On İkinci Bölüm

37 4 0
                                    

Püskülpati, kabile arkadaşlarının peşinden çukura geri dönerken, ufukta dökülen süt kadar solgun bir çizgi parıldıyordu. Eve dönüş yolundaki uzun yolculuk sırasında arı sürüsü gibi yanlarında vızıldayan heyecanlı fısıltılar onlar dikenli tünelden geçerken sustu. Ay ışığı açıklığı aydınlatıyordu ama kampın kenarları gölgedeydi. Çırakların ininden koşarak çıkan iki küçük şekil gördüğünde, Püskülpati'nin postu beklentiyle dikildi.

"Toplantı nasıldı?" Korpati seslendi.

Ateşyıldız durdu, Griçizgili yanındaydı. "Uyumalısın," diye miyavladı çırağa. "Sabahki antrenmanın için çok yorgun olacaksın."

"Üzgünüm Ateşyıldız," diye özür diledi Korpati. "Ama Toplantı'yı duyana kadar uyuyamadık."

Griçizgili'nin bıyıkları keyifle seğirdi. "Çırakken biz de aynısını yapardık," diye hatırlattı Ateşyıldız'a.

"Sen kimsin?" Korpati gri savaşçıya bakarken gözleri yuvarlaklaştı.

"Sen doğmadan önce Şimşek Kabilesi'nin vekiliydi," dedi Ateşyıldız sakince.

"Griçizgili?" Korpati, başını yana eğerek tahminde bulundu.

"Griçizgili!" Haşhaşpati heyecanla tekrarladı.

Korpati şaşkın bir daire çizerek koştu. "Bulutkuyruk'a söyleyebilir miyim? Lütfen?" Bir cevap beklemeden, akıl hocasına seslenerek savaşçıların inine doğru hücum etti.

Bulutkuyruk inin girişinde belirdi, uykudan fırlamış postu ay ışığında parlıyordu. "Sorun nedir, Korpati?" dedi esnerken.

"Griçizgili geri döndü!"

Kartaltüy, Bulutkuyruk'un yanından geçti ve dışarıda durdu. "Griçizgili?" Açıklığın karşısına gözlerini kırpıştırarak baktı, sonra eski arkadaşına doğru koştu.

"Griçizgili geri döndü!" Bulutkuyruk uludu. Kabile arkadaşını selamlamak için sıçrarken, Fırtınatüy ve Beyazkanat heyecanla miyavlayarak inden fırladılar.

Kartaltüy, Griçizgili ile burnunu tokuşturarak, "Seni bir daha asla görmeyeceğimi düşünmüştüm," diye mırıldandı.

"Ateşyıldız haklıydı!" Fırtınatüy, Kartaltüy'ü geçerek ekledi. "Geri dönüş yolunu bulacağını söylemişti!"

Griçizgili, oğlu Fırtınatüy'e hayretle baktı. "Artık Şimşek Kabilesi ile mi yaşıyorsun?"

"Bütün bu gürültü de ne?" Yaşlı dişi kedi yaşlılar ininin karmakarışık girişinden sertçe dışarı çıkarken Faretüy'ün huysuz miyavlaması duyuldu.

Uzunkuyruk onun arkasında belirdi, kör gözleri boş boş ileriye bakıyordu. Havayı kokladı. Ayın loş ışığında bile, Püskülpati, savaşçının omurgasındaki tüylerin kabardığını gördü. "Griçizgili'nin kokusunu alıyorum," diye miyavladı.

"Griçizgili?" Faretüy alay etti. "Rüya görüyorsun."

"Rüya görmüyor," dedi Ateşyıldız.

Griçizgili, açıklığın ortasındaki savaşçı düğümünün arasından geçerek dışarı çıktı. "Gerçekten benim," diye miyavladı.

"Yüce Yıldız Kabilesi!" Faretüy, Griçizgili'ye doğru koştu ve kuyruğunu onun yan tarafında gezdirdi. "Gümüşpost'ta bizi nasıl buldun?"

Kumfırtınası öne çıktı. "Sabaha kadar bekleyebilecek uzun bir hikâye," diye miyavladı usulca. "Griçizgili ve Millie yoruldu."

"Millie mi?" Faretüy, Griçizgili'nin yanında duran yabancıya baktı.

Griçizgili, "Millie buraya gelmeme yardım etti," diye açıkladı. "Artık o benim eşim."

Savaşçı Kediler Üçün Gücü 1- GörüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin