[24] Are we at the end of the story?

448 86 31
                                    

Diyorum ki, bence bu hikayenin sonunu biz bitirelim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Diyorum ki, bence bu hikayenin sonunu biz bitirelim.

_____

[24] Hikâyenin sonuna mı geldik?

''Kendine dikkat et bebeğim.'' Bayan Park oğlunu doya doya öperek ona sıkıca sarıldı. Hala çok endişeliydi oğlu için. Onu bırakmak istemiyordu ama bir yandan da eşinin haklı olduğunu düşünüyordu. Onun hislerinde hiç bir zaman yanıldığını görmemişti. Zaten bu şatoya en başından gitmesine Jimin'in annesi istemişti. Bay Park bu konuda biraz kararsızdı. Jimin'in yanlarında daha güvenli olacağını ve ona her şeyi kendi öğretmeyi çok istemişti. Ama bu da işe yaramadı. Oysa Jimin şatoda her şeyi öğrenmişti. Eğitimden tut, aşka kadar. Birine aşık olmayı orada öğrenmişti. Hiçte pişman değildi. Yine olsa yine aynı şeyleri yapardı. Buna hata bile demiyordu çünkü aşk hata değildi. Aşk güzel bir şeydi. Onu yaşamak ve yaşamayı sürdürmek güzel bir şeydi. Sonunda ne kadar üzüleceğini bilsende.

''Pekala gitsem iyi olacak. Hava kararacak gibi sanki.'' Jimin babasına da sıkıca sarılırken yavaşça ayrıldı. Aslında babası oğlunun bu kadar güçlü durmasına seviniyordu. Bazı şeyleri yaşamak ve öğrenmek güzel bir şeydi. Hataları yaptıkça bu hayattan ders alınıyordu. En önemlisi de onca şeye rağmen Jimin mutluydu.

''Dikkat kendine, tamam mı?'' Bay Park oğlunun saçlarını karıştığında Jimin kafası ile onayladı. Daha fazla geç kalmak istemiyordu. Bir an önce Yoongi'nin yanına gitmeliydi. Onu görmek istiyor ve boynundaki mührün geçtiğini ona göstermek istiyordu. Ona şuan o kadar çok ihtiyacı vardı ki. Gördüğü anda sıkıca sarılacaktı ona. 

Yavaşça kanatlarını açarak eğildiği ve yukarı doğru süzüldü. Jimin çoktan annesinin gözyaşlarının yüzünde süzüldüğünü görmüştü. Onları geride bırakıp gitmeyi istemiyordu ama elinden başka bir şey gelmezdi. Korkuyordu artık her şeyden. Yoongi'e sahip olamamaktan, onunla birlikte olamamaktan ve özelliklede herkese aşık olduklarını kanıtlayıp iyileştiğini kanıtlamak istiyordu.

Nereden gideceğini tam olarak bilmiyordu ama riskli de olsa biraz daha yükselerek etrafındakilere bakarak bulabilirdi. Sadece uzun ve geniş bir ormanın yukarısındaydı. Kanatlarını fazla zorlamak istemiyordu. Hala kırık kanadı iyileşmiş değildi. En son Yoongi sarmıştı kanadını. Her acısını sarıyordu ve Jimin bundan çok hoşlanıyordu. Yoongi tarafından ilgi görmeyi çok seviyordu. En çokta onu Yoongi olduğu için seviyordu. 

Hava yeterince kararmış ve güneş batmıştı. Jimin karanlığa kalmak istememişti çünkü yolu karıştırıp kaybolmak istemiyordu bu saatten sonra. Biraz yavaşlarken kanatlarının yorulduğunu hissetmişti ve nefes nefese kalmıştı. Uzun süre uçmak o kadar da kolay değildi. Hiç bir zaman gözünde büyütmemişti ama bu kadar da zor olacağını tahmin etmemişti. Okulda uzun süre uçmanın iyi bir şey olmadığını söylemişlerdi ama Jimin durmak için zamanı yoktu. Hava daha çok kararmadan ve gece olmadan şatoya dönmesi lazımdı. pması gerekiyordu çünkü geceleri her şey çıkabilirdi. Kendini şimdiden çok yormuştu. Şatoya ne kadar kaldığını da bilmiyordu sadece babası yıldızları takip etmesini söylemişti. O yüzden akşamleyin çıkmıştı yola. Eh tabi ki şatoya yaklaştığında artık şeytanların o ışıltılı şatosunu da göremeyecekti. En azından onu gördüğünde anlayabilirdi geldiğini.

mockingbird ㄨ yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin