[14] Leftover crumbs

812 106 51
                                    

Bugün kendimi tanıttımkendi duygularıma, sessiz bir ıstırap içinde, bunca yıldan sonra

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bugün kendimi tanıttım
kendi duygularıma, sessiz bir ıstırap içinde, bunca yıldan sonra

_______

[14] Geriye kalan kırıntılar


Jimin artık her şeyi boşvermişti. Ölmeyi bile aklından geçirdiğinde umursamaz bir tavıra dönüşüyordu. Bu konuda pek araştırma yapmamıştı o yüzden pek korkusu yoktu. Bir mucize bulacaktı.
Jimin baygın gözlerini yavaş yavaş araladığında karşısında endişeli bir kafa buldu. Bu arkadaşın Jin idi. Hâla bedeni tir tir titriyordu. Başı diğerinden de hafif dönüyor ve boynunda büyük bir ağrı vardı. Fakat buna rağmen doğrulamaya çalıştı.

"Dur hareket etme." Jin endişeyle arkadaşını durdurarak omuzlarını tuttu. Kötü görünüyordu Jimin ve ne yapacağını bilmediği için kimseyi çağırmamıştı. Ki çağırsaydı meleğin boynundaki izi görürlerdi ve böylece olay daha fazla büyürdü. Neyse ki Jimin 15 dakika içinde uyanmıştı.

"Neden hala buradayız?" Jimin'in şaşkın bakışları etrafında gezindi. En son hatırladığı şey burada temizlik yaptıklarıydı. Neredeyse hafıza kaybı yaşadığını düşündü.

"Kimseyi çağıramadım. Boynundaki izi görecekleri için."

Jimin'in hafızası daha yeni yeni kavuşuyordu. Şimdi hatırlamıştı boynundaki mühürü. Gözleri hafiften dolarken dişini alt dudağına bastırdı. Hata yapmamıştı. Bu düşünecesinde yanılmamayı istiyordu. Yasakların gerçekten varolduğunu bilmek istemiyordu. Bu gerçekten kaçmak istiyordu her zaman. Jimin yavaşça doğrulamaya çalıştı fakat kafasındaki ağrı onu tekrar yere yığdı.

Jin'in yardımı ile yavaşça yattığı yerden doğruldu ve yutkunarak arkadaşına bakındı. "Bayılırken kafanı çok sert vurdun o yüzden ağrıyordur."

Jimin kafası ile onaylayarak yavaşça oturduğu yerden kalkarak kapıya doğru ilerledi. Yavaş yavaş herkesin sesi duyuyordu. Vakit yaklaşmıştı herkes uyumaya gidecekti. Şimdi herkes ihtiyacını karşılamak için lavaboya girecekti. Jin hızlıca arkadaşının peşinden ilerledi. Jimin'in ne yapacağını bilmiyordu ve hatta şuan bile bilinci yerinde değildi. Onun için endişeleniyordu.

"Nereye gidiyorsun?" Jin şaşkınca Jimin'i takip etmeye devam etti. Jimin odasına ilerlemesi gerekirken başka bir koridora yönelmişti. Aklında ne geçiyordu bilmiyordu ama onu bırakmayacaktı Jin.

Jimin etrafındaki meleklerin kendilerine bakındığını bile umursamadan kütüphaneye doğru ilerledi. Boynundaki iz biraz belli oluyordu o yüzden kıyafeti ile arkaya doğru çekiştirmişti. Jin'in arkasından geldiğini onun sorusuyla anlamıştı.

''Kütüphaneye.'' Jimin kütüphanenin kapısında durunca etrafına bakındı. Kimse yoktu ve bu yüzden şanslı olmalıydı. Gözlerini iki kere kırpıştırdı ve derin bir iç çekti. Umuyordu ki güzel şeyler bulabileceğini. Neredeyse sabaha kadar araştırma yapabilirdi. Bir yolunu bulacaktı bunun. Kuralları bir şekilde kaldırıp her şeyi daha özgür kılacaktı. Jimin bunu başarmak istiyordu.

mockingbird ㄨ yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin