4.Bölüm

9 2 0
                                    

Yerde baygın bir şekilde 4 polis vardı. Hızla evime doğru ilerledik kapı kırılmış ve eve hiçbir şey olmamıştı. Ben üst kata Yağız ise salona ve bahçeye baktı. Ben yukarı temkinli bir şekilde çıkarken odamın kapısını hafif aralık görünce oraya doğru yöneldim. Kapıyı açıp odama baktığımda küçük bir çığlık atıp silahımı yere düşürdüm. Çığlığımı duyan Yağız odama girdi ve yatağımda gözleri açık, vücudunda kesikler ve kafasından vurulmuş bir şekilde bana bakan bir erkek cesedi vardı. Muhtemelen 25-30 yaşlarındaydı. Ben dehşetle cesede bakarken Yağız beni kendisine doğru çevirdi ve saçımı okşamaya başlayıp beni sakinleştirmeye çalıştı. Ben hala olayın şokunu atlatamadım. "Alo. Derhal Ahu amirinizin evine bir ekip yollayın. Olay yeri incelemede gelsin burada bir erkek cesedi var." diyip telefonu kapattı Yağız. "Şşş korkma sakin ol güzelim. Geçti hem Allahtan sana bir şey olmadı." Aşağıya inip koltuğa oturdum su içip sakin olmaya çalıştım.

Baran Vural'ın anlatımıyla

Ahu'ya ilk zarfı yolladıktan sonra Can beni arayıp Ahu'nun dosyayı bırakmadığını söyledi. Bende yeni bir plan yaptım bana düşman olan birinin oğlunu kurban seçtim. Bir taşla iki kuş vurmaya çalıştım. Adamlarıma Aydın beyin oğlunu kaçırmalarını söyledim.

Bir saat sonra depoya getirdiler. Ağzı bağlı sandalyeye oturtulmuştu. "Eveeet. Şimdi seni napsak? Salalım mı yok olmaz baban ihanetin bedelini ödeyecek ve sen benim işime yarayacaksın. Pekte yakışıklıymışsın yazık olacak sana napsak öldürmesek mi?" Öyle korkuyordu ki ama yapacak bir şey yok. "Evet seç bakalım sağ mı? Sol mu?" bağırmaya ve çırpınmaya çalışıyordu ama maalesef başaramaz. "Sağ mı? Kesin elini!" Böylece Ahu hanımın ikinci tehdidi hazır. "Bu el bana lazım ben seni babana vermicem. Seni öbür tarafa yollayacağız okey! Bencede okey!" Kafamı kaldırıp adamlarıma çevirdim. "Kesik olan eli kutuya koyun ve diğer tehdit zarfınıda içine koyun Ahu hanımın evine yollayın."

******
Can'ın anlatımıyla

Mehmet komiserin odasında ki kesik eli görünce Bara'nın yaptığını anladım. Ve Baran'ı aradım. "Baran tehdit etmeye devam etsende bu kız dosyayı bırakmaz. Ayrıca bu el ne Allah için Baran soruşturman gittikçe kötüleşiyor. Bırak ar-" "Can kapa çeneni işime karışma napıcağımı sana sormicam işine bak!" "Peki sen bilirsin ben seni yinede uyardım!" dedim ve telefonu suratına kapattım.

******
Baran'ın anlatımıyla

Vazgeçmiyorsa cesedide yollarız. "Öldürün onu bıçaklayarak ölmezse sıkın kafasına gebersin cesedinide Ahu hanımın odasına bırakın dikkatli olun. Ayak izi, parmak izi bırakmayın!" "Peki Baran Bey biz hallederiz." "Umarım! Sakın elinize yüzünüze bulaştırmayın!"

Ahu'dan devam

"Ahu daha iyimisin?" "Evet sonuçta ilk defa bir ceset görmüyorum. Sadece benim yatağımda gözleri açık bir halde görünce şaşırdım. Yukarı geri çıkalım cesede bakalım." dediğimde polis ve olay yeri inceleme içeri girdi. "Geçmiş olsun Ahu iyisin değil mi?" Kerem, Umut, Aylin ve Esil tam kadro bana doğru yaklaştılar. "İyiyim çocuklar abartmayın ilk kez ceset görmüyorum." Olay yeri inceleme ekibiyle birlikte yukarı çıktık Esil savcıydı haliyle davayı üstlenip soruşturma başlatacaktı.

Yatağın yanına dizimin üzerine çöküp olay yeri inceleme ekibine seslendim. "Bana bir çift eldiven verin! Karnında üç kesik var. Bacaklarında ve kollarında da var. Sağ eli-" derken duraksadım. "Aman allahım bu Bara'nın işi. Sabahki kesik elin sahibi bu çocukmuş demek ki. Ben dosyayı bırakmayınca cesedinide yollamış cani herif. Ben karakola gidiyorum burası sizde bulacağız bu iti! Aylin ve Yağız siz benimle gelin. Kerem, Umut ve Esil siz burada kalın." "Tamam Ahu biz burayı hallederiz." Umut beni onayladıktan sonra tam odadan çıkarken Yağız beni durdurdu. "Ahu çok geç oldu. Gece saat bir, bu saatte karakola gitmeyelim. Aylini eve bırakalım oradan benim eve geçelim sen kendine bugünlük pijama al yarın hallederiz. Hem yorulduk." Biraz düşünüp Yağızı onayladım. "Tamam öyle yapalım." Küçük sırt çantama gerekli eşyalarımı koyup Yağızın arabasına binip yola çıktık. Önce Aylini eve bıraktık daha sonra biz eve geçtik. "Sen salona geç ben sana misafir odasını hazırlayayım. Bir şey istersen mutfağın yolunu biliyorsun." "Tamam Yağız nasıl olsa ilk defa gelmiyorum. Ayrıca bem hallederim odayı hem bir an önce yatmak istiyorum. Çok uykum var." "Tamam sen bilirsin iyi geceler Ahum." "İyi geceler... Yağız!" "Efendim?" "Neden bana "Ahum" diye sesleniyorsun? "Niye? Rahatsız oluyorsan söylemem bir daha." "Yok rahatsız olmuyorum merak ettim ondan." "Peki Ahum madem rahatsız olmuyorsun bu şekilde seslenmeye devam edeceğim. Tamam mı? Hadi iyi geceler sana." Gülümsedim o koltuğa geçince bende odama doğru yöneldim "Sanada iyi geceler." dedim ve odama geçip üzerimi değiştirdim ve yatağa yattım.

Yağız'ın anlatımıyla

Ahu'nun bir şeyleri fark etmesini istiyorum. Gözlerimin önünde başkasını sevdi. Beni görmesini istiyorum bu yüzden ona bu aralar Ahum diyorum. Bunu fark etmesi hoşuma gitti. Koltuktan kalkıp odama geçtim ve yatağıma uzandım. Tam uzandım yan odadan Ahunun sesi gelince odaya doğru gittim. Kapının önüne gelince kapıyı çaldım açılmayınca  içeri girdiğimde Ahu'yu uykusunda sayıklarken buldum. Yanına yatağa oturdum "Ahu uyan kabus görüyorsun." "Ben yapmadım... Ben bilmiyorum... kimsin? Bırak bırak beni.." Ahu sıçrayarak uyandı. "Şşş sakin ol Ahu sadece kabustu bitti gitti. Şimdi suyu iç ve anlat ne gördün?" O kadar terlemişti ki su gibi olmuştu. "O cesedi gördüm bana bakıyordu. Sonra Baran'ı gördüm senin yüzünden öldü diyordu. Benim kolumu tutup beni bir odaya götürüyordu. Sonra uyandım!" "Tamam sakin ol sadece bir kabustu. Hadi geri uyumaya çalış." Kalkarken Ahu bileğimi tuttu "Ben uyuyunca gitsen?" "Gitmiyorum zaten kapıyı kapatacağım tamam mı?" "Tamam." kapıyı kapatıp Ahu'nun yanına yatağa sırtımı dayayıp oturdum. "Uyu bakalım küçük savaşçı." "Ya deme şöyle. Çocuk değilim artık." Ahu kaşlarını çatarak sitem etti. "Tamam demem Ahum." Ahu yavaş yavaş gözlerini kapatmaya başladı. Çok güzeldi gözleri düzenli nefesler almaya başlayınca ayağa kalktım Ahu'nun üzerini örtüp, saçını koklayıp. "İyi geceler güzelim." diyerek odama doğru gittim ve yatağıma uzandım. Ona hep küçük savaşçı derdim biz lisedeyken Ahu'nun boyu kısaydı o yüzden bu şekilde hitap ederdim. Bugün onu öyle görünce ödüm koptu. Ona bir şey olursa ben naparım. Düşüncesi bile beni korkutuyor. Yatsam iyi olacak yarın erken kalkacağız Ahuyla.

ODADA Kİ CESETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin