Sememin Smuts

Yoonminkook

Uyarı

Reşit olmayan rızaya dayalı seks içerir

Jungkook henüz 17 yaşında bir liseli. Okula neşeli bir şekilde gidiyor. Neden mi?

Çünkü o bir aşık. Kahküllü kız mı? Ah hayır. Tavşan dişli olan? Hayır. Sarı saçlı olan? Hayır hayır! Siz beni yanlış anladınız.

O bir erkeğe aşık. Sarı sarı saçları, keskin çene hattı, Dolgun dudakları ile...o resmen Park Jimin'e aşık.

Abartılı olmayan ama ona yakışan ve bir Yunan tanrısı gibi görünmesini sağlayan kaslı vücudu ve kocaman kalçaları ile beden eğitimi öğretmeni Park Jimin'e aşık.

Isınma hareketleri sırasında gözlerini alamadığı kalçalar... Ah size bahsetmedim değil mi? Bu küçük velet öğretmenini becermeyi o kadar istiyor ki... Bazı geceler hayallerini onunla süslüyor. Öğretmeninin koca kıçını düşünerek kendini çekmesi size ergence gelebilir. Tamam aslında öyle. Çünkü o hala bir ergen.

Ve yine bir cuma günü. Jungkook yine mutlu çünkü haftanın son saatlerine konulan beden dersi ile haftayı kapatmış durumda. Gözlerini çok sevdiği hocası ve onun minik kıçından ayırmadan geçirdiği iki muhteşem ders saati. Daha ne isteyebilir ki? Esneme hareketlerinde vücuduna değen minik eller ve ensesine çarpan sıcak nefes...

Jungkook gününü mükemmel geçirmişti. Tek sorunuysa yolun ortasında kulaklığını soyunma odasında unuttuğunu fark etmesi olmuştu.

Hesaba katılmayan minik bir kulaklık nelere mi yol açardı?

Jungkook'un bilmediği bir şey vardı yoldan dönerken. Soyunma odası müsait değildi.

Okuldaki çoğu kişinin gözünden kaçsa da beden eğitimi öğretmeni Park Jimin, matematik öğretmeni Min Yoongi'ye yürüyordu. Onun izin verdiği kadar flörtleşiyordu.

Sonunda istediğini başarmıştı genç öğretmen. Yaşlı olanı kendine çekmişti.

Okulun dağılmasıyla öğretmen ve öğrenci yokluğunu fırsat bilen ikili soluğu soyunma odasında almışlardı.

İkisi de birlikte geçirecekleri ilk seferin bir lise spor salonunun soyunma odasında olmasını istemezlerdi.

Yine de kendilerini burada öpüşürken buldular. Jimin spor salonunu toparlayıp çıkacaktı. Topları ve atlama iplerini yerleştirirken Yoongi onu ziyarete gelmişti.

Hiç beklenmedik bir şekilde Jimin'in bu güne kadar yaptığı kurların karşılığını vermişti.

Basit bir öpücük olarak başlatsa da Jimin öpücüğün masumluğunu bozmadan edemedi ve onu soyunma odasına sürükledi.

Dudaklar Şehvetle birleşirken iki öğretmenin de üstleri bir savaş içindeydi. Eşofman ve gömlek yeri boyarken Jimin yarı çıplak kalmıştı bile.

Dudakları beyaz tene değerek atletin açıkta bıraktığı köprücük kemiklerini yakarken elleri atletin eteklerini kavramıştı. Uzaklaşırken atleti de te bir çırpıda çıkarıp atmıştı. Beyaz tenli ince beli kavrayarak soğuk demirden dolaplara dayadı Yoongi'nin sırtını. Vücudu baştan aşağı ürperdi Yoongi'nin. 

Elleri kumaş pantolon üzerinden sıkıca kavradı ve zıplatarak kucağına yerleştirdi Jimin. Ani hareketiyle Yoongi'nin sırtı dolap kapağına çarparak bir tangırtı kopardı ve Yoongi'nin inlemesine sebep oldu. Yoongi Küçük gördüğü ellerin sıkı kavrayışıyla şaşırmıştı doğrusu. 

Yoongi kollarını narin ve tahrik edici bir yavaşlıkta Jimin'in boynuna doladı. Jimin bütün vücudunu Yoongi'ye bastırarak kendisi ve dolap arasında sıkışmasını sağlamıştı. Sert karın kasları Yoongi'nin penisine sertçe bastırıyordu ve Yoongi'nin fena halde kıvranmasına sebep oluyordu bu. Dudaklarını hızla kucağındaki bedenin iniltiyle aralanan dudaklarıyla buluşturdu.