[7] First step

1K 123 71
                                    

Yalnızlığa uçan kırılgan kanatlarını ben iyileştireceğim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yalnızlığa uçan kırılgan kanatlarını ben iyileştireceğim

______

[7] İlk adım

''Daha ne kadar bekleyeceksin gelmeyecek işte Yoongi.'' Namjoon arkadaşının hemen arkasına geçerek elini omzuna koydu. Saatlerdir burada yeni tanıştığı meleği bekliyordu. Namjoon meleğin geleceğine pek emin değildi çünkü hava oldukça kararmış meleklerin bu vakitte dışarı çıkmaları yasaktı. Yoongi ise inatla bekliyordu onu saatlerdir. Neredeyse onu iki gündür görmemişti. Merak etmiyor da değildi.

''Hayır gelecek ben hissediyorum ve sende inanacaksın.'' Yoongi kollarını göğsüne birleştirerek gözlerini ormana doğru çevirdi. Bu vakitlerde meleğin şatodan çıkabileceğini biliyordu Yoongi. Başına bir iş aldı mı diye merak ediyordu ama. Belki de yakalanmış da olabilirdi. Yoongi bunu istemiyordu. Onu bulmuştu ve artık kaybetmek istemiyordu Yoongi.

''Dostum bu saatte bir melek asla dışarı çıkamaz bekleme işte hadi gidelim.'' Namjoon, Yoongi'nin omuzuna hafif vurarak güldü. Yoongi kafasını kaldırarak arkadaşına bakındı ve kafasını iki yana salladı. Yoongi, Namjoon'un buna inanmadı için gözleri ile meleği görmesini sağlayacaktı ama şuanda da melek gelmiyordu. Buna ne kadar siniri bozulsa da beklemeye devam edecekti.

''Gelecek benim meleğim. Eminim.''

''Bence sende çok emin konuşma. Ben fazla beklemek istemiyorum. Biliyorsun büyük heykelin yanında herkes toplanmış ve biraz kafayı bulacağız. O yüzden gidelim.'' Namjoon kanatlarını hafif gererek esnedi ve derin bir nefes aldı.

Yoongi derin bir iç çekerek arkadaşına bakındıi Galiba onun haklı olacağını düşündü. Gelse şimdi gelirdi çünkü melekler şatosu zaten sessiz bir hale gelmiş ve herkes uykuya bıraköıştı kendilerini. Şeytanlar sabahları uyurken, melekler ise akşamları uyuyordu. Aralarında çok fazla fark vardı. Böyle olması üzücü bir şeydi tabi ki. Yoongi son kaz kafasını ormana çevirdi ve kontrol etti. Hiç bir şekilde meleğin küçük ve beyaz kanatlarını görmüyordu.

Yoongi yavaşça ayağa kalkarak ellerini cebine attı. Arkasına döndü ve kendisine sırıtan arkadaşına bakındı. ''Tamam hadi gidelim.'' Yoongi önden giderken Namjoon da onu gülerek takip etti. ''Sonunda haklı olduğumu gördün.'' Yoongi yine hayal kırıklığı ile oradan ayrılmıştı çünkü onu yine görememişti. Onu bu şekilde asla kendine aşık edemezdi. Bu şekilde de iddiayı Namjoon kazanabilirdi. Yoongi yenilmekten nefret ederdi o yüzden elinden geleni yapıp kimseye rezil olmayacaktı.

Yoongi ile Namjoon diğer şeytanların yanına gelmiş ve yanların oturmuşlardı. Herkes kendi kafasındaydı ve ellerinde dolu kırmızı şaraplar. Yoongi eline bir şişe alarak kafasına dikti ve o sıra Namjoon kırmızı şarabı arkadaşına uzattı. Ona sırıtarak baktığında Yoongi de Namjoon'a karşılık sırıttı. Yavaşça şişesini arkadaşının şişesine tokuşturdu. ''Sana da şerefe.''

mockingbird ㄨ yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin