•1•

31 5 5
                                    

İş çıkışı kimseye bir şey demeden doğruca çıkmıştım.Normalde bu gün iş yerinde extradan durmam gerekiyordu ama daha önemli bir işim vardı.Ölmek gibi...

Nasıl olsa hayatımı sonlandıracaktım bu gün.O siktiğimin patronu extra kalmadım diye beni azarlayamıyacaktı...

Arabama bindim sigara paketini çıkardım.Şansa pakette kalan son sigaramdı.Onu şimdilik saklamaya karar verdim ve arabamı çalıştırdım.

Acelem yokmuş gibi hız yapmadan ilerliyordum.Telefonum bir yandan çalışıyordu.Bir ışıkta durup telefonuma baktım.

"Malak P" diye kayıtlı olan patronum arıyordu.Gülmeye başladım.Neden güldüğümü bilmiyordum.Gülmem kahkahaya dönüşüyordu.Gözümden yaş gelene kadar gülüyordum ki korna sesiyle kendime geldim.Hızla gaza basıp gittim.

Psikolojimin iyi olmadığını mental çöküş yaşadığımı biliyordum.Psikolok randevularıma gitmiyordum.Hayat yeterince zordu ve her gün yaptığım en küçük şey için patronuma hesap veriyordum.Birde psikoloğuma hesap vermeye ne gerek vardı.

En sonunda istediğim yere varmıştım eski evim,eski mahallem,eski hayatım ve güzel hayatımın olduğu yere...

Resmen terk edilmiş bir mahalleydi.Güya kentsel dönüşüm için bizi taşınmak zorunda bırakmışlardı ama burdan taşındığımızdan beri yani koskoca 15 yıl boyunca hiçbir şey değişmemişti.

Yavaş yavaş kapısı kırık tek ev olan eve girdim.Buraya 5-6 gün önce aldığım silahı koymuştum.Silahı dikkatlice sakladığım yerden çıkardım.

Evlerden biraz daha uzakta bulunan bir köprü vardı.Çocukluğum o köprünün altında geçmişti.Çocukken tek arkadaşım Jisung idi.Onunlada çok konuşamazdım annesi benim deli belalı bir tip olduğumu düşünüyordu.Oysaki yaptığım hiç bir şey yoktu.Annem ve babam kavga ettiğinde kavgayı ayırmak için araya girip bende nasibimi alıyordum.Yüzüm,vücudum ve özellikle ellerim sürekli yara bere içindeydi.

Ama mutluydum.Gerçekten bir şekilde hayattan mutlu olmayı başarıyordum.Babam ve annem kavga etmediği günler benim bayram günlerimdi.O günler dünyalar benim oluyordu.O zamanki yaşantım şuankinin yanında Cennet gibiydi...

Dümdüz olan köprünün diğer tarafına geçtim.Diğer tarafta ise başka bir mahalle vardı.Orada yaşayan insanlar vardı ama pek buraya geçen olmazdı o yüzden kafam rahattı.Köprünün altına doğru inmeye başladım yavaşça.Köprünün altında bir nehir vardı.Dikkatlice ilerleyerek köprünün altına ulaştım sonunda.

Duvarlara grafiti yapmışlardı ve hoş görünüyordu.Birinin altında"H.H" yazıyordu çizen kişinin adının kısaltmasıydı büyük ihtimalle.

Artık daha fazla oyalanmamaya karar verdim.Telefonumu arabada bırakmıştım.İntihar etmeden önceki son saniyelerim olduğunun farkındaydım.

Silahı sol elimden sağ elime alıp şarjörüne mermileri koydum.Tetiği çektim ve kafama doğrulttum.

Kalpim hızlanmaya başlamıştı.Ve elim titriyordu.Soğuk kanlılığımı kaybetmeye başlamıştım.

O sırada birinin silahı elimden kavrayıp alması bir olmuştu.Şaşkınlıkla o kişiye bakmaya başladım...

_________________________________________


Biliyorum hikayeyi yıllar sonra yazdım.Kusura bakmayın EheĞ.

Yeni bölümleri kısa aralıklarla yazmaya çalışıcağım💓💞

Duyuru veya önemli bir şey olmadıkça bölüm sonuna yazar notu eklemiycem haberiniz olsun.Kendinize iyi bakın ^3^

•Eski Köprünün Altında•|Hyunlix|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin