Ali ve kız karakola gelip başkomiserin odasıns girerler.
Başkomiser: Evet gençler sorun ne?
Kız: Bu adam beni önce tehdit etti sonra ödevimi dağıttı sonra da hakaret etti.
Başkomiser: Doğru mu delikanlı?
Ali: Valla yalan komiserim ya, yok öyle bi şey.
Başkomiser: Koskoca kız yalan mı söyleyecek be!
Kız: Ben sikayetciyim komiserim.
Ali: Ne şikayetçi misin? Ne şikayeti kızım bi ödev dağıttım diye.
Başkomiser: Hani yalandı?
A: Sadece ödev kısmı doğru komiserim tehdit hakaret falan yok.
Başkomiser: Valla benim gözüm seni hiç tutmadı delikanlı haberin olsun.
A: Kızım şikayet falan etme ya valla bak ne istersen yaparım.
Kız: Ne istersem mi? Tamam o zaman benimle birlikti anket dağıtacaksın.
A: Yuh! O kadar da değil.
Kız: O zaman şikayetçi oluyorum ben.
A: Of ulan tamam be.
Kız: Yarın akşam 7 gibi aynı yere geliyosun.
Kız önde Ali arkadan odadan çıkarlar. Koridorda yürürken Ali söylenmektedir;
- Aldım yine başıma belayı iyi mi.
Kız arkasına dönüp;
- Bi şey mi dedin?
A: Yoo.
--------------------------------
Osman ve Serkan hicbir şey olmamış gibi cafede çaylarını içmeye devam ediyorlardı;
S: Bu herif başına bela almadan yaşayamıyor galiba.
O: Aman be adamın hayatı eğlenceli en azından abi.
S: Karakola gitmek ne kadar eğlenceli olabilir anasını satıyım.
O: Bi şey diycem artık kalkmasak mı, benim uykum geldi.
S: iyi hadi gidelim, ben de sahilde yürürüm azcık.
--------------------------------
Osman anahtarıyla evine girdi, salondaki ışıklardan birini açtı. Kanepeye uzandı eline telefonunu aldı, Ali'yi aradı;
O: Ne yaptın, çıktın mı karakoldan?
A: Çıktım abi, evdeyim.
O: İyi bari, sorun neydi ki?
A: Boşver lan, önemsizdi zaten.
O: İyi tamam.
A: İyi geceler mübarek.
O: Mübarek ne lan?
A: Hadi abi hadi, iyi geceler.
Osman telefonu sehpaya bıraktı, uyumaya çalıştı.
--------------------------------
Serkan sahilde düşünceli bir şekilde yürüyordu. Bir elini cebinden çıkardı, denize doğru döndü ve el sallamaya başladı;
- Ulan ne yapıyorum ya, iyice delirdim.
Yürümeye devam etti.
--------------------------------
Ali sabahın ilk ışıklarıyla uyandı, yatakta bir sağ tarafına dönüyordu bir sol tarafına dönüyordu, en sonunda yorganla dövüşmeye başladı. Uyuyamıyordu, yataktan kalktı. Gözü komodinin üzerinde duran Eylül'ül fotoğrafına takıldı, bir müddet fotoğrafa baktıktan sonra;
- Neden bıraktın ki beni? Ben ne yaptım ki sana seni sevmekten başka!
Salona geçti koltuklardan birine oturdu, eski günlerini hatırladı. Eylül'lü günlerini... Ali bu düşünceler içindeyken saatler hızla ilerlemişti. Telefonunun sesini duydu, eline aldı baktı. Arayan Eylül'dü, açıp açmamak arasında kalmıştı. Dayanamadı açtı telefonu;
Eylül: Ali.
A: Aradığınız Ali'ye 10 gün önce hayatı elinden alındığından dolayı ulaşılamıyor, lütfen daha sonra tekrar denemeyiniz.
E: Bak anlatmam gereken şeyler var.
A: Dur bekle ben bi külah bulup geliyorum.
E: Dalga mı geçiyosun?
A: Çok mu belli oldu ya?
E: Offff!
Ali telefonu kapatıp başını ellerinin arasına aldı...
--------------------------------
Serkan uyandiginda kendini sahildeki banklardan birinde yatarken buldu, doğruldu;
- Ben burda mı uyumuşum ya? Yalnızlık çok kötü bi şey lan, ne nerde uyuduğun belli ne de ne zaman uyuduğun belli... Yuh ben kendi kendime mi konuşuyorum şu anda? Valla kendi kendime konuşuyorum. Haydaa olmadı ki şimdi bu. Bak hala kendi kendihe konuşuyorum ya...
-------------------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Giden Döner Mi ?
HumorGiden döner mi? Bu acı geçer mi? yarım kalan da bir şey eder mi? 3 arkadaşın eğlenceli bir o kadarda hüzünlü hayatını konu alan bir kitap... yapı olarak Leyla ile Mecnun dizisinden esinlenilmiştir...
