U.

179 16 21
                                    

Marinette eline almış olduğu kalemi masaya geri bıraktı. Yazacak hiçbir konu bulamıyordu. Etrafına baktığında koridorda Laney ve Dave ile sohbet eden Adrien'ı gördü.

İçi alev almış, kalbi ise hızlı atmaya başlamıştı. Adrien'ın yeşil gözlerine dalmış giderken Adrien'da Marinette'i farketti. Marinette kızarmış yanaklarıni kahkülleri ile gizlemeye çalışırken Adrien göz devirdi.

Marinette bunu farketmiş olacaktı ki yavaşça kafasını yazmayı bitirmediği kitaba çevirdi. Adrien'ın bu hallerine alışmış olsada kalbi alışamamıştı.

Aynı dün gece gibi omzunda hissettiği el ile kafasını kaldırdı. Kahverengi saçlı, ela gözlü bir erkekti. Muhtemelen yeni çocuklardan biriydi.

"Bakar mısınız?.."

Gencin sesinden utandığı anlaşılıyordu. Marinette samimice gülümsedi ve ayağa kalktı.

"Tabii, yenisin değil mi?"

"Evet...ve senden yardım isteyecektim."

Marinette gülümsemesini dahada genişletti. Bu sırada kendilerini izleyen bir çift yeşil gözden habersizdi tabii.

"Marinette."

"Axel."

"Memnun oldum Axel, ne soracaktın bu arada?"

"Ben 12B sınıfındaymışım ve bulamıyorum ayrıca acıktım ama kantin nerede onuda bilmiyorum."

"12B? Bende o sınıftayım! İstersen neraber kantine gittikten sonra sınıfa geçelim?"

"Olur, tabii. Oturacak arkadaşın yoksa beraber oturabilir miyiz? Varsa da hayır diyebilirsin, aranızı bozmak istemem."

"Oh, hayır hayır. Demek istediğim, var ama senle oturabilirim. Anlayışla karşılayacaktır."

Axel gülümsedi. Utangaç biri gibi görünsede özgüvenli ve kibar bir kişiliği vardı.

İki gençte kantine gidip kruvasan aldılar ve sınıflarına gittiler.

Geldiklerinde Alya oturmuş kitap okuyordu. Marinette'i görünce gülümsedi ama yanında duran uzun boylu çocuğa garipser gibi bakış attı.

"Alya bu Axel. Sınıfımızda yeni ve ayrıca onunla otursam sorun eder misin?"

"Ah, üzgünüm Axel. Tabii...sorun olmaz Marii"

İki genç kızda birbirlerine gülümsediler ve Alya, Alix'in yanına geçti. Ders zilinin çalması ile herkes sınıfına geçti.

Adrien, Laney ve Dave sınıfa girdiklerinde Marinette'e bakıp kıkırdıyorlardı. Marinette bir şeyler olduğunu sezse bile sesini çıkarmadı ve gözlerini kısarak üçlü gruba bakmakla yetindi.

Axel'a döndüğünde genç zaten kendisine bakıyordu.

"Onlar neden öyle bakıyorlar Marinette?"

"Boşver Axel. Şimdi öğrenmene gerek yok, onlardan uzak dursan yeterli. Sana ilerleyen dönemlerde anlatırım..."

Çatallayan sesini farkedip daha fazla devam ettiremedi cümlesini, Marinette. Axel'ın tuhaf bakışlarından, Madam Aida'nın girmesiyle kurtuldu.

"Tabletlerinizi çıkarın ve dün yarıda kaldığımız edebiyat kitabının 345. sayfasını açın."

Madam Aida'nın verdiği bu talimatla herkes tabletini çıkardı.

Marinette tabletini almak için elini masanın altına uzattı ve bir inlemeyle geri çekti. Her ne kadar sessiz bir inleme bile olsa, sınıf duymuştu.

"İyi misin Bayan Cheng?"

Marinette parmaklarına baktı. Zaten su toplamış olan parmakları vardı ve birde sıranın altında kırılmış gazoz camları batınca çekilemez bir acı kaplamıştı vücudunu.

Madam Aida bunu farketmiş olacakki sınıftan, lavaboya gönderdi Marinette'i.

Marinette çıkmadan önce en arka sıraya baktı. Adrien ve geri kalan ikili kıkırdıyorlardı ve bu kıkırdamalarını saklama gereği duymuyorlardı.

Haklıydı, bir şeyler vardı ve olmuştuda çoktan.

Marinette sınıftan çıktı ve merdivenlere oturdu. Lavaboya veya herhangi bir yere gitmedi, sadece buz gibi soğuk mermer merdivenlere oturdu.

Parmakları değildi aslında acıyan, kalbiydi. Kalbi acıyordu. Bunu Adrien'ın yaptığı ortadaydı.

N'olmuştu ona? Neydi onu bu kadar değiştiren?

Laney ve Dave.

Bu ikili ikizlerdi ve tam bir sadistlerdi. Sıra Marinette'de miydi?

Parmaklarını göğsüne getirip gözlerini kapattı Marinette. Gelen hıçkırıkları boğazında tutarak oraya düğümledi hıçkırıklarını.

Yaklaşık 15 dakika sonra lavaboya gidip yüzünü yıkadı. Ağlamamak için durduğundan gözleri kızarmıştı ve bu, kilometrelerce öteden görülebiliyordu.

Göz altlarına cebinden çıkardığı nemlendiriciden sürdü. En azından durdukça gözleri eski haline geliyordu.

Sınıfa girdiğinde yine bütün gözler kendisine döndü. Anksiyetesi tavan yapıyordu.

Gözleri ikinci sırada oturan Axel'a kaydı. Endişeyle kendine bakıyordu. Gülümseyerek yerine oturdu.

Edebiyat dersi bittikten sonra Axel ve Alya ile birlikte arka bahçeye gittiler.

Genelde birçok kişi arka bahçeye uğramazdı. Hoş çiçeklere sahip bu alan, her zaman Marinette'e yağmuru ve o siyah şemsiyeyi hatırlatırdı bu yüzden bazen tek, bazen Alya ile gelirdi.

"Burası harika Marinette!"

"Öyledir Axel. Bu arada Mari diyebilirsin. Sevdiğim biri söylerdi bir zamanlar."

Alya ne demeye çalıştığını anlasada Axel anlamamıştı.

"Peki Mari. Okuldan sonra kafeye gidelim mi?"

"Aslında dün ben Marinette'e buluşma teklifi sunmuştum Axel yani beraber gidicez başka zaman gidersiniz."

"Alya üzgünüm ama Axel ile gideceğim. Senle yarın, olur mu? Çünkü bilirsin...yeni biri. Kırmadım umarım?"

"Oh, hayır..."

...

After Rain | adrinette auHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin