Bir buçuk yıldır yalnız yaşıyordum ama bu kadar şaşkınlık ve korku dolu geçirdiğim bir günüm olmamıştı. Hayatınıza kimin ne zaman çıkacağı belli olmuyor. Bazen kötü bir şeyin ardından çok iyi bir amaç beliriveriyor. Bu da benim için öyle miydi?
"Bu arada iyileşene kadar buradasın. Bir iyilik yaptım devamını getireyim."
"İyiliğin için çok teşekkür ederim ama gerek yok. Kendime bakabilirim." Dedim çabucak.
"Ben sana soru sorduğumu hatırlamıyorum. Buradasın. "dedi. Kaşlarımı havaya kaldırdım. Nasıl bu kadar net bir şekilde benimle konuşabiliyordu anlayamıyordum. Daha yeni tanışmıştık, halbuki.
"Pardon?" dedim. "Tabi ki bana soracaksın." Omuz silkti.
"Peki öyleyse. Eğer seni takip edip yine aynı şeyi yapmaya çalışırsa kendi kendine kurtulursun. Benim gibi yardıma gelecek olur mu? Pek sanmıyorum." Dedi. O an başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Tekrardan karşılaşır mıydım? Beni önceden takip edip evimi de biliyor olabilir miydi? Ya da okula gittiğimde bekliyor olur muydu? Kalbim tekrardan hızla atmaya başlamıştı. O an daha da düşünmeden kararımı verdim. Denize düşen yılana sarılırdı. Umarım ki Tuna yılan çıkmazdı.
"Tamam kalacağım. İyileşince hemen gideceğim." Dedim. Tükürdüğümü yalamıştım hem de bir dakika bile geçmeden. Korku tekrardan bedenimi ele geçirirken verebileceğim başka bir cevap yoktu. Kafasını sağa doğru yatırdı.
"Az önce gidiyordun. Bir şey mi oldu?" Nefesimi dışarı sesli bir şekilde verdim. Gülümsedi.
"Ha, bu arada annen aradı. Sen de üç, ben deyim beş kere. Açmak zorunda kaldım." Duyduğum şeyle gözlerim açıldı.
"Ne!" diye bağırdım. "Neden açıyorsun telefonumu?" Ellerini iki yana açtı.
"Uyanmaya niyetin yoktu. Kadın korkmuş." Dedi. Telaşla telefonu etrafta aramaya başladım. Tuna cebine elini soktu ve telefonumu bana uzattı.
"Ne dedin peki?" dedim gergince. "Bu konuyu anlatmadın değil mi?"
"Tabi ki anlatmadım Melisa. Arkadaşın olduğumu söyledim. Ders çalıştığımızı ve sen giderken telefonunu unuttuğunu falan." Diye geçiştirdi. Kafama dank eden şeyle kendime geldim. Adımı nereden biliyordu?
"Adımı nereden biliyorsun?"
"Annenle birazcık konuşmuş olabilirim. İlk defa arkadaşın olduğu için kadın heyecanlandı ve bazı şeyler anlattı." Dedi. Bugün neler oluyordu böyle.
"Bazı şeyler?"
"Orası da aramızda kalsın Melisa." Dedi. Tabii canım aranızda kalsın. Tanımadığım birisi annemle konuşuyor ve aramızda kalsın diyor. Ah, annem ah! Belli ki yalnız olduğumdan da bahsetti. Göz kulak olmasını istedi. Annemi biliyordum.
"Bir de mesajın gelmiş. Yanlış okudum galiba ama tatlı sapık falan bir şeyler yazıyordu." Dedi. Hiçbir şey bilmiyormuş gibi yaptım. Buğra, kendisine öyle dediği için tatlı sapık olarak kaydetmiştim telefonuma.
"Yok, yanlış okumuşsundur." Dedim ve geçiştirdim. Telefonu açıp mesajlara baktım.
Nereye gidiyorsun?
İyi olduğunu umut ediyorum, bana dön.
Nereye gittiğimi sorduğuna göre beni takip mi ediyordu? Niye takibin devamını getirmemiş ve beni kurtarmamıştı. Belki şu an yaralı olmazdım ve evimde olurdum. Hem takip etmesin diyorsun, hem takip etsin diyorsun Melisa. Karar ver. Bu durumda takip etmesini dilerdim ama normalde takip etmesin diyordum. Kafam iyice allak bullak olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATLI SAPIĞIM( Düzenleniyor+ek bölümler)
Teen Fictionİlk olarak kafamı gökyüzüne kaldırıp derin bir nefes aldım. Hava tam istediğim gibiydi. Kara bulutlar sarmıştı gökyüzünün her tarafını. Gökyüzü yağmur geliyor sinyalini bulut ile vermişti bile. Gülümseyerek kulaklığımı kulağıma taktım ve en sevdiğim...