Karaoke

417 24 19
                                    

Soğuk havada elleri cebinde, kulağında kulaklığı evine doğru yürüyordu. Normalde arabayla giderdi ama bugün yürümek istediği için arabayı kardeşi Jisung'a vermişti. Jisung zaten dünden razıydı. Hemen Jeongin'le karakola gelip arabayı alıp gitmişlerdi.

Cebindeki eline sigara paketini tutuşturup cebinden çıkardı. Birkaç yıl öncesine kadar ağzına sürmezdi ama hayat herkesi değiştirebiliyordu. O da değişmişti. Herkes gibi...

Bir dal çıkarıp ağzına götürdü. Çakmağını çıkarıp yaktı ve ateşi sigaranın ucuna götürdü. Yanan çubuğu iki parmağının arasına aldı ve dumanı üfledi. Paketi ve çakmağı siyah kabanının içine soktu. İçine uzunca bir nefes çekti ve yavaşça bıraktı.

Sokaktaki tek tük insanlara baktı. Mart ayında birdenbire bastıran soğuktan kaçmak ister gibi hepsi hızlıca yürüyordu. Oysaki onun acelesi yoktu. Sallana sallana ilerliyordu sokakta.

Bugün pek fazla iş olmadığı için erken çıkmıştı. Daha doğrusu, çıkarılmıştı. Başkomiser Bang Chan onun yorgun olduğunu söyleyip eve göndermişti. Haklıydı. Birkaç gündür uyumamıştı.

Evlerinin önündeki markete girdi ve 30'lu kahve paketi ve sigara aldı. Parasını ödeyip çıktığı sırada arabayı park etmeye çalışan kardeşini gördü. Jeongin inmiş ona talimat veriyordu.

Duvara yaslandı ve ellerini göğsünde birleştirdi. Hafif tebessümüyle onları izlerken sonunda arabayı park etmeyi başaran Jisung gülerek inmiş ve Jeongin'e sarılmıştı. Jae gülerek onlara ilerledi.

"İyi başardın Sung."

Jisung ablasına baktı ve gülümsedi. Anahtarı eline verdikten sonra Jeongin'e döndü ve elini omzuna atarak konuştu.

"Ron olmasa yapamazdım Hermione."

Jae kıkırdadı ve işaret parmağını kaldırarak ikisine doğrulttu.

"Çok fazla Harry Potter izliyorsunuz. Zaten azıcık kalmış beyin hücreleriniz de onunla doldu."

"Ah ah." dedi Jeongin üzgün bir edayla.

"Sirius'um ölmeseydi herşey daha iyi olabilirdi.. "

"Hadi geçin içeri. Yemek yemeden bırakmam Jeongin."

"Sen neden erken döndün? Söyleseydin seni de alırdık."

"Yürümek istedim. Chan erken bıraktı."

"Tamam. Hadi Jeong! Gelmişken LoL atalım."

"Hadi lan!"

Jae arkalarından gelirken telefonunun çalmasıyla durdu. Kim olduğunu görmek için ekrana baktı.

Shin Ryujin(en iyi arkadaşım)

Gülümsedi. Yandaki parantezi Ryujin zorla eklemişti. Telefonu açarak kulağına götürdü.

"Efendim Ryu?"

"Merhaba en mükemmel arkadaşa sahip kişi."

"Noldu? Önemli bişeyse merkezde değilim. Seung'u ara."

"Yok canım. O da yanımda zaten. Bugün sizdeyiz. Onu haber vereyim dedim."

"Bizdesiniz ama benden habersiz? İyiymiş. Kapı açılırsa haber verin."

"Hadi ama zeki kız. Hem söz kabul edersen yarın sana izin çıkartacağım."

"Ahh. Fazladan mesai daha iyi olurdu."

"Manyak bu. Ayarlarında bir sıkıntı var. Neyse... Biricik arkadaşlarını kabul edeceksin değil mi?"

Jae ayakkabılarını çıkardı ve eve girdi. Arkasından kapıyı kapatırken konuştu.

Lee Minho // LostHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin