bu kadar bağlanmak kötü bir şey oğlum."

"Jeongin varken kötü olan hiçbir şey umrumda değil."

Hyunjin'in kaçış noktası Jeongin'di.
Her şeyden çok sevdiği kişi Jeongin'di.
Yanındayken en rahat olduğu kişi, mutlu olduğu, ve sevgiyi en dibinden bile hissettiği kişi Jeongin'di.

Hyunjin bilmiyordu nasıl bu kadar sevdi, sadece çok aşıktı.

Ex || hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin