an omega among alphas | hoseok x bts

000: hata

hayır, onun dışında her şey.

hoseok kayganlaştırıcının bacaklarından aşağı aktığını hissedebiliyordu ve arkadaşları ona bakmak için yürümeyi bıraktıklarında ürperdi.

"iyi misin hoseok?" seokjin, felçli gibi olduğunu ve neredeyse titrediğini görünce sordu, onu hiç bu şekilde görmemişlerdi.

"e-evet... sadece..." ve ağrılar başladı, dişlerini gıcırdatarak acı iniltilerin boğazından çıkmasını engelledi, onu duymalarını istemezdi.

çok basitti, hoseok bir omega olduğu gerçeğini saklamıştı, uygun bastırıcıları kullanabilmek için kızgınlık geçireceği günleri her zaman hesaba katmıştı, feromonlarının fark edilir olmaması için yeterince nötrleştirici almayı başarmıştı.

çıkışından önce beta olduğu konusunda yalan söylediğinde ona inandılar ve betanın sadece alfalarla dolu bir grupta olmasında bir sorun görmediler. tabii ki hoseok temkinliydi, her türlü riskten kaçındı. aralarındaki fiziksel temaslar onu gerginleştiriyordu, zaman zaman şu ya da bu kucaklaşma oluyordu ama neredeyse her zaman bundan kaçınmaya çalışıyordu çünkü meslektaşlarından veya arkadaşlarından birinin onun omega olduğunu fark etme olasılığı yüksekti.

bu yüzden küçük sırrını kendine saklamaya karar vermişti, bir alfa grubunda bir omega olduğunu başka kimse bilemezdi, fakat tam şu anda vücudu ona ihanet etmişti.

"hoba, iyi olduğuna emin misin?" yoongi kaşlarını çatarak sordu, hoseok bir şeyi saklamaya çalışıyor gibiydi.

"b-ben..." hoseok, taehyung'un havayı koklamaya çalıştığını fark etti, kahretsin! onun kokusu! taehyung'un derin bakışları olduğu yerde kaskatı kesilen hoseok'a takıldı.

"ne zamandan beri bir kokun var hyung?" taehyung, hoseok'a doğru birkaç adım atarak sordu.

"h-hayır... neden bahsettiğini... bilmiyorum..."

diğerleri de feromonların farkına vardı, tatlıydı, çok nefis bir koku, kızgın bir omeganın kokusu. bu onları şaşırtmıştı, personelde sadece betalar ve alfalar vardı, bir omega kabul edilmezdi, çünkü büyük bir yaygara çıkarabilirdi.

"bu hoseok hyung!" jungkook biraz geri çekilirken dansçıyı işaret ederek haykırdı. o sırada omega ağrıları tekrar hissetti ve dudaklarından kaçan hafif iniltiyi bastıramadı. "hobi hyung..."

jimin, hoseok'a yaklaşırken "çok tatlı..." dedi ama hemen ardından bir homurtu duydu, "neden homurdanıyorsun?"

"ondan uzak dur," dedi namjoon.

"kahretsin," diye ağzından kaçırdı hoseok, aralarında oluşan küçük gerginliğin dağılmasına ve tamamen endişeye dönüşmesine neden oldu.

seokjin hemen öne doğru yürüdü, sırtı ona dönük olacak şekilde hoseok'un önünde durdu, omeganın azgın feromonlarıyla hâlâ biraz sersemlemiş olan diğer üyelere baktı.

"orada aç kurtlar gibi durmayın, omega için bastırıcılar bulmalıyız."

"ama o bir beta hyung," dedi yoongi.

"hayır, görünüşe göre bize pek çok açıklama borçlu, ama önce baskılayıcılara ihtiyacımız var," dedi seokjin, kontrolü elinde tutmayı başarabilirdi ama ne kadar uzun sürerse hoseok'un o kadar acı çekeceğini biliyordu. omegayı kendi hâline bırakma ihtiyacı hissetmiyordu, bu yüzden her şeyi kontrol etmek daha iyiydi, seokjin arkasına baktı, "sana baskılayıcıları verdiğimizde tüm bunları açıklamak zorunda olacaksın."

hoseok sadece başını sallayabildi, herkesin baskılayıcı aramak için hızla dışarı çıkışını izledi, başka birinin girip onu bu durumda bulmasını engellemek için kapıyı kitlemişlerdi.

siktir! şimdi ne olacaktı?