3. BÖLÜM: GÖRÜNEN YÜZLER

35 7 20
                                    

Karşımdaki adama şok olmuş bir ifadeyle bakıyordum. Benim fazla şaşmış ifademe bakan, isminin Otis olduğunu öğrendiğim sapık, hiç de şaşırmış değildi.

Bunun bir oyun olduğunu anlamam elbette uzun sürmemişti.

Sevgili liderimiz bana güvenmiyordu ve güvenmemekte de haklıydı. Ben olsam ben de kendime güvenmezdim.

Yakışıklı adamlar her zaman zaafım olmuştu ve şimdi düştüğüm bok çukurunda, bu kadar yakışıklının arasında cennette gibi hissediyordum.

Galiba öldüğünde cennete gidecek insanlar dünyada cehennemi, öldüğünde cehenneme gidecek insanlar dünyada cenneti yaşıyordu.Yani bir bakıma öyleydi.

Ben öldüğümde cennete gideceğimi sanmıyordum fakat dünyada da cehennemi yaşıyordum.

Ailem beni evlatlık almadan önce yurtta, pek de iyi bakılmıyordum.

Okyanusya çocuk yurduna tek arkadaşım Chris'ti. Diğer çocuklar tarafından ikimizde sürekli dışlanan oluyorduk ve bir kavga çıktığı zaman veya bir olay olduğunda özellikle benim üstüme atıyorlardı suçları.

Benden nefret etmelerinin sebebini bilemezdim fakat çok az bir süre kızlarla takılınca, Chris'i neden dışladıklarını anlamıştım.

Chris çocukken de çok yakışıklıydı.

Bu yüzden kızlar onunla sürekli takılmak ister, takılınca da erkekler Chris kızlarla takıldığı için onun erkek olmadığını söyler ve döverlerdi.

Chris ise her dövüldüğü akşam gizlice bana gelirdi, korkunca bir kıza sığındığını kimsenin bilmesini istemezdi.

Dünyada bu kadar kötü insan varken gözlerin sadece beni görmesi, insanı incitiyordu.

Biri yerde duyduğum ve çok da haklı bulduğum bir söz vardı:
Bir çocuğun ruhunu öldürmek de cinayettir.

Benim çok küçük yaşta ruhumu öldürmüşlerdi fakat kimsenin haberi olmamıştı.

Ben de bu yüzden insanları ruhları ile öldürüp kendimce adaleti sağlıyordum. İntikam da denebilirdi.

Ruhumu enkaza çeviren bu yıkımların sahibi çoktu.

"Evet! Sapık adam tam da karşında."

Bana doğru yürüyen sinir bozucu lider ve yanındaki sapık Otis, gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı.

Şanslıydım çünkü Otis'e kendi ismimi falan söylememiştim fakat...

Chris'i görmüştü!

Bana buraya Luke Miles adında bir koruma olarak geleceğini söylemişti fakat Otis onu tanırken göz önünde olmamalıydı, olursa da zaten işimizi bitirirlerdi.

Chris'e bir şekilde ulaşmalıydım ama burada teknolojiye ait hiçbir şey yoktu. Yanıma telefonumu almamamı söyleyen Chris'e içimden lanetler okuyordum.

Tam karşımda olan Otis neredeyse ağzımın içine girecekti fakat böyle saçma şeyleri pek önemsemezdim.

Onunla yakın olmalıydım tamam fakat bu şekilde değil!

Üzerimden şaşkınlık ifadesini atıp gözlerine, bilmişlik edasıyla bakmaya başladım.

Araştırdığım kadarıyla kendisinin gizli polis kimliği vardı ve Siren'i bulmaya çalışanların başında yer alıyordu.

"Sarışın arkadaşın nerede?"

Bu soru benim yutkunmama sebep olmuştu. Sinirlerimi bozan adama 'sanane' dememek için kendimi zor tutup, dişlerimi sıktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 02, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Susturulmuş Çığlıklar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin