Roar - Christmas Kids
^Appearing unsightly with devils inside me.^
"İçimdeki şeytanlarla kötü görünüyorum."
Sözcüklerin ağırlığını herkes bilmezdi. Hiç düşünmeden, karşısındakinin kalbinin kırıklığını dahi önemsemeden kurardı tüm o acımasız cümlelerini. Bazen yaptığı şeyin ağırlığını bir 'dalga' bahanesinde hafifletmeye çalışır, basit bir bahaneye sığınırdı. Söyledikleri sözcüklerin, kurdukları cümlenin bir silah görevi taşıdığının bilincinde olmazdı böyleleri. Karşı tarafa ilettiği her bir sözcüğün kan attığını göremezdi. Bunu bile anlayamayacak ya da bilmemezlikten gelecek kadar kötüydüler.
Zorbaydılar.
Kimi zaman ağzından çıkanlarla, kimi zaman davranışlarıyla, kimi zamansa ufak bir bakışlarıyla.
"Livacık."
Arkamdan duyduğum sesle birlikte irkilmeden edemedim. Derin bir nefesi ciğerlerime armağan edip arkamı döndüğümde karşılaştığım yüz görmeye alışık olduğum yüzlerden yalnızca bir tanesiydi.
"Bugün keyfiniz nasıl Liva hanım." dedi iğrenç nefesini yüzümde hissedebileceğim bir yakınlıkta. Refleks olarak hemen kendimi geri çektim.
Bu tepkime gülmüştü. Zaten her şeye gülüyorlardı ki başka bir işleri olduklarını da sanmıyordum. Yalnızca düşünmeden konuşuyor, gülüyor, ve içlerinden nasıl geliyorsa çekinmeden öyle davranıyorlardı.
"Zamanımı heba edecek ne söyleyeceksin, Melih." dedim halimden memnun olmayan bir sesle.
İzin istememesine rağmen elini uzatıp saçlarını parmağında ustaca ve eziyet çektirmek istermişçesine yavaşça döndürdü. Parmağını saçlarımdan çekmesi için tuttum ve sertçe ittirdim. "Sendeki bu bana ve tüm okula karşı olan sevgi gözlerimi yaşartıyor Liva."
Dalga geçtiğini biliyordum fakat eğer kendini ve onun gibi herkesi sevilmeye değer görüyorsa yaptığı her davranış gibi bu da yanlış ve saçmaydı. Küçük düşürmek amaçlı kullandığı "Sevilmeyi hak etmiyorsun." cümlesini işitmeyi en çok onun gibi kansızlar hak ediyordu.
Söyleyecekleri cümleleri duymamak adına kantine doğru yürümeye başlamıştım ki bileğimden sertçe tutup beni kendisine çevirdi. Anında ondan kurtulmak için hareketlendiğimde ve ağzımı açtığımda elini ağzıma kapatıp ben konuşamadan beni susturdu. Daha sonrasında kurduğu cümle ise zaten hareket edemediğim yerimde hareketsiz kalmamı sağladı.
"Emir ile olan bağlantını ve çok daha fazlasını biliyorum."
O an ellerimin ve dizlerimin hatta tüm uzuvlarımın buz kestiğini hissettim. Vücudum ben farkında olmadan, başkalarının yanında olmasından korktuğum gibi delicesine titremeye başlamıştı. Kulağıma ulaşan tüm sesler boğuk bir şekildeydi. Karşımdaki adam duymaktan ölesiye korktuğum cümleyi kurmuştu saniyeler belki de dakikalar öncesinde.
En büyük korkumu, zayıflığımı, güçsüzlüğümü, zaafımı biliyordu. Bu kavramların hepsi aynı anlama geliyordu ve aynı hissettiriyordu. Çünkü benim tek bir korkum vardı. Tek bir güçsüzlüğüm, tek bir zayıflığım ve zaafım. Ve şimdi karşıma biri geçmiş, tek bir kişinin öğrenmesinden sakındığım şeyi tek bir nefeste ve tek bir cümlede yüzüme karşı söylemişti.
"Liva, titriyorsun." Ses tonunda bir anlık endişeyi, korkuyu hissettim ve o an düşüncelerimden sıyrılıp yüzüne baktım ama gördüğüm manzara şaşırtmıyordu. Bunun en büyük göstergesi de yüzündeki o iğrenç aşağılayıcı bakıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Resitali
Novela JuvenilSözcükler kalbi hedef aldığında kırılan, paramparça olan tek şey kalp olmazdı. Çünkü bilirdin, kalbin yok olduğu yerde aklın ve ruhun işi yoktu.