On Dördüncü Bölüm

23 4 0
                                    

"Kendi avlarını yakalayacak kadar büyük olan tüm kediler Yüksektaş'ın altında toplansın!"

Aslanpati başını kaldırdı. Ateşyıldız'ın çağrısı onu güzel uykusundan uyandırmıştı. Şafak vaktiydi ve Dutpati'nin yanında kıpırdandığını hissedebiliyordu.

Alapati zaten geriniyordu, ucu omurgasına değene kadar kuyruğunu geriye doğru kıvırdı. "Ateşyıldız sabahın bu saatinde ne istiyor?" diye esnedi.

"Kabile toplantısı!" Aslanpati pençelerinin üzerine sıçradı. İnden ilk çıkan olmak için acele etti ve arkadaşlarının önüne geçti.

"İtmeyi bırak," diye yakındı Dutpati.

Aslanpati neşeyle, "En hızlı avcı en çok fareyi yakalar," diye miyavladı.

Yuvanın dışındaki hava ona bir huş ağacının kamçısı gibi çarptı. Kampın kenarındaki çalıların üzerinde don parıldıyordu ve buzlu zemin Aslanpati'nin ayaklarını sızlatıyordu. Nefes nefese, kedilerin zaten toplanıp ısınmak için birbirlerine sokuldukları açıklığa koştu.

Ateşyıldız, Böğürtlenpençe ve Griçizgili tarafından kuşatılmış Yüksektaş'ta oturuyordu. Böğürtlenpençe'nin postu parıldıyordu, altındaki kaslar gergindi. Griçizgili'nin postu ise bakımlıydı, düğümler ve karışıklıklar sonunda düzelmişti, ama mattı ve kaburgaları hâlâ altından görünüyordu.

"Kimin vekil olacağına karar vermiş olmalı," diye miyavladı Püskülpati, hekim kedi ininden aceleyle çıkmış ve Aslanpati'nin yanına oturmuştu.

Alapati, gri tüylerini kabartarak soğuk havada gelip Püskülpati'nin yanına çöktü.

Püskülpati, "Griçizgili ve Böğürtlenpençe, Ateşyıldız ile birlikte Yüksektaş'dalar," dedi.

"Biliyorum," diye yanıtladı Alapati uykulu bir sesle. Aslanpati, günlerdir çukurun dışına çıkmadığı halde kardeşinin neden bu kadar yıpranmış göründüğünü merak etti.

Kabileye bakarken Ateşyıldız'ın postu soğuk şafak ışığında ateş gibi parladı. Daisy, gözleri merakla dönerken Eğreltibulut'un yanına yerleşti. Yoncakuyruk, Beyazkanat ve Bulutkuyruk onların önünde, Kartaltüy ve Dikenpençe ise arkalarında oturuyordu. Gri kedicik Millie ise artık onu kuşatan savaşçılardan korkmuyor gibiydi ve sakince Ateşyıldız'a bakıyordu.

Kabile lideri, "Önceki vekilimiz geri döndüğüne göre, hepinizin şimdi ne olacağını merak ettiğini biliyorum," diye söze başladı.

Griçizgili gür kuyruğunu ön patilerinin üzerine daha sıkı sardı. Böğürtlenpençe'nin kulaklarından biri seğirdi.

Ateşyıldız, "Ormandan ayrıldığımızda Griçizgili'yi bir daha asla göremeyeceğimi düşünmüştüm," diye itiraf etti. "Gümüşpost'a bakıp onu atalarımız arasında hayal etmeye çalıştığım birçok gece oldu."

Aslanpati, Püskülpati'ye baktı ve onu kaybetmenin nasıl bir şey olacağını merak etti. Karnına saplanan histen hoşlanmamıştı.

Şimşek Kabilesi lideri devam etti. "Griçizgili benim vekilim ve arkadaşımdı. Onunla antrenman yaptım ve onunla savaştım. Ona herhangi bir kediden daha çok güvendim. Onu geri almak, kendi canlarımdan birini geri kazanmak gibi."

"Griçizgili'yi yeniden vekil yapacak!" Püskülpati alçak sesle tısladı.

"Bekle," diye uyardı Alapati.

Aslanpati kardeşine bir bakış attı. Neden bu kadar emin konuşuyordu?

"Ancak Böğürtlenpençe, kabileyi en korkunç zamanların bazılarında yönetmeme yardım etti. Kabile arkadaşlarına sadakatinde tereddüt ettiğini hiç görmedim. Şimşek Kabilesi'nin şu anda ihtiyacı olan son şey daha fazla değişiklik." Durdu ve iki savaşçıya baktı. "Bu yüzden Böğürtlenpençe'nin vekil olarak kalması gerektiğine karar verdim."

Savaşçı Kediler Üçün Gücü 1- GörüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin