V • Kabus

314 38 11
                                    

5|Nefesini sikerim

Namjoon'un ağzından

Hoseok'la uğraşmak eğlenceliydi. Gece yarısı mutfağa ineceğinden adım kadar emindim. Biliyordum asla aç kalamazdı.

Hoseok'u mutfakta bırakıp odama çıktığımdan beri yarım saat geçmişti. Muhtemelen yemeğini yemiş ve uyumuştu. Ama ben hala yatakta dönüp boş duvarı izliyordum. Neden bilmiyorum ama asla uykum yoktu. En son pes edip çekmeceyi açtım ve içindeki uyku hapını alıp bir tanesini ağzıma attım. Ardından komodinin üzerindeki şişedeki suyu bardağa koydum ve içip tekrar yerime yerleştim.

Bir süre sonra tam kendimi uykunun kollarına bırakacakken bir ses duydum. Ağlama sesleri. Hoseok'un odasından geliyordu. Hemen ayaklanıp yan taraftaki odaya ilerledim. Kapının önüne geldiğimde sesler yükseldi. Hoseok ağlıyordu. Kapıyı çaldım ama ses vermedi.

"Hoseok iyi misin?"

Hala ses yoktu. Korkmaya başlamıştım. Kapıyı açmaya çalıştım ama kilitliydi. Ha siktir ya! ne oluyordu böyle?

"Hadi aç kapıyı güzelim."

Cevap vermeyeceğini bile bile tekrar seslendim. Kapıyı kendisinin açmasını çok isterdim ama başka çarem kalmamıştı. Hemen odama gidip odanın yedek anahtarını aldım. Hoseok'un odasının önüne geldiğimde anahtarı kapıya takmaya çalıştım ama muhtemelen kapının kilidi üstündeydi. Anahtarın ucuyla delikteki anahtarla biraz uğraştıktan sonra yere düştüğünü duydum ve hemen kapıyı açtım.

İçeri girdiğimde gördüğüm şeyle başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Hoseok yerde yatağa yaslanmış bir şeyler sayıklıyordu. Duymak için yanına adımladım ama anında bağırıp geri çekildi.

"Yaklaşma! Uzak dur! Git lütfen gelme!"

Ne oluyordu? Yoksa tahmin ettiğim şey miydi? Hadi ama yine mi?

Hoseok'a doğru bir adım daha attım ama ne fayda? Hala bağırıp ağlıyordu. Sakince yere oturup konuşmaya çalıştım.

"Hoseok bak benim. Hyung'un. Hadi gel. Ne oldu anlat bana. "

Bunları söylerken yavaşca elimi ona doğru uzattım. Kim olduğumu yeni anlamış, kafasını kaldırıp önce elime, sonra yüzüme dikkat vermişti. Şuan ağlayabilirdim. Çünkü onu böyle görmeye dayanamıyordum. Hoseok beni görünce zorla konuştu.

"Gelmesin Namjoon. Gelmesin lütfen. Onu görmek istemiyorum artık. Çok korkuyorum."

Neden ve kimden korkuyordu? Kimi görmüştü?

Sakince ve onu korkutmamaya özen göstererek yanına ilerledim. Dizlerimin üstünde yanına vardığımda hiç birşey yapmadan tekrar oturdum. Şuan şoktaydı ve ona dokunursam tepki verebilirdi. Bu yüzden ilk adımı ondan bekledim.

"Bak burdayım. Ne zaman istersen burdayım."

Birşey demedi. Beklemiyordum da zaten. Devam ettim.

"Yaralarını sarmama izin ver güzelim. Hadi gel yanıma korkma benden. İnan bana, sana zarar veren her kimse onun bir dakika bile nefes almasına izin vermem."

Hoseok sulu ve şişmiş gözleriyle bana baktı. Daha fazla dayanamadım onu böyle görmeye. Kolundan çekip göğsüme yasladım kafasını. Kolları anında belimi bulup sıkıca sarıldı. Uzanıp saçına bir öpücük bıraktım ama aniden ağlaması arttı ve titrek bir sesle kafasını kaldırıp kollarımdan ayrılmadan konuştu.

"Namjoon, n'olur gitme. Korkuyorum. O yine gelecek. Uyutmuyor beni çok korkuyorum."

Neyden bahsetiği hakkında hiç bir fikrim yoktu.

"Güzelim benim, anlat bana ne oldu? Kim geliyor? Kabus mu gördün yoksa ha?"

Kafasını tekrar göğsüme gömüp kollarını sıkılaştırdı.

"Evet. Bir süredir görmüyordum ama tekrar başladı. Çok korkunç. Beni sürekli öldürmeye çalışıyor."

Bu cümleleri zar zor sarfetti. Resmen titriyordu. Bunu ona yapan gerçek biri olsaydı şuan mezarını kazdırırdım.

Bir elimi Hoseok'un belinden dolayıp, diğer elimi bacaklarının altına aldım ve yerden onunla birlikte kalktım. Onu yatağa uzattığımda kolları hala boyumdaydı.

"Hadi güzelim, uyuyalım."

Teredütlü bir şekilde boynumu bırakıp uzandı ama hala bakışları bendeydi.

Çok korkmuştu. Ona bu korkuyu yaşatanın nefesini sikerdim. Gördüğü kimdi bilmiyordum. Ama bilseydim leşini bile bulamazlardı.

Hoseok'u yatağa bıraktıktan sonra yanına yavaşca uzandım. Uzanır uzanmaz bana sarılmasıyla sarsıldım. Tekrar sessizce ağlıyordu. Sakinleştirmek amacıyla kollarımı ona sarıp daha çok kendime çektim. Saçından öpüp uyumasını sağladım.

"Uyu meleğim, korkma. Sana bunları her kim yaşattıysa yemin ederim onu bulup kendi ellerimle boğacağım. Sen yeter ki rahat uyu."

orphanage | namseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin