Yeni bi güne açtım gözlerimi. Gün müydü bu? Sahi doğmuş muydu güneş bugün? Keşke böyle olmasaydı. Keşke bu hatayı yapmasaydı. Keşke hep mutlu olabilseydik. Ben iyikilerle yaşayacağımı sanmıştım, yanıldım o bana keşkeleri verdi gitti. Onsuzda yaşarım. Hem arkadaşlarım var. Sevgiliden daha öte daha şefkatli sarılan bi Aycanım var. Sevgiliden daha çok güldüren bi Bilgem var, beni bi sevgiliden iyi dinleyip yorum yapan bi Cerenim var. Hepsi bi sevgiliden öte benim için. Okul saatimde geldi. Kalk atiye kalk geç kalıcaksın derken kapı açıldı.
Babannem: "Atiyeeeee Atiyeeeee Atiyeeeee geç kalıcaksın kalk çabukkkk" diye bağırarak içeri girdi.
- "Tamam tontin yaa."
Kalkıp hazırlandım. Her zamanki gibi tam 12'de servis beklemeye indim. Bekledim bekledim geldi sonunda. Bindim her zamanki yerime oturdum. Esra: "Atiye Naber? Atiye Günaydın. Atiye kulaklık takma bugün yaa."
- "Ben sizi duymamak için bunu takıyorum esra"
Kalbi kırılmamıştır umarım neyse okula geldim her zaman ki gibi bilgeyi beklemek için arka bahçe de oturdum. Gözlerim doldu hep bu şarkılar yüzünden. Herşeyden habersiz bi şekilde güle güle gelen bilgeye baktım. Geldi oturdu yanıma. Beni öyle görünce.
Bilge: "Neyin var lan noldu?" dedi endişeli bi sesle. O soruyu sorunca sanki olayı bidaha yaşamışım gibi üzüldüm.
- "Emre kanka."
Bilge: "Noldu anlatsana?" deyince anlatmaya başladım. Ağzı açık beni dinliyodu. Şaşırdı tabi, bi insan böylesine iğrenç böylesine yalancı olamazdı çünkü. En azından biz öyle değildik. Bizim bünye böyle şeylere alışık değildi. Anlatmayı bitirince. Oda Ceren gibi beni teselli etmeye çalıştı. O arada Aycan geldi. Her zamanki gibi koşarak sarıldı bana. Ulan o sarılınca ağlamaya başladım bişey oturdu içime. Konuşamadım, bilge anlattı onada. Ya bunlar benim yanımdayken atlatıcaktım biliyodum. Ama o an o acıyı durduramıyordum. Hep beraber sınıfa girdik. Ceren genellikle geç gelir sınıfa. Ders başladı ilk ders ingilizceydi.
- "Ah be hocam. Sen ne anlatıyosunki, benim acım bana zaten yeterince ingilizce." diye fısıldıyınca Aycan sarıldı bana. Bu kızı çok seviyodum lan. Ceren geldi oturdu yerine. Teneffüs oldu yine güldürdüler beni. Ama yalnız kalmaya gelemiyodum direk gözlerim doluyordu. Ne face ne başka bişey yoktu. Sıkılıyordum. Sonra facemi açtım. Zaman ne kadar hızlı geçiyordu ben onu sevmezken... Eve geldim her zamanki şeyler işte. Çok dejavuydu hayatım. Kardeşim bilgisayar başında facesinde dolaşırken birini gördüm. Bi grup yöneticisiydi. Numara falan filan whatsap grubuna aldı beni. Kafam dağılsın diye yaptığım saçmalıkların haddi hesabı yok. Eğlenmiştim doğrusu. Hiç tanımadığım birine herşeyi anlatasım vardı. Üzeyirdi adı. Neyse konuşmaya başladık baştan sona anlattım herşeyi. Ve son darbeyi koyunca.
Üzeyir: "Ohaaaa şerefsize bak." diye tepki verdi. Kızamadım ona. Her zaman emreyi savunan ben. Savunamadım bu sefer. Bırakmadı bana başka seçenek.. Gece yine karanlıktı. Zaten o varken de karanlıktı ki.. Hiç aydınlatmadı gecemi, sahi soğumuş muydum ondan? Yada hiç mi sevmemiştim? Ben sadece sevdiğimi mi sandım yoksa?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN BENİM 17 YAŞIMSIN
ChickLitBen çok sevdim. Her insan sever mi? İnsan böyle sever mi? Ben anlata anlata bitiremeyecek kadar çok sevdim. Hayat neydi peki? Bir problem olsa? Her insan çözer mi hayatı? Sen benim hayat öğretmenim oldun. Seninle çözdüm ben hayat denilen prob...