Akşam yemeği yendikten sonra salonda kahveler içilmeye başlandı.Her kafadan bir ses çıkıyordu.Konuşulan tek konu ise düğündü.Sahra bu ortamda daha çok gerilmişti.Herkes konuşuyordu ama ona tek bir söz hakkı dahi verilmiyordu.Onun adına, onun hakkında, onun hayatıyla ilgili kararlar verilirken kendisi orda duran bir eşyadan farksızdı.Sadece tanıklık ediyordu konuşulanlara.Sesler duyuyordu ama cevap verecek sesi bulamıyordu daha doğrusu cesareti bulamıyordu kendinde.Yağız'ın yanı başında oturması rahatsızlığına rahatsızlık katıyordu adeta.Onun rahatlığı, neşesi o kadar uzak ve tuhaf geliyorduki .İnanmak gelmiyordu içinden aksine bir toplu iğnesi kadar olan tek umudunu da yitirmemek adına her şeyin bir kabus olduğunu düşünmeye çalışıyordu.Gözleri ürkekçe aile fertlerinin üzerinde gezinirken buraya hiç ait olmadığı hissi delip geçiyordu yüreğini.
'Sahra kızımızın gelinliği de çok güzel oluyor iki güne kadar biter gelinlik.' diyen kayınvalidesinde takılı kaldı gözleri.
Her ne kadar içinden gülmek gelmesede karşısındaki kadın o kadar içten gülümsüyorduki ona, buna kayıtsız kalamadı ve burukta olsa bir tebessüm işgal etti dudaklarını.
'Zaten her şey hazır geriye düğünü beklemek kaldı.'
'Haklısın Bekir ağam.Her şey hazır artık.'
Sahra bu seferde mutluluktan ağzı kulaklarında olan babasına baktı.Sermet Ağa mutluydu nasılsa, gerisi boştu onun için..Kızı ne ister umrunda bile değildi.
Düğün mevzusu sürerken Yağız gülen gözlerle izliyor ve dinliyordu aileleri. Komik geliyordu bu konular ona.Komik ve çok uzak.
Devran karşısında dip dibe oturan nişanlı çifte baktı. İkisinde de daha doğrusu gelin hanımda bir tuhaflık sezmişti. Üstünde durmamaya çalışsa da karşısındaki genç kızın gözlerinde gördüğü, saklamaya çalıştığı bir şeyler vardı. Ve bir merak uyandırmıştı içinde.
Şükran Hanım eve girdiğinden beri göz hapsine aldığı Devran'dan bir türlü çekemiyordu gözlerini.Bekir Ağanın ona nasıl davrandığını, onunla nasıl konuştuğunu hepsini inceledi içten içe.Anladığı kadarıyla Bekir Ağanın değerlisiydi Devran.Bu memnun etsede onu, Yağız'ın Devran'dan daha üstün olmasını isterdi.Sonuçta kızını bir ağa oğluyla evlendiriyordu.Hemde kasabanın hatta şehrin en zengin ağası.Oğullarından biri damat oluyordu ona ama diğer ikisinide ailesine almak istiyordu.Özellikle de Devran'ı.Ailesinde olan genç kızları aklından geçirdi tek tek.Bunu Yavuz'u gördüğünde de yapmıştı.O yüzden hep bir kızım daha olsaydı diyordu.Düşüncelerinden sıyrılmaya çalışıp Sahra'nın evliliğine odaklanmalıydı.Önce kızını evlendirmeliydi.Sonra diğer ağalara sıra gelirdi elbet.Yapay birazda kibirli bir gülümsemeyle etrafında gezindirdi bakışlarını.
Sahra boğulduğunu hissediyordu artık. Bir an önce çıkmak için içinde savaş veriyordu adeta.En sonunda annesinin kulağına eğildi.'Anne biraz dışarı çıkacağım ben.Biraz hava alayım.'
'Tamam gecikme ama..Hem hareketlerine de azcık dikkat et.'Sahra annesinin tavrıyla sinirlerine hakim olmaya çalıştı ve sessiz bir şekilde salondan çıktı.Zaten onun varlığıyla yokluğu belli değildi.Çardağın olduğu tarafa yürürken derince soluyordu havayı.Bu işkence ne zaman bitecekti, ne zaman uyanacaktı bu kabustan.Kollarını göğüs hizasında kavuşturarak sessizce izledi konağın insanı dinlendiren manzarasını. Kasabada da otursalar bütün şehir görünüyordu burdan. Baktığında her şey ayaklarının altındaydı sanki.İnsanı dinlendiren bir manzarası vardı ama Sahra'yı ne kadar dinlendirdiği şüpheliydi.Hiçbir şey düşünmemeye çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karatlı Gelini #Wattys2016
General FictionÜniversiteye gitme hayali kurarken kendini bir anda beyaz gelinlikleri içinde bulan genç bir kız.Umutlarının paramparça olduğuna inanırken,hayallerine ket vurmasına neden olan nişanlısının düğüne bir hafta kala kaçıp gitmesi tekrar yeşertti umutları...