Hissiz gibiydim şuan. Ne yaşadığını, ne yapması gerektiğini bilmeyen, ne düşünmesi gerektiğini bilmeyen bir hissiz.... Ruhsuz gibiydim resmen yine nasıl bir bok çukurunun içine çekildiğini bilmeyen bir ruhsuz.... Bilmiyorum gerçekten bilmiyorum. Şu an nasıl bir planın parçası olduğumu bilmeden,kimin oyununun içinde olduğumu bilmeden, yeni bir tuzağın içine çekiliyordum galiba. Ne düşünmem gerek, anlamıyordum.
Ama bu sefer tek değildim.... Karşımdaki buz mavisi gözler yüzümü tararken, aynı ifadeler geçiyordu gözlerinden. Şaşkın, sorgulayıcı, düşünceli, ve temkinli... Güvensizlik vardı gözlerinde. Aynı duyguları paylaşıyorduk galiba. Sakince geçip kanepeye oturdum. Sadece bir saniyeliğine düşündüm.... İhtimal verdim buna gerçekten ama, hayır hayır hayır olamazdı. Yıllar sonra bu şekilde bir oyunla karşıma çıkamazdı. Yapmazdı değil mi? Ben yine derin düşüncelere dalmışken üzerimde gezinen gözleri hissettim ve başımı kaldırdım. Altuğ ile göz göze gelince gözlerimi kaçırdım. Çünkü şuan gözlerimde hangi duyguların geçtiğini bilmiyor ve kontrol edemiyordum.
Buz mavisi gözler yine yüzümü tarıyordu, ağzımı konuşmak için aralamışken, cırtlak bir sesle geri kapatmak zorunda kaldım.
"Kim cenabet lan??!" Diye giriş yaptı ortama. Asrın Efnan'a dönerek;
"Valla kim cenabet kim değil bilmem ama şu gün bitsin bir an önce."
" İlk defa doğru söyledi, sırık."
" Sanki sen doğruluk abidesisin??"Atara atar gidere gider moduna girerek konuştu Efnan.
" Evet doğruluk abidesiyim beğenemedin mi sırık."
" Ben sana götten bacak diyor muyum??"
" O ne ki?" Bir anda şaşkınlık sordu bu Efnan.
" Böyle bacakları götüne yapışmış, kısa insanlara denir. Beğenemedin mi götten bacak." Bunu sırf Efnan'ı sinir etmek için sırıtarak söylediğine yemin edebilirdim. Efnan sinirle Asrın'a doğru atılıp tam dibinde durdu. Ama boyu yetmediği için kafasını kaldırdı.
" Bana bak sırık ben kısa değilim. Bunu o beynine sok."
" Boyun kaç?"
"1.76 Türkiye'deki kızlara oranla uzun boyluyum canım."
"Sonuç olarak benden kısasın."
Efnan söyleyecek birşey bulamamış olacak ki sinirle tepinerek ve homurdanarak odasına doğru yürümeye başladı. Altuğ Kağanın gözleri hala üzerimdeydi. Sakince konuşmaya başladım.
" Azad. Zarfın içini kontrol etmişlerdi dimi."
" Gülüm zarfı siz aldınız. Ben görmedim ki."
" Haklısın. Kafam karıştı iyice."
" Olur öyle. Çok yorulduk bugün."
" Yorulmak da birşey mi ebemi tersten gördüm resmen!!" Diye abartılı bir şekilde ortama giriş yaptı Fırat. Sonra devam etti lafına.
" Abla artık açın şu sikik zarfı . Yeter da."
" Sen yine o trabzonlu kızla mı konuşuyorsun Fırat?" Azad kaşlarını çatarak sormuştu bu soruyu. Fırat kafasını kaşıyarak başını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun İçinde Aşk; Şeytan
Action" Hangi pozisyonları biliyorsun?" "Ne?" "Sadece bir soru hangi pozisyonları biliyorsun??" " Dövüşürken, veya bir saldırı altında iken hangi dövüş pozisyonları biliyorsun? Biri seni kaçırdığında, veya herhangi bir durum da kendini koruyabiliyor musu...
