MULTİMEDYA DA LUNAPARK VE LUNAPARK DA ÇALAN ŞARKI VAR.
KEYİFLİ OKUMALAR...Sıkıcı ve dandik kapıyı bir kez daha selamlayarak girdim okula. Bizimkiler aynı yerde, aynı sırayla ve aynı bıkkınlık + şapşik and uykulu gözlerle bahçede benim gelip onları neşelendirmemi bekliyorlardı. Tabi bende sevap pound yaptım ve kendilerine gelmeleri için bahçedeki hortumu onlara doğrulttum. Doğrultmamla sıçrayıp "Başaaaak!!!! " diye bağırıp çantalarını korunmak amaçlı yüzlerine doğrultup bana doğru koşmaları bir oldu. Ama o nasıl bir koşuş görmenizi isterdim, inanın ki ben Furkan'ı topu karşı takıma kaptırmamak için bu kadar hızlı koştuğunu görmedim. Koşuş o koşuş patladı gitti gerisini hatırlamıyorum demek isterdiiiiim ama malesef ki her şeyi cam gibi hatırlıyorum.
Hortumdaki su birden kesildi tek savunmam olan şeyi kimin kapattığını görmek için döndüğümde liseye yeni gelen yani çömez 1. sınıflardan birisi hortumu vanadan çıkarmış sallayarak bana sırıtıyordu. Bende ona daha sonra görüşüceğiz bakışımı atarak işaret parmağımı salladım. Şuan onunla ilgilenemezdim kurtarmam gereken bir canım vardı sonuçta. Maratonda koşsam bu kadar hızlı koşamayacağımdan emin bir şekilde arka bahçeye doğru koştum. Hepsi arkamdan sürü halinde ışık hızında koşuyorlardı. Grupta benden hızlı bir tek Meriç olduğu için beni belimden yakalayarak ayaklarımı yerden kesti. Ben bir yandan bırakması için çırpınırken diğer yandanda yardım nidaları atıyordum. Diğerleri Meriçle bana yetiştiklerinde beni o kadar çok seviyorlar ki paylaşamadılar canlarım yaa (!).
En az 10 dakika boyunca çatlattılar beni gıdıklayarak. Hayatımda ilk defa ahenklere (düşman grubumuza) minnatar oldum çünkü sırf amaç özenti gençlik olsun diye hepimizi baştan aşağıya suladılar resmen. Sen delimisin ıslandın neden seviniyosun dediğinizi duyar gibiyim. Evet belki ıslandım ama bu benim için sorun değil çünkü ben zaten suyu severim. Ama istemsizce kahkaha atmaktan özellikle de o anda kendini frenleyememekten nefret ederim.
Tabi üzerimize sular gelirken bende dahil herkes refleks olarak yüzümüzü korumak için ellerimizi yüzümüze doğru tuttuk. Tabi bende onların kucakların da olduğum için direk yere şılap diye yapıştım. Olayın şokuyla yerden kalkmak aklıma bile gelmedi. Neyseki kalkmamıştım çünkü kalksaydım eğer, daha çok ıslanırdım. Kaan ve Ayla ıslanmamak için birbirlerine sokulmuştu ve görünüşe göre Furkan bundan hoşlanmamış görünüyordu çünkü çok acayip bakıyordu ikisine.
Ahenklerin su balonları bittiğinde sıra bize gelmişti. Ne olur ne olmaz diye çantamda taşıdığım ( şaka lan şaka tabiki de şamatalık için taşıyom.)
su balonlarını çıkarıp herkese dağıttım. Ve balonlara su doldurup düşman grubumuza atmaya başladık. Tabiki düşman grubumuzun balonları bittiğinden atabilecekleri bir şeyleri yoktu. Bu yüzden kaçışmaya başladılar ama biz hala balonları atmaya devam ediyorduk. Su savaşı hocanın gelmesiyle sona ermişti." Çocuklar sizler napıyorsunuz size hiç yakışıyomu? Siz okulun en zeki öğrencilerindensiniz deyince Murat hocamız, Ayla'yla göz göze geldik.
" Hocam galiba odanızdan çıkarken başınızı kapıya çarptınız. " deyince gözlerini devirip kafası salladı Murat hoca.
"Hadi hadi gevezelik yapmayında derse girin gene geç kalmayın dedi hocamız.
Biz mızmızlana mızmızlana sınıfa doğru yürümeye başladık. Aslında ders matematik olsa mızmızlanmam ama ders fizik. Zaten hoca kendi anlatıp kendi dinliyor. Kimsenin dersle alakası bile yok.
~~~~~~~~~~
Sınıfa geldiğimizde hoca gelmişti. Aslında biz Ayla'yla hiçbir zaman derslerime geç kalmazdık ama bugün geç kaldığımız için hoca "kızlar ben şu erkeklere alışkınımda sizlere hiç alışkın degililim ama bir kerelik affedebilirim "deyip erkeklere döndü ve "kızlara dua edin yoksa sizi sınıfa bile almazdım "dedi ve yerimize geçmemizi söyledi.
![](https://img.wattpad.com/cover/41057099-288-k346106.jpg)